- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Hala neyi bekliyorsak
Irak cumhurbaşkanı Talabani; “ Değil PKK’yı kedi bile vermeyiz” dedi.
Haberleri seyrettim de sinir bir yandan, hüzün bir yandan sardı beni. Talabani’nin bu sözlerine karşı hala Irak’a girmezsek ne diyeyim bizim liderlere. Şu da var biz Irak’a girersek ABD’ye girmiş de oluruz. Böyle bir durumda da sadece Irka ile de ABD ile da savaşmış olacağız. Aslına bakarsanız bunu çoktan hak ediyorlardı ya.
Bu lafların ardına beklemenin anlamı yok bence. Gerekirse Mehmetlerle Ayşeler de savaşır. Bunu herkes böyle bilsin.
Annelerin ağıt sesleri var hala kulağımda. İçim ürperiyor. Şehitlerin isimleri tek tek sayılıyor. Her yiğidin ismi sayılmasına yüreğim parçalanıyor. Ateş düştüğü yeri değil de tüm Türkiye’yi yaktı.
Bundan sonrası için yazmak istemiyorum. İstiklal marşımızın şu kıtaları yüreğimden geçenleri anlatır sanırım.
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı.
Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ