Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '09

 
Kategori
Güncel
 

Kabak aşılı karpuz sorunsalı :)

Kabak aşılı karpuz sorunsalı :)
 



Efendiiim... Biraz da mühim mevzular hakkında yazayım dedim nacizane. Münasip bulduğum konu da şu karpuz meselesi.

Malum, yaz geldi.

Yaz ne demek?

Raki, balik, deniz, kuuum, güneeş ve karpuz demek.

İlla ki karpuz yani.

Geçen yıldan beri heryerde şu ''kabak karpuz'' meselesi konuşuldu.

Neymiş efem?

Kabağa karpuz aşılayıp pazara sürmüşler, bizi kazıklamışlar. Ne tadı varmış ne tuzu, zati bir bakışta şıp diye anlarmışız o ucubeleri.

Öyle mi peki?

Değil efem!

Hiç de değil.

Bu konuda Grow Fide sahibi hasan Ünal'ın açıklamasını aldım buraya:

''Aşılı karpuz ile ilgili iddialar doğru mu? Aşılı fideden elde edilen karpuzun sağlığa bir zararı var mıdır?

Dr. Hasan Ünal, bu sorulara şu yanıtı veriyor:

“Aşılı karpuz, üretiminde kullanılan anaçlar çok güçlü olduğu için, topraktan gelen birçok hastalığa dayanıklı karpuzdur. Bu ne demektir? Bu, çiftçinin üretim aşamasında daha az kimyasal madde (ilaç) kullanması, sonuç itibariyle, tüketicilerin de daha sağlıklı meyve yemesi demektir.

Yapılan yorumlarda, aşılı karpuzla aşısız karpuz arasında tat farkı bulunduğu söyleniyor. Oysa, aşılı veya aşısız fark etmez, karpuzu olgunlaşmadan tüketirseniz kabak tadı alırsınız.

Adana Tuzla Belediye Başkanlığı bu yıl 15 Mayıs’tan önce karpuz koparılmaması için tarlalarda zabıtalara nöbet tutturdu. Tarım Bakanlığı ise, yine 15 Mayıs’tan önce karpuz koparılmaması için genelge yayınladı. Ama bütün bu önlemler karpuzun piyasaya erken sürülmesini engelleyemedi. Bu işin ticaretini yapanlar, kurallara uymadılar ve karpuzlar vaktinden önce koparılarak tüketicilere sunuldu.

Anlattığım bu üretim ve satış kurallarını tüketicilerimizin bilmesi tabi ki mümkün değil.

Satın alınan karpuzun, aşılı mı yoksa aşısız mı olduğunu sadece konunun uzmanları tahlil edebilir.”


Aşılı karpuza ilişkin tartışmalar, tarımda teknolojinin yoğun olarak kullanılması için yıllardır çaba gösteren Dr. Hasan Ünal’ı çok üzmüş. Üzüntüsünü şöyle ifade ediyor:

“Benim üzüldüğüm nokta, yapılan bu olumsuz yayınların Türkiye’nin son yıllarda büyük başarılar elde ettiği teknolojik gelişmelere engel olması. Ülkemiz, tarımda teknolojiyi ve gelişmeyi bu tür asılsız yayınlar nedeniyle kaçırmamalı, bu işlerle uğraşan insanların da önü kesilmemelidir. Aşılı karpuz üretimi Türkiye’de başlamadan önce, karpuz tohumu satan firmalar bin metrekare alana, 800 fide dikilecek şekilde satış yapıyorlardı. Aşılama teknolojisi kullanılmaya başladıktan sonra ise, bu rakam bin metrekarede 250-300 fideye düştü. Bu da, tohum firmalarının dörtte bir oranında daha az tohum satmalarına neden oldu.

Çiftçilerimiz, şu anda aşılı üretim tekniğini kullanarak, 800 fide yerine 250 fide dikiyorlar. Daha az fide dikmek, girdilerde herhangi bir değişikliğe neden olmuyor ama daha sağlıklı ve verimi yüksek ürün elde etmiş oluyorlar. ”

Dr. Hasan Ünal’ın anlattıklarından anlaşılıyor ki, birileri tarımdaki plansızlığın, bilgi eksikliğinin faturasını teknolojiye kesmek istiyor. Özetle, karpuzdaki kabak tadı aşılı fideden değil, bilinçsizlikten.

Kabağa karpuz nasıl aşılanıyor?

Efendim, işin esası şu:

Bazı bitkilerin kökleri güçlü. Hastalığa dayanıklı. Ürünü iyi besleyebiliyor. Bazı bitkilerin de kökleri zayıf. Hastalığı kolay kapıyor. Kökü zayıf bitkileri korumak için toprağa bol miktarda ilaç atılıyor. İlaç hem toprağı zehirliyor. Hem de ürünün içine girip kalıyor. İşte bunu önlemek için bir tarım teknolojisi geliştirilmiş.

Güçlü bitkinin kökü ile güçsüz bitkinin gövdesi ameliyat ile birbirine birleştiriliyor. Özel bakım ile ameliyat yerleri kaynaşıyor. Bu "aşılı fide", toprağa gereksiz ilaçlar atılmadan yaşayabiliyor. Hem hastalıklara dayanıyor. Hem de verimli oluyor.

Ameliyat öncesi, sonrası ve ameliyat işlemleri özel olarak ışıklandırılan, havalandırılan, ısısı kontrol edilen, mikrop girmeyen kapalı alanda gerçekleştiriliyor.

Tohumlar, günde 4 milyon tohum eken otomatik makineler ile teker teker küçücük gözleri olan tepsilere dikiliyor. Üzerlerine otomatik olarak toprak seriliyor. Özel ısı ve ışık odalarında belli sıcaklıkta 30 günde ameliyata hazır fideler oluşuyor.

Daha sonra balkabağı fidelerinin köklerine, karpuz, hıyar, kavun fidelerinin gövdeleri ameliyat ile ekleniyor. Yabani domates kökü ile normal domatesin gövdesi, yabani patlıcan kökü ile normal patlıcanın gövdesi birleştiriliyor. Ekleme yerlerinin üzerine plastik kelepçeler geçiriliyor. Ameliyattan sonra aşılı fideler gene kapalı "yoğun bakım" odalarında özel şartlarda bir hafta bekletiliyor. Bu sürede kök ile gövde birbirine kaynıyor. Sonra aşılı fideler, ameliyathaneden seralara naklediliyor. Serada bir ay, doğa şartlarına dayanır güce kavuşturuluyor.

Yaaa, işte böyle.

Karpuzunuzu rahatlıkla yiyebilirsiniz :)

Eh!

Kabukları denize düşse de denize girsek artık :)

 
Toplam blog
: 403
: 1023
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Kendi halinde biriyim, ziraat mühendisiyim. Emekli oldum ve kendi işimi kurdum. İzmir'de yaşıyoru..