Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '07

 
Kategori
Blog
 

İyi ki Eymir'deydik

İyi ki Eymir'deydik
 

Bol kahkahalı, neşeli, fotoğraf çekimleri, belgesel kayıtları, şarkılarla dolu dolu paylaşılan Eymir'e giden yol'un başlangıcından sonra sıra geldi 26 Mayıs 2007 Cumartesi gününün gönlümde bıraktıklarını değerlendirmeye. ''İşte bir tane daha Eymir blogu'' diyenleri yanıltmadan yazabildiğim kadar yazacağım o günden ben de kalanları, zihnime yer eden anları.

İlk tanışıklığın ardından görüşme mutluluğunu yaşadığım dostları yeniden görme sevincini, Eymir'de başlangıç yaptıklarımızla kaynaşma çalışmalarını, rüzgarın gölge olsun diye gölün üzerine uçurmakta ısrar ettiği şemsiyeyi, siparişleri yanlış almasına rağmen ''kalabalıkta olur böyle durumlar'' diyecek rahatlığı gösterebilen sempatik garson Yüksel'i, hepsi birbirinden lezzetli yemekleri, dünyanın her yerinde hızlı bir yok oluş sürecinde olan doğa'yı, Eymir'in mavisini, yeşilini, görmediğim için mutlu olduğum yılanı, binemesem de uzaktan göz kırptığım salıncakları, varlıkları ile 29 Mayıs'ı unutulmaz yapan hepsi birbirinden farklı, değerli insanları nasıl sığdırayım satırlara. Söyleyecek, yardım edecek kimse var mı şimdi bana ?

''Yardım olmaz kendin yapacaksın, herkes nasıl yazdıysa sen de öyle dile getireceksin düşüncelerini, yazamıyorsan da bırak kalsın, okuduklarınla yetin'' demeye fırsat verir miyim hiç? Az çok, uzun kısa ne fark eder yaşadıklarımız zihinlere kazınırcasına yer ettikten, yanaklarımızda tebessüm, gönüllerimizde coşku etkisi bıraktıktan sonra. Adı güzellik olsun, coşku olsun, dostluk olsun, Eymir olsun değişir mi tarihe not edilen anılarımız.

Yeterli gelir mi, sizleri görmek, sohbet etmek, o günü paylaşmak güzeldi demek tek tek tüm dostlara. Bir yerden başlamak, söylemek,yazmak gerek.. O halde geç kalmamalıyım.

Böyle bir fikri hayata geçirdiği, stresli, uzun bir sürecin ardından, üzerine aldığı sorumluluğu başarıyla yerine getirerek ekip çalışmasının liderliğini yapan, bu süreçte daha iyi tanıdığım, espirili,dost canlısı,özü sözü bir güneyin sıcak insanı Akdenizli,

Olumlu yaklaşımı, detaylara verdiği önem, dikkat, sabır,hoşgörü özelliklerinin hepsine sahip olan, molanın ardından yeniden bizlerle olan saygıdeğer dost,sevgili Pirmete,

Bugün bu satırları paylaşmamda, Milliyet Blog'da yazmamda büyük etkisi olan, sadece kahkahaları, yol anılarını, yorumları değil, sevinci, hüznü, paylaştığım sevgili DOSTUM Fulya,

Yanaklarındaki tebessüm kadar güzel olan yüreği ile yaşından büyük olgunluğa sahip, Eymir'den sonra, haritacılığın yanısıra ''fotoğraf sanatçısı'' da olan Seda,

Blog'un yakışıklılar sıralamasındaki derecesi bir yana dostluğu derecelendirilemeyecek kadar değerli olan, Cumhuriyet ve Atatürk aşığı Barış,

Eymir'de rüzgarla girdiği yarışı galibiyetle sonuçlandırarak, güneşi kıskandıran şemsiyesi ile bütün olan, sessiz ve derinden gözlemler yapan, fotoğraf konusunda Seda'ya rakip olduğu kadar dikkatli de olan H.Levent,

İstanbul toplantısında salona girerken ilk tanıştığım, Eymir'e gittiğimde ilk selamlaştığım, güler yüzlü, içten, iyi aile babası, nazik, blog dostu Latif,

''İmla kuralları ve Türkçe'yi doğru yazma, konuşma'' denildiğinde ilk aklıma gelen, yüreği ağlarken yanaklarından tebessümü eksik etmemeye çalışan, dosta desteği prensip edinen Ahmet Aydın,

Tanıdığım Fenerbahçelilerin en fanatiği, neşeli, espirili, tüm sohbet konularının finalini futbol ve kanarya ile noktalayabilme özelliğinin lideri Mehmet Eren,

Yardım, vefa, duyarlılık, annelik, ''Ferdi'' denildiğinde evet bu o dediğim, adının hatırlattığı maviliklerin dertlerine çözüm, yanaklarına tebessüm, yüreğine coşku olmasını dilediğim Deniz,

Adının yanına ''güçlü kalem'' ünvanını yakıştırdığım, gümbür gümbür yazan, sohbette sessiz kalan, sessizliği attığında sohbetinden kayif alınan Celal ÇELİK,

12 Ocak'ta tanıştığımda ''ne kadar güzel yüzü, gülüşü var'' dedikten sonra sohbetinin doyulmaz, ayrıntılardaki dikkatin belirgin olduğunu gördüğüm düşünceli insan Feyhan,

Gidemediğim klasik müzik konserlerini coşkuyla anlatırken, kendimi bir an yanındaki koltukta bulduğum, sanal ortamda başlayan içtenliği, hayatın içinde paylaşırken ''yanılmadım'' demekten mutlu olduğum Nihal,

''Portakal çiçeği'' kokusunun mutluluğunu dilinden düşürmeyen, yüreğinin güzelliği yanaklarına tebessüm olarak yansıyan, ailesinden bahsedildiğinde akan suların durduğu, kızıl güzel Sema (Yağmur Zamanı),

Çıtı pıtı görüntüsündeki zerafeti hanımefendiliği ile bütünleştiren su berraklığındaki kızıl güzel Hatice (Guguk Kuşu) ,

Gülen yüzü bulunduğu ortama güzellik getirirken, engellerin aşılabildiğini bizzat gösteren Semra Çetinkaya ve Hakan Bey,

Görüntüde bulunamadığı ortama, çiçeği, şekeri, nezaketi ile tat veren Sabiha Rana,

Sesiyle uzaklıkları yakınlaştırarak, bizlerle olan Serap İnce,

İzmir'den imbat'la lokum da getiren, sesiyle kulaklarımızın pasını silen, Türk Sanat müziğinin tanıtımına yaptığı önemli çalışmalar, araştırmalarla katkı sağlayan İlyas Bayram,

Adındaki canlık, sesindeki gürlük, sohbetindeki içtenliğiyle hepimizin zihnine yer eden Neşe Evrim,

Şiir kitapları, valizi, kahkahaları ile gün boyu bitmeyen enerjisi ile Ayrıntıların önemine dikkat çeken Ayrıntıda Gezinmek,

Asiliği, yazılarla sınırlı kalan, akıcı üslubu, dinlerken keyif veren sohbetiyle A-siyazar,

Yeni tanışmamaıza rağmen tebessümü, içtenliğiyle kendini sevdiren güzel anne Nezom,

Çiçeği burnunda blog yazarı, gelecek toplantıların assolisti Meltem,

Sanal ortamda canlıymışcasına kahkaha attıran yazılara imza atan, görüntüsündeki sakinliği, gözlemlerle bütünleştiren Solohan,

Fotoğraf komşuluğu dışında iletişimimiz olmasa da güler yüzü, neşesi, canlılığıyla farklılığnı gösteren kızıl saçlılar grubunun sempatik güzeli Beenmaya (Özlem),

İçten gülüşü, canayakınlığıyla ortamı güzelleştiren Gülçin,

Adı sevdiğim müzik gruplarından birini hatırlattığı için hafızama yer eden, sempatik Düş,

Ortama geldiği anda saygı uyandıran davranışları, zarafeti ve şarkı söyler gibi konuşması ile Alev Meisel, ''Benim Türkçem yazacak kadar iyi değil, Almanca blog'da yazılmadığından anlayabildiğim kadar takip ediyorum'' dese de akıcı konuşması, sempatik gülüşüyle Alev Hanım'ın hayat arkadaşı Bay Robert,

iyi ki 26 Mayıs'ta Eymir'deydik.. İyi ki güzel paylaşımlarla tarihe not düştük...İyi ki, anılarımızla zenginleştik..


Blog Not: Hafızalarımızda en çok yer eden Bağ evi çalışanı ''Garson Yüksel'' olsa da Eymir toplantımızdaki hizmetlerinden dolayı tüm Bağ Evi çalışanlarına teşekkürler.

fotoğraf: Ahmet Aydın, Seda, Gülçin.
 
Toplam blog
: 126
: 2338
Kayıt tarihi
: 01.08.06
 
 

Kompozisyon derslerini biraz daha fazla önemsediğim, uzun cümleler kurmaya başladığımdan bu yana sev..