- Kategori
- Kişisel Gelişim
Hayat bana neler öğretti ?

Sabırsız bir insan olarak, hayatın bana öğrettiği yegane vasıflardan biri, sabırlı olmayı öğrenmem.
Bir şeylerin gerçekleşmesi için, geçmesi gereken normal süreyi bekleyememe özelliğim, sık sık zor durumlarda bıraktı beni.
Beklemek hep çok zor geldi bana. Zamanla kavgam hiç bitmedi.
Sabırsız oldukça da zaman geçmedi ve ben daha çok beklemek zorunda kaldım....
Sonuç olarak zaman bana sabretmeyi, acele etmemeyi ve beklemeyi öğretti.
Anladım ki hayatın içinde bazı olaylar vardır ki, zaman içinde olgunlaşır ve gelişir. O süreyi bekleyememeniz demek, arzu ettiğiniz durumun olgunlaşmadan size gelmesini göze almanız demektir.
Size olgunlaşmadan, ham haliyle gelen durum ise, bir süre sonra sizi memnun etmeyecek durumdur. Bu yüzden sabretmeyi bilmek bu kadar önemlidir işte.
Zamanla kavgam bitti. Sabır denen erdeme kavuştum.
Hayattan öğrendiğim önemli erdemlerden biri de "şükretmeyi" öğrenmek oldu.
Lafta kalan yüzeysel bir şükretme değil bahsettiğim. Gerçekten, yürekten, dolu dolu şükredebilmek. Hatta başınıza gelmiş nahoş durumlara bile şükredebilmek kast ettiğim.
Mutluluğun gizli anahtarının, gerçekten, yürekten gelen bir şükür olduğunu bilseydim, bunca yıldır bu duyguyu ıskalamazdım elbette.
Şükretmek ve sonrasında şükür duygularımın artması iç zenginliğimi fark etmeme yol açtı. Farkındalığım arttı, hayatın daha anlamlı, daha yaşanabilir olduğunu şükür duygularım arttıkça anladım.
Hayatın öğrettiği en önemli özelliklerden biri de şu anda yaşamayı öğrenmem oldu.
Şimdide yaşamanın lüksünü anladığımdan beri, ne geçmiş, ne de gelecek ilgilendiriyor beni. Sadece şimdinin keyfini çıkartıyorum. Geçmiş geçmişte kaldı, yaşandı bitti. Gelecek ise henüz gelmedi ve yaşanmadı.
Benim için sadece şu an var ve çok değerli.
Her anımın değerini bilmek ve her anı keyifle yaşamak, hayatın bana öğrettiği en önemli erdemlerden biri.
Şu sıralar hayatın bana öğretmeye çalıştığı başka bir şey daha var ki, belki de yukarıda saydıklarımdan daha önemli.
Yargılamayı bırakmak.
Maalesef hepimiz egolarımız tarafından yönetiliyoruz. Bütün dinler ve öğretiler egoyu terbiye etmek, hatta sindirmek üzerine kurulmuş.
Sizin onu duymanızı sağlamak için egonun sesi daima yüksek çıkar.
Yargılamak egonun bize oynadığı oyunlardan biri maalesef.
Ne zaman ki yargılamayı bırakacağız, o zaman daha mutlu olup, özgürleşeceğiz.
işte hayatın bana öğretmeye çalıştığı en son ders bu.. YARGILAMA, SEV....
Egomu susturmayı başarıp, bu sınavı da geçeceğim, inanıyorum.
Hayattan hergün başka başka şeyler öğrenmeniz ve mutluluğunuza mutluluk katmanız dileklerimle.....