- Kategori
- Özel Günler
Hayatın içinde miyim yoksa hiçinde mi?

Bu sözü bir arkadaşımdan duymuştum. "Hayatın içinde miyiz yoksa hiçinde mi?" demişti. Belki o da bir yerde duymuş ya da okumuştur. Birine mi ait onu da bilmiyorum. Bu gün bu sözü kendime soruyorum. Neredeyim ben?
17 Temmuz'da telefonuma mesajlar gelir. Aramak isteyen de arar. "İyi ki doğdun, iyi ki varsın, her şeyin en iyisine en güzeline layıksın" sözlerini gün boyunca duyarım.
Artık yıllar geçtikçe doğum günüm beni hüzünlendiriyor. Dönüp geçmişe bir daha bakıyorum. Kendimi uzun bir tarlada yürüyor gibi hissediyorum. Bazen güneşin kavurucu sıcaklığını tenimde hissediyorum, bazen de ılık esen rüzgarı... Bazen üzerime yağan kar ve yağmuru... Bu uzun tarla'nın neresindeyim bilmiyorum. Ortasında mı sonunda mı? Katettiğim yola bakınca yüzüme bir tebessüm, bir hüzün yerleşiyor.
Yürüdüğüm yolda ne kadar da engeller olduğunu görünce ve o engeli aşmanın sonucunda ulaşılan başarının tadı da daha lezzetli olduğunu görüyorum. O zaman hayatın içindeyim diyorum. Beklemediğim an'da yaşadığım kırgınlıklar, haksızlıkları görünce de o zaman da hayatın hiç'indeyim diyorum. Hayatı kaçırdığımı düşündüğüm zamanlarda da hayatın hiç'indeyim diyorum.
En önemlisi de bu yol boyunca hiç bir zaman umudumu ve ümidimi yitirmedim. Bu uzun tarla'da yürürken ne olursa olsun umudun ve ümidin çok önemli olduğunu öğrendim. Hayatın hiç'inde olduğumu düşündüğümde ise aslında bu durumun hayatın tam içi olduğunu öğrendim.
Bakalım bu uzun tarla'da ne kadar yürüyeceğim. Ya da ne kadar yürüyeceğiz. Bu gün tam 28 oldum.
17.07.2007
NOT: Yoğun iş temposu nedeniyle bu yazı bugüne kaldı.
RESİM: www.deviantart.com