Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

20 Mart '11

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Hayat kurtaran Poğaça

Hayat kurtaran Poğaça
 

Bu fotoğraf bana ait değildir. Kime ait olduğunu da bilmiyorum ama tıpkı benim poğaçalarım gibiler..


Bir kaç poğaçanın günü nasıl kurtardığına hepimiz tanıklık etmişizdir. Kendileri, en sevilen misafiri ağırlamış, sayısız beslenme saatini doldurmuş, açlığı bastırmış, kahvaltılara konu olmuştur. Sevgili “poğaça”nın ismi, Türkçe’mize İtalyanca’dan, “focaccia” sözcüğünden gelmiştir. Hayat kurtaran, basit bir poğaçanın yapımı ise şöyledir: 

Bir kaba, 1 yumurtayı sarısından ayırarak (Sarısını daha sonra poğaçaların üzerine süreceğiz), 1 yumurtayı da sarısını ayırmadan kırın. ¾ Su bardağı sıvı yağ ve 1 su bardağından biraz daha fazla sütü ya da yoğurdu (Ben, sıvı yağı koyduğum bardağın üzerini sütle ya da yoğurtla tamamlıyorum.) ekleyin. 2 çay kaşığı tuzu da atın. Alabildiğince unu da ekleyerek şöyle bir yoğurun ve şu bizim meşhur kulak memesi kıvamına getirin. Bu arada unu eklerken, kabartma tozunu da una karıştırıp öyle eklemeyi unutmayın. Zira bir rivayete göre, kabartma tozu bu şekilde eklenmediğinde hamur işleri pek kabarmazmış. Ben nolur ne olmaz diyerek, aksini denemedim. Hamurumuz hazır. 30 dakika dinlendirelim. 

Poğaçanın içini hazırlamaksa keyfimize kalıyor. Geleneksel tat; beyaz peynir ve maydanoz ikilisinden oluşmakta olmakla birlikte ben kaşar peyniri, dilimlenmiş tost peyniri, hellim vb. tatları da seviyorum. Patates ve kıymanın ana maddesi olan karışımları da kullanmak mümkün ancak bu karışımlar ayrı bir zahmettir. 

Ben ise mutfaktan bir an önce kaçıp, kahvesini yudumlama derdinde olanlardanım. Lafı fazla uzatmadan son aşamaya geldiğimizde, dinlenmiş hamurumuz ve hazırlanmış poğaça harcımızı önümüze alırız. Fırın tepsisini yağlar, hamurumuzdan küçük bir parça koparırız ve bu parçalar bir cevizden daha büyük olmalıdır. Bir oklava yardımıyla ya da elimizle bu parçaları açarız. Açtığımız hamur, ne çok kalın ne de çok ince olmalıdır. Harcımızdan birazını, açılan hamurun bir yanına koyarız ve diğer yanıyla da poğaçamızı kapatır, tepsiye alırız. Tepsimiz dolduğunda, yumurta sarısını bir fırça yardımıyla poğaçalara sürer, üzerine çörekotu serper ve 180 derecede ısınmış fırına veririz. 

Güzel kokular eve yayıldığında ve poğaçaların üzeri kızardığında, pişmiş demektir. Fırından alırız. 

Afiyet Olsun. 

 
Toplam blog
: 5
: 19811
Kayıt tarihi
: 18.05.08
 
 

Mutfak. Herkes için bir çok şeyi ifade edebilir bir mutfak. Bazıları içinse hiçbir şeyi... Sanırım, ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara