Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '16

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

İşini ve hastasını sevmeyen doktorların huyları

İşini ve hastasını sevmeyen doktorların huyları
 

görsel internetten alıntıdır


Doktora gidersiniz ister özel hastaneye, isterseniz devlet hastanesine gidin işini ve hastasını sevmeyen doktorların gösterdiği tepkiler aşırı yukarı aynıdır. Yani paraya kıyıp doktora verdiğiniz para bazen size olumlu olarak geri dönmeyebilir.

Çocuklarım ufakken önemli bir rahatsızlıkları olduğunda önce üniversite hastanesine gider, doktorların kapısından bakar ve gözüm hangisini tutarsa ona götürürdüm. Kızım bu olaylara dikkat etmiş olmalı ki bana her zaman söyler “Anne, öyle doktorları seçiyorsun ki bak hepsi önemli yerlere geldi, 12 den vuruyorsun” derdi. Dediği doğruydu gerçekten ben o doktorları seçerken sadece kariyer yüksekliğine değil kendimce kişilik özellikleri hakkında tahminde bulunmaya çalışıyordum. Kişilik olarak olumlu özellikleri olan ve kendine güvenen doktorların hastalara tepkileri daha farklı oluyordu. Hastayı ve sahibini dikkatle dinliyor, hastanın gözlemlerine değer veriyorlardı. Hastayı ve hasta sahibini suçlamıyorlardı, hastaya tepeden bakmıyorlardı, hastayı dinlemeyi biliyorlardı ve hasta soru sorduğu zaman rahatsız olmuyorlardı. Hasta, hasta sahibi ve hastalık hakkında gözlemleri güçlü idi ve en önemlisi içlerinden gelerek çalışıyorlardı.

Şimdi gelelim hastalarını memnun etme gibi bir derdi olmayan doktorların özelliklerine:

Öncelikle hastalara tepeden bakarlar sanki dünyayı onlar yaratmışlardır ve ukalalığın bini bir paradır aslında hastalarını aptal ve cahil olarak görürler.

Hastayı dinlemek istemezler ve hastanın hastalığı ve kullandığı ilaçlar hakkındaki gözlemlerine itibar etmezler.

Hasta nasıl olsa bana muhtaçtır diye hastayı aşağılamaktan çekinmezler ve ağızlarına ve akıllarına ilk gelen olumsuz sözcükleri hastaya söylemekten çekinmezler.

Hastayı memnun etmek ve hastaya bir şeyler izah etmek gibi bir dertleri yoktur, hasta ne ilacı verdiniz? Neyi, ne zaman kullanmam gerekir diye sorduğu zaman “Eczacıya sor, o sana anlatır”diyen  doktorlar çoktur. Hasta kapısında bir tane de olsa aynı davranış biçimini göstererek huyunda vazgeçmez..

Hastaya baskın çıkmak ve kendi yaptığını örtbas etmek için en ufak bir soruda kafaya o soruyu takmış, takıntılı bir hasta olarak suçlanabilirsiniz.

Hiçbir incelemeniz yapılmadan gaz sancısı, migren veya psikolojik şikayetler diye geri yollanabilirsiniz ama başka bir yere tetkik için gittiğiniz zaman aslında organlarınızın büyük boyutta rahatsızlanmış olduğunu öğrenebilirsiniz.

En önemlisi de ruhsuzca çalışırlar ya kendi canlarından bezmişlerdir ya da kendi yaşamlarıyla ve zevkleriyle çok ilgilidirler, hasta onlar için mühim değildir.

Oysa şimdi insanlarımız televizyon, radyo ve bilgisayar yüzünden o kadar bilinçli oldular ki ilkokul bitirmiş bir hasta bile her türlü doğru yorumu yapabiliyor. Hanımlar bir araya geldiği zaman hastalık konularını çok konuşurlar nerede hangi doktor var, hangisi iyi hangisi vurdum duymaz diye çok konuşurlar hatta ilaçların yan etkisi nasıldır onları konuşurlar yani o kadar da cahil değildirler ama öyle görülürler.

Böyle doktorlara ufak tefek şeyler için gidebilirsiniz ama önemli durumlarda doktorunuzu seçerken özen gösterin ki hayal kırıklığına uğramayın!

Özel bir polikliniğin web sitesinde şunlar yazıyor.

İnsana ve insanlığa saygı

Hasta ve yakınlarının haklarına saygı

Kaliteden ödün vermeme

Güvenilirlik

Gelişme ve ilerlemeye açık olmak

Sağlık kurumlarına gittiğiniz zaman bunların ne kadarı size sunuluyor, hiç düşündünüz mü?

Herkese dertsiz günler diliyorum.

 

 
Toplam blog
: 627
: 3456
Kayıt tarihi
: 11.06.11
 
 

Kendi halinde yaşayan doğa tutkunu, sıradan bir vatandaş. İnsanların dış güzelliğine değil iç güz..