Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

mustafa kemal büyükmıhcı

http://blog.milliyet.com.tr/mihci47

27 Mayıs '15

 
Kategori
Hukuk
 

Hak ve adalet kavramlarına dair bir analiz

Hak ve adalet kavramlarına dair bir analiz
 

Adaletinden emin olunan bir düzen umuduyla...


Üzerinde geniş mutabakat sağlanmış tek bir hak kavramına rastlayamadım. Yine de aşağıdaki tanımlamalardan ortak kesitler bulmak mümkündür:

Hak, yasal, toplumsal ya da ahlaksal özgürlük veya yetkidir.

Hak, hukuken korunan menfaattir. Hak, bireyin, diğer insanların kendi hayatlarını yaşama şekline müdahale etmeden, kendi yaşamına yön verme özgürlüğüdür.

Hak, hukuk düzeni tarafından tanınan bir irade kudretidir.

Hak, hukuken korunan ve sahibine bu korumadan yararlanma yetkisi tanınan çıkardır.

Hak, hukuken korunmasını istemek yetkisine sahip bulunduğumuz çıkardır.

Hak sahibi olmak, bir şey yapmaya yetkili olmak ya da bir şeyi talep edebilmek demektir.

Adalet ise genel olarak hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi, haklı ile haksızın ayırt edilmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Burada üzerinde düşünülmesi gereken, bu işin nasıl yapılacağıdır. Aşağıdaki değerlendirmelerim düşünmek isteyenlere umarım bir açılım sağlayabilir:

Evvelâ, değerler zinciri kavramına değineceğim. Bu zinciri önem sırasına dizilmiş değerler olarak düşünelim. Zincirin iki özelliği var: ilki, zincirde yer alan bir değerin diğerlerinin kapsama alanına girmemesi (Örnek zincir: Özgürlük, din, güvenlik, refah, eşitlik, katılımcılık, üstünlük, kardeşlik,  yasallık, ırkçılık v.b.); diğeri ise alttaki değerin üsttekine feda edilebilir olması. Konuyu birey bazında ele alırsak, bireylerin benzeşen fakat farklılıkları da olan değer zincirlerine sahip oldukları gerçeği ile yüzleşiriz.

Şimdi, iki kişiyi etkileyen bir olay düşünelim; olayın müsebbibi "A" mağdur hissedeni "B", değer zincirleri de aşağıdaki gibi olsun:

"A"'nın değer zinciri: Özgürlük, üstünlük, güvenlik, din, yasallık, eşitlik

"B"'nin değer zinciri: Din, güvenlik, özgürlük, eşitlik, yasallık, üstünlük

Bu olay "A"'nın güvenlik değerini okşamış (korumuş, yüceltmiş, beslemiş)  "B"'nin ise özgürlük değerini incitmiş (Zedelemiş, bozmuş, yozlaştırmış, çarpıtmış, aykırı düşmüş, v.b.) diyelim. O zaman bu olay, "A" için adil "B" için ise haksız görünecek. Soru şu: Aralarındaki bir davada hangisinin adaleti geçerli olacak? Burada bir üst norm ihtiyacı ortaya çıkıyor, çoğunluğun biat ettiği bir üst norm - üst değer zinciri. Örneğin bu kişiler “Güvenlik, yasallık, özgürlük, eşitlik, katılımcılık” üst değer zinciri üzerine bina edilmiş hipotetik bir hukuk sisteminde yaşıyorlar:

Böyle bir hukuk sistemi bu olayda özgürlüğü güvenliğe feda ederek "A"'yı haklı çıkaracaktır. Adalet sağlanmış mıdır? Hayır. O zaman acaba hukuk sistemini, tüm halkaları aynı önemde sayılan bir üst değer zinciri üzerine inşa ederek halkalardan birini incitmiş olanı haksız saymak veya hiçbirini incitmemiş olanı haklı saymak (bu fiiline mubah demek) sorunu çözecek mi? Aynı olay, üst normu farklı bir toplumda cereyan etseydi yargı farklı olmayacak mıydı?

Diğer taraftan, farklı üst normları bulunan toplumlar arasındaki olaylara nasıl bakılacak? Aralarındaki anlaşmalar bağlamında konulan kurallar adil sayılabilecek mi?

Günümüz dünyasının uygar sayılan ülkelerini ele alalım. Tüm halkaları aynı önemde olan ortak üst değer zincirinden ve buna bağlı benzer hukuk düzenlerinden bahsedebiliriz (Hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü, katılımcı demokrasi, eşitlik, laiklik, barış, refah, evrensel etik, sağlık, temiz çevre gibi). Acaba, bu değerlerden birini veya birkaçını okşayan fakat aynı zamanda da birini veya birkaçını inciten olaylara hak verdikleri veya mubah saydıkları hiç olmuyor mu? Toplumsal veya kurumsal çerçevede güçlünün hukuku ile hiç karşılaşılmıyor mu?

 

 
Toplam blog
: 112
: 152
Kayıt tarihi
: 18.09.12
 
 

ODTÜ'lüyüm, makina yüksek mühendisiyim, vicdanı rahat bir memur emeklisiyim, iki çucuk babasıyım,..