Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

06 Mayıs '22

 
Kategori
Kültürler
 

Hıdrellez

MÜBAREK CUMAMIZ HAYIRLARA VESİLE OLSUN
 
GÖNLÜMÜZ ÖMRÜMÜZ HEP BAHAR OLSUN
 
BÜTÜN DİLEKLERİMİZ GERÇEK OLSUN
 
Allah'ım helal rızkımıza bolluk, kalbimize ferahlık, ömrümüze bereket ver. Âmîn
 
Bugün 6 Mayıs, Hıdırellez günü. Bu gün eskiden kalma, günümüze kadar gelme bir gelenek. 
Büyük şehirleri bilmem ama Anadolu bölgesinde pek çokları hala işlerinin hallolması ve huzura ermek için Hz. Hızır ve Hz. İlyas'tan medet umuyor. 
 
Hızır ve İlyas isimlerinin çeşitli rivayetlerle insanların hizmetine verilmiş iki önemli ermiş kişi olarak biliniyor olmasının yanı sıra, bu muhteremlerin peygamber olduğu da söylenmektedir.
 
Doğrusunu şüphesiz yüce Allah bilir. İnsanlar her devirde yaşam çabalarında tıkandıkları yerde, "Filanca zatın hürmetine " diyerekten  ettikleri dua sonrası iyiliğe kavuştuklarına inanmışlardır. 
 
Doğrusu, yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de  buyurduğuna göre sebepler, vesileler ve gayretler sıkıntılardan kurtulmaya etkendir. Dualarımızın kabulü ise şüphesiz helal kazancımıza, temiz yani "küfürsüz- isyansız" ağzımıza ve dürüst çalışmalarımıza bağlıdır. Bu şekilde olursak, aracısız doğrudan Allah'tan istemeye yüzümüz olur. Allah hepimize iyilikler versin, diyelim rivayetlerden esinlenerek Hıdrellezi konu edelim.
 
Dünden bugüne bazılarınca aktarıldığına göre Hızır ve İlyas hükümdarın ordusunda iki neferdir. Hükümdar ölümsüzlük suyu Ab-ı Hayat-ı aramaya çıkar. Yolculukta Hızır ve İlyas diğer askerlerden ayrılır. Bir su başında durup, yemek için kurutulmuş balık çıkarırlar. Tam bu esnada akan sudan sıçrayan bir damla su balığa değer, balık, canlanır ve suya atlar. Böylece; Hızır ve İlyas ölümsüzlük Suyunu bulmuş olurlar. Bu sırada gökten bir Melek gelir, Hızır ve İlyas’ın kıyamete kadar yaşayacaklarını fakat Hızır’ın karada, İlyas’ın denizde insanlara, ihtiyacı olanlara yardım edeceklerini bildirir. Onların ayrı yaşayacaklarını ancak yılda bir kez 6 Mayıs'ta bir araya gelebileceklerini duyurur...
 
6 Mayıs’ın genelde yağmurlu geçmesi, Hızır ve İlyas’ın buluşma sevinci ile gözyaşlarına boğulmasına yorumlanır. Hıdırellez'in kökeni hakkında değişik söylemler bulunur. 
 
Yazılı tarihte ilk kez Mezopotamya Ur kentinde Temmuz adıyla anılmış. İslamiyet öncesi Orta Asya’da bir Türk geleneği olarak başlatılmıştır. 
 
Anadolu, İran, Osmanlı, Balkanlar ve Doğu Akdeniz ülkelerinde baharı karşılama kutlamaları olarak yaşatılmış, yaşatılmaktadır.
 
Hıdırellez günü bazı bölgelerde halk bembeyaz, bazı yörelerde ise çiçekler gibi rengarenk giyinerek, gün doğmadan önce, yeşil ve bol sulu kırlara gider, eğlenir piknik yaparlar. Seçilen yerlerde ağaç, su yanında türbe veya yatır olmasına da özen gösterilir. Böyle yerlere Anadolu’ da Hıdırlık derler. Günümüzde pek çok ilimizde yeşil tepelere Hıdırlık tepesi denilir, sair günlerde de oralara seyirlik keyif yapmak için çay içmeye çıkılır. 
 
Hızır Arapça 'da “yeşil adam” anlamına gelir derler. Hızır temiz evlere gider diye Hıdırellez de evler temiz tutulur. Hızır nereye elini sürse bereket dağıtırmış, buluşma günleri herkes yiyecek küplerinin ağzını, Hızır’ın eli değip bereket gelsin diye açık tutar. Hızır’ı bekleyenler bahçeye çamurdan evler, dükkanlar, arabalar, salıncaklar yapar. 
 
Sedef çiçeği veya gül ağacının dibine para konur. Buralarda bekletilen niyetler, ertesi sabah hiç konuşmadan sadece mimiklerle iletişim kurularak oradan alınıp en yakın akarsu veya denize atılır, sonra da istekler yerine gelsin diye yıl boyu beklenir. Gelir mi, gelmez mi, bilinmez ama gelenektir bugünler vesilesiyle birlikte eğlenilir.
 
Bir de değdiği yerdeki hastalıkları iyileştirdiğine inanılan “Hızır Sopası” vardır. Bazı yerlerde de, Hıdrellez günü maya katılmadan yoğurt yapılır, tutan yoğurttan bir sonraki Hıdırellez’e kadar bereketli şekilde bu maya kullanılırmış...
 
Ayrıca baharla gelen aşktır Hıdırellez, ritüeller de “Baht Açma, kilit açma” önceliklidir. Evde kalmış, kısmeti çıkmamış kişilerin üzerinde üç kez kilit açılır ki, talihi dönsün, kısmeti çıksın istenir.
"Denizli’de bahtiyar, Yörük’ler de mantıfar, Balıkesir’de dağlara yüzük atma, Edirne ve Trakya ‘da niyet çıkarma, Erzurum’da mani çekme, Afyon'da, Isparta'da yeşil soğan dalına kırmızı ip bağlama" adı verilir bu tür etkinliklere. 
 
Birde bugüne özgü dua yapılır. Hadi o duaya katılalım. "Allah'ım! Evime, mutfağıma, gelirime İlyas Peygamber'in bolluğu dolsun. Tıkanmış, yavaşlamış, durmuş işlerime Hızır Aleyhisselam'ın eli değsin. Bedenime, sağlığıma buluşmalarının gücü aksın. Hayatıma neşe, keyif, huzur ve bereket gelsin." Âmîn, ecmain. Niyet iyi olusa, akıbet hayrolur. 
 
Hayırlı cumalarımız olsun. Hıdrellezimiz kutlu dileklerimiz gerçek olsun! 
 
Ayfer AYTAÇ * ayferaytac.com
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..