Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '14

 
Kategori
Siyaset
 

İlker Başbuğun Tahliyesiyle Cemaate ve dünyaya verilen mesaj(lar)!

İlker Başbuğun Tahliyesiyle Cemaate ve dünyaya verilen mesaj(lar)!
 

ilker başbuğ tahliye


İlker Başbuğun Tahliyesiyle Cemaate ve Dünyaya Verilen Mesaj(lar)!

Geçtiğimiz Cuma günü İlker Başbuğ tahliye edildi. Elbette ki bu tahliyenin 17 Aralık operasyonlarıyla açık açık başlayan AK Parti – Cemaat çatışmasına derin mesajları var. Hükümetin devlet içerisinde derin kadrolaşmaya gitmiş ve bu kadrolaşmayla hükümeti zor duruma sokmaya çalışan cemaatçilere her şeyden önce “artık güç sen değilsin, güç benim” mesajı verdi. Bu mesaj hem cemaat tarafından hem de tüm dünya tarafından açık bir şekilde anlaşılmıştır.

Bu tahliyenin özeti şeklindeki mesajdan hariç aslında AK Parti’nin tüm dünyaya verdiği bir ikinci mesaj var, o da “özgürlük” ve “hukuk” mesajları. 17 Aralık operasyonları öncesinde dünya basının Türkiye hakkındaki bir numaralı gündemi “hapisteki gazeteciler” “tutuklu vekiller” ve “hükümlü askerler”di. Türkiye hem basın özgürlüğü açısından hem de hukuk açısından dünya kamuoyunda yargılanan ve yerden yere vurulan bir devletti!

Türkiye’de sol görüşe sahip insanlara dokunduğumuz zamansa bin işittiğimiz ahların ilk üç sırasını “kayıtsız dinlemeler ve telekulak”, “hapisteki solcuların fazlalığı” ve “cemaatçilerin bu kadar güçlü” olması geliyordu.

Şimdi gelinen son noktadan geriye baktığımızda tutuklanan gazeteciler, askerler ve solcular Ergenekon’dan, Balyoz’dan, Bülent Arınç’a suikast iddiasından içeride. Bu kişilerin hep AK Parti karşıtı olduğu için içeride oldukları dillendirildi fakat bir ayrıntı hep gözden kaçtı; aslında bunlar cemaat karşıtı oldukları için içeridelerdi.

Ahmet Şık örneğin “İmamın Ordusu” isimli kitabı daha yayınlanmadan bir sabah Ergenekon’a tabii tutularak tutuklandı. Hanefi Avcı mesela “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabında cemaatin emniyetteki teşkilatlanmaları ve telefon dinlemelerini yazdı iki ay sonra tutuklandı. Diğer gazetecilerde buna keza tutuklanma sebepleri cemaatin devlet içerisindeki örgütlenmelerini yazmasıdır. Şansıma da “Gaziantep ve Cemaat” başlığıyla cemaatin polislik sınavlarında soru dağıttığı hakkında yazdığım yazı yüzünden geçen sene dava açıldı sonra dava geri çekildi.

İkinci en çok eleştirilen başlıksa “kayıtsız dinlemeler”di. Gelinen süreç onu da çok iyi gösterdi ki aslında tüm dinlemeleri yapan bizzat cemaatin kendisiymiş. Ve bırakın kendisinin karşısında olan insanları, cemaati bugünlere kadar getiren ve onları koynunda besleyen Başbakan Erdoğan’ı bile dinlemişler.

17 Aralık Operasyonlarıyla başlayan süreçte tüm Türkiye hatta tüm dünya AK Parti iktidarının en çok eleştirilen yanlarının cemaat tarafından gerçekleştirildiğini fakat hükümetin üzerine bir leke gibi sürüldüğünü gördü. Cemaat hem AK Parti’nin hem de devletin aksayan yanı olmasına rağmen bunca yıl hükümet tarafından sırtında taşındı. Ve İlker Başbuğ tahliyesi hükümetin ve devletin sırtındaki yükü atması açısından bir milattır ve bu yüzden çok önemlidir.

Umut ediyorum ki cemaat düşmanlığından dolayı hapiste yatan tüm asker, gazeteci, solcu her kim varsa serbest bırakılmalı ve Türkiye’nin “basın özgürlüğü” ve “hukuk devleti” kavramları rahat bir nefes almalı. Ondan daha önemlisi başta Zekeriya Öz olmak üzere bu kumpası tezgâhlayan, oynatan, oynayan herkes yargı karşısında cezasını çekmeli.

Yazının Yayını: http://www.mehmeteminztrk.com/ilker-basbugun-tahliyesiyle-cemaate-ve-dunyaya-verilen-mesajlar/

 
Toplam blog
: 352
: 3094
Kayıt tarihi
: 02.08.08
 
 

1989’da Aksaray’ın Eskil ilçesinde doğdu. İlköğretimini 2004 yılında Eskil Cumhuriyet İlköğretimi..