Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '09

 
Kategori
Deneme
 

Kapanın elinde kalıyor ömrüm, sıkı tutunun dünyanıza

Kristal aynalarınızı kırıp da geldim. Bütün hükmedenlerin üstüme saldığı lanetleri, özüme sözüme zehir bilip kendimi yaralı bir kuş ilan ettim.

Laneti bilip aş ederken kendime, anı defterlerimde size dair ne varsa yırtıp attım. Tufan yaşayan açlar ordusuna, tokluk dersleri için üşenmeden sıkılmadan kayıtlar aldım. Kapanın elinde kalıyor ömrüm, sıkı tutunun dünyanıza.

Zulüm denince kartpostallarına küfrediyorum, ne kadar tatil beldesi varsa. Kucağımda bebek değil gençliklerini avutuyorum; ne kadar ömrünün çocukluk kısmı silinmiş, kayıtlarda rastlanmayan yok yoksul varsa.

Sonun hesabını tutan yazıcılar, tükenen kalemleriniz kurtaramaz sizi; bunca suskun susamışın gözlerinde parlayan geleceğin akışkan sesinden.

Gül kokulu yârin tenini yıkamışken, alt üst oluşlarında varoluşların. Karmışken hıncı ve öfkeyi kalkışan ayak seslerinde dünyanın.

Gümbürtüsüne teslim olun suyun, aklanacak bir yerleriniz kaldıysa hala. Kuyudan su çeken acı, sudan bir denize kavuşma düşü yaratacaktır elbet.

Kınanan neye lazım dışlanmışlıklar, asıl lazım olanın yüreğinde birikense güneş… Kan izlerini takip et çocuk, korkan sen olmada… Sense, destanında gizlenen destancıyı apaçık sobeleyensin. Sobe, sana da Homeros…

İltihap tutan rahimde gün doğum sancısını barındıran sayılmazlık, bilincin hangi kıtada katıldı öfkene…

Zindanını taştan çamurdan yapan insan, özgürlüğün hangi avucuna sığacaksa…

Artık kumaşı batının; doğunun geniş gövdesinde ancak bir yapraktır, uygunsuz bir yerinde…

Kucağını aç; seni sana anlatan şairlerine halk, hakkını aramak kendini tanımak kadarsa…

Kendin kadarını toplayabiliyorsan koynundaki şafakta, şafağa geç kalınamaz artık; sana ayarlı silme yeni baştan yaratılan iklimde.

Sabır bilip öfkeni, kendini yıldırıyorsan kendine karşı; destanın yanlış yazılacak, insanın su geçirir belleğinde. Kuş uçmaz kervan geçmez belleğinde, bu akan suyu hayra yoranı bir kalemde sil. Hayır işlemez adamın hayırlı bir işi, seni yalanına hokkabaz bir yalancı şahit yazması.

Sevinme yalanına onların, zincirin başka ne olabilirdi ki… Telaşlanma, adına şanına tükürendi zaten onlar; nakaratını sen uydurasın diye seninle bağlantı kurularak kenarları süslenen sözlerle…

Karlı yollarda karşına çıkan kırık kapıları tekrar yapıp yüzüne kapatınca, daha sana ne yapsın Heredot…

Umudu bayrak edip kendinize, bir türkü çığırın; yarın da var deyip birbirinize. Yağmalanan size dair ne varsa, tutun hesabını bir defterde. Kanınıza giren kim varsa; kaşı gözü bile kalacak elbet, sizin kadar yanıla yazıla yürüyenin bu kez ıskalamasa bari belleğinde.

Kınından çıkarın artık yarınınızı, bu kez iyi niyetinizi bilincin emeği ve kendini bilirliğiyle taçlandırıp…

Uyuyandı, şimdi soyuna sopuna, yurduna ocağına sahip çıkan… demek için.e daldım kendimdeki lanetliyi lanetinizle kınamanızı seyre daldım kendimdeki lanetliyi şahin ilan ettim.

 
Toplam blog
: 55
: 383
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

1975’te Ankara’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri..