Kalbim Gündoğan'da kaldı

Gümüşlük denilen harikulade güzelliğin çekim alanından, kendimi biraz zor da olsa kurtardıktan sonra Bodrum Yarımadası turuma; Gümüşkarya ve Yalıkavak’ı daha hızlı geçerek devam ediyor ve kendimi, Gündoğan denilen bir dingin ruh ikliminde buluyorum.

Eski adı Farilya olan Gündoğan Koyu’nun, Bodrum merkeze olan uzaklığı 25 kilometre civarında. Ve koya tepeden bakan Gündoğan Köyü’nde; volkanik coğrafi oluşumdan arta kalan kayaları, kaya mezarlarını, kaya manastırları, cami ve kilise gibi tarihi yapıları görmek mümkün.

Gündoğan Koyu, çok şirin ve küçük bir tatil beldesi. Kendisinden daha popüler olan Yalıkavak ve Göltürkbükü arasında sıkışmış, saklanmış, gizlenmiş bir hali var. Denizi temiz, deniz dibi ve sahili kumluk. Kumsalı sakin, nezih ve tertemiz.

Koyda demirlemiş olan bol miktarda gezi teknesi, gulet ve yat göze çarpıyor. Restoran, otel ve pansiyonlarıyla yeterli turistik altyapısı olduğunu kısa sürede anlıyorsunuz.

Bodrum Yarımadasında neredeyse her koyda denize girdim ve rahatlıkla söyleyebilirim ki en ılık deniz suyu Gündoğan’daydı. En serini, hatta soğuğu ise Ortakent-Yahşi-Kargı sahilinde.

Ilık, temiz ve dalgasız denizinde, yüzmenin tadını çıkartıp, sırtüstü tuzlu suya yattıktan sonra şöyle bir koya bakacak olursanız denizin ortasından; muz, nar, mandalina ve çam ağaçlarının arasından görünen harika Gündoğan evlerini, çevredeki zeytinlikleri ve yemyeşil bitki örtüsünü seyretmeye doyamazsınız. Ve, iyi ki buradayım diye şükrederken Tanrı’ya...

@İki sene önce bugün “Göl Evi (The Lake House)”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=4124

@İki sene önce bugün “Girne’de Bir Gastronomik Keşif: Zgr”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=4125

Not:Yazı fotoğrafı www.panoramio.com adlı siteden alınmıştır.