Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

29 Temmuz '20

 
Kategori
Güncel
 

Hilafet Ve Papalık (1)

Hilafet ve Papalığın, mana ve uygulamaları açısından birbirleri ile ilgileri bulunmamaktadır. Bununla birlikte her iki kurum da, siyasal boyuttaki etkinlikleri ile değerlendirilecektir.

Büyük Devlet sahibi olmanın yolu, "büyük bir iddia" ve bu iddiayı destekleyecek "maddi ve manevi kaynak"lardan geçmektedir. “Hilafet” ve “Papalık” kurumları, siyasal güçleri ile bu noktada “Siyasal Güç” boyutunda değerlendirilecek, tarihsel akış içerisinde önemli yapılanmalarda ve kırılmalardaki görevleri sorgulanacaktır.

...

Büyük Devlet olmayı düşünenler, her ne kadar kuruluş aşamasında silahlı ordulara ihtiyaç duysalar da, hedeflerine ve menfaatlerine ulaşmada “siyasal kuvvetler”e ihtiyaç duymuşlardır.

Tarihsel olaylara bakıldığında, Hilafet ve Papalık kurumlarının önemi bu noktada açık olarak görülmüştür.

* * *

Günümüzdeki Papalık Kurumu (Kuruluş : MS.754)

Papalık kurumu bugün, “295 TV, 316 gazete ve 187 radyo kanalını kontrol etmektedir. Bunların piyasa değeri de yaklaşık 70 milyar dolar...” (1) civarındadır.

...

Papalığın, Haçlı Seferleri'ndeki Rolü : (1074-1204)

“...Haçlı Seferleri Hıristiyan Batı’nın Müslüman Doğu’ya karşı başlattığı, itici gücün -dini kullanmak suretiyle- kilise ve papalık olduğu silahlı bir harekâttır...

Dinin toplum üzerinde etkin olması, toplumu yöneten siyasi güçleri dine karşı duyarlı olmaya ve devleti yönetirken dini göz önünde bulundurmaya zorunlu kılmıştır. Bu durum, din ve devlet adamlarını ortak hareket etmeye yönlendirmiş, ortaklıkta kimin baskın taraf olduğuysa dönem dönem değişmiştir; kimi zaman devlet dinin üzerinde, kimi zaman da din, devletin üzerinde etkin olmuştur.

Din ve Devlet, bulundukları dönemin şartlarına göre ellerindeki tüm olanakları bu otorite mücadelesini kazanmak için seferber etmişlerdir.

Haçlı Seferleri de Roma Kilisesi'nin ve Papa'nın, Avrupa’daki siyasi güçlerle yaşadığı güç mücadelesinin en temel ve etkin araçlarından biridir. Bu bağlamda Kilise ve Papalık, Haçlı Seferleri’ni başlatan önemli bir faktör olarak görülmelidir.

Her ne kadar Haçlı Seferleri’nin temelinde Kilise ve Papalığın faaliyetleri dışında, farklı siyasi, sosyal ve ekonomik sebepler bulunsa da, bu farklı sebeplere sahip toplumun tüm kesimlerini tek çatı altında toplayarak, ortak ve tek bir hedefe yönlendiren unsur hiç şüphesiz Kilise ve Papalık'tır. (2)

...

1200’lü Yıllardan 2000’li Yıllara Geliyoruz :

"ABD Başkanı George W. Bush, 11 Eylül'de düzenlenen intihar saldırıları ile ilgili olarak, dün yaptığı bir konuşmada saldırılara karşı başlattığı savaşı 'Haçlı Seferi'ne benzetti.

Bush, ulusal güvenlik konusunda danışmanlarıyla Camp David'de dün yaptığı istişare toplantısının ardından başkent Washington'a dönüşünde, Amerikan vatandaşlarına hitaben yaptığı konuşmada, ''Terörizme karşı bu Haçlı Seferi, bu savaş zaman alacaktır. Amerikalılar sabırlı olmalıdır' dedi." (3)

* * *

Cumhuriyet'in 29 Ekim 1923’de ilan edilmesiyle birlikte; Hilafet müessesesi (ve Halife), 3 Mart 1924 tarihine kadar mevcut yerini muhafaza etmiştir.  

Açık ifadesiyle, Yeni Devlet Yapılanması'nda; bir tarafta Büyük Millet Meclisi, diğer tarafta Millet Meclisi'nin seçtiği / görevlendirdiği Halife vardır. Halife, bu Yeni Düzen'de, 29 Ekim 1923 tarihinden itibaren, kaldırıldığı 3 Mart 1924’e kadar (4 ay 5 gün boyunca) görev başında kalmıştır.

* * *

"Halifelik, Vatikanlaştırılamadığı İçin Kaldırıldı

Tarihçi Arnold Toynbee, hilafetin kaldırılmasını Türk milliyetçilerinin sabırsızlığından; Ankara'nın halifeliği Vatikanlaştırmayı başaramamasından kaynaklandığını ileri sürdü.

The Daily Telegraph, Türkiye'nin İslam Milletleri Liderliği'nden, Üçüncü Sınıf Tatar Cumhuriyeti'ne dönüştüğünü iddia ediyordu. Hilafetin kaldırılmasının arkasında, Fransız-İtalyan-Selanik kaynaklı radikal localar olduğunu ileri sürüyordu.

The Observer, Türkiye'nin batılılaşma uğruna "Doğu İtibarı"nı terk ettiğini söylüyordu.

Paris merkezli Le Journal, İstanbul'un dini saygınlığını yıkmaya çalışan İngilizlerin, bu şansı hayal bile edemediğini yazıyordu. (4)

* * *

"LOZAN'IN İMZALANMASI İÇİN HİLAFETİN KALDIRILMASI BEKLENDİ

“Biz, 23 Ağustos 1923 günü Meclis'ten geçirmiştik Lozan'ı ama üçüncü aşamaya, yani devlet başkanının onaylaması noktasına Hilafet'in kaldırılmasından sonra gelebilmiştik.

Bir başka deyişle Mustafa Kemal Paşa Lozan'ı, Hilafet'in kaldırılmasından 28 gün sonra onaylamıştı. Yani bir tür satranç oynandığından emin olabilirsiniz.

Önce Yunanistan onaylasın, sonra hilafeti kaldıralım; ardından biz onaylayalım, sonra da itilaf devletleri...

Nitekim Yunanlılar bizden daha atik davranmışlar ve 11 Şubat 1924'te meclislerinde onaylamışlardı Lozan'ı. İtilaf devletleri başkanlarının ne zaman onayladıklarını biliyor musunuz ? 6 Ağustos 1924 tarihinde.

Peki, neyi beklemişlerdi bunca süre ? Anlaşılan, önce Lozan'da verdiğimiz sözlerin yerine getirilip getirilmediği görülecek, sonra nihai onay verilecekti. O devrin Birleşmiş Milletler'i demek olan Cemiyet-i Akvam ise bir ay sonra, 5 Eylül'de Lozan Antlaşması'nı resmen tescil edecek ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması uluslararası garanti altına alınacaktı. Öte yandan Medeni Kanun'un hazırlanmasına bundan sadece altı gün sonra başlanmış olması size de yeterince anlamlı gelmiyor mu ?” (Mustafa Armağan / Araştırmacı yazar) (5)

* * *

Yazının ilk bölümünü bitirirken, konu ile ilgili bir Amerikan Tartışma Forumu'ndan bir görüş aktarıyoruz :

Hilafet

Bir halifeliğin var olmasına asla izin veremeyiz ve vermemeliyiz.

İlk olarak, bir halifeliğin bugünün dünyasında ne anlama geldiğini anlayın.

Halifelik esasen, İslam'ın küresel bir din olmasını ve Müslümanların küresel bir topluluk olmasını gerektirir.

Müslümanlar, içinde bulundukları millete değil, halifeliğe daha yüksek bir bağlılık hissederlerse ne olur ? Sözü edilen ülkede, çoğunun radikalleşebileceği büyük bir müslüman nüfusu olsaydı ne olurdu ?

Bugün dünyanın güvenliği için, IŞİD’de olduğu gibi, halifelikleri yok etmek için tüm çabamızı sarfetmeliyiz. Hiçbir aklı başında, rasyonel ve vatansever kimse, bir Müslüman halifeliğinin tekrar ortaya çıkmasını istemez.” (6)

* * *

Devam edecek...

www.canmehmet.com

KAYNAKLAR :

(1) https://www.takvim.com.tr/guncel/2013/02/28/vatikanin-medya-gucu

(2) Özlem Bengi, Yüksek Lisans Tezi, T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ. Daha fazlası için bakınız : http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/ET001692.pdf

(3) Daha fazlası için bakınız:  https://www.hurriyet.com.tr/  (Haber Giriş ve Son Güncelleme: 17.09.2001 - 13:20)

(4-5) Daha fazlası için bakınız: HASAN HÜSEYİN KEMAL / AKTÜEL, https://www.sabah.com.tr/aktuel/2013/11/13/halifeligin-kaldirilmasindaki-sirlar-otaya-cikti

(6) https://www.quora.com/Why-cant-we-just-allow-Muslims-to-establish-a-Caliphate-and-be-done-with-it

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara