Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Karabağ çözümüne Rusya engeli

Karabağ çözümüne Rusya engeli
 

Rusya Çarlık döneminden günümüze kadar Güney Kafkas bölgesinde, etkinliğini sağlamak için Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistanın iç ve dış politikasını kendi yönetiminde bulundurmaya çalışıyor. Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra bölgeyi ve geçmiş Post-Sovyet alanını yönetmek için ( Litvanya, Litva ve Estonya hariç ) yeni jeopolitik araçlarla, bölgenin gündemini yeniden kendi yönetimine almaya çalışıyor.

Yeni oluşmuş Rusya Federasyonu Güney Kafkas bölgesinde siyasi etkisini sağlayabilmek için attığı ilk adım, ordusunu Post-Sovyet mekanında bulundurmak olsa da, bu amacına ulaşamadığından bölgedeki devletler içinde etnik çatışmalar ın önünü açarak ve ya bu ülkeler arasında savaş çıkarmaya çalışıyordu.

Ekonomik birliğe ihtiyaç duyulduğundan ve Post-Sovyet Bölgesi’yle ilişki kurabilmek amacıyla, 8 Aralık 1991 yılında Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kuruldu. Birliğe, 1993 yılında Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan üye oldu. Rusya kendi siyasi-iktisadi birliğini kurarak, bölgede kendi yönetimini sürdürerek Güney Kafkasyada etnik çatışmaların cereyan etmesine ortam hazırladı. Geçen bunca yıl içinde, Ermenistan açıkdan açığa Rusya güdümlü bir politika yürütmüş, Azerbaycan ve Gürcistan ise jeopolitik güçler arasında denge kurmağa çalışmıştır.

2004 yılında Gürcistanda meydana gelen “Mahmeri ingilab” sonucunda yönetime geçen Mikail Saakaşvili, Avro Atlantik alanıyla bütünleşmenin ülkenin dış politikasının hedefi oduğunu ilan etti. Bunun sonucunda da, 8 Ağustos 2008 yılında Rusya ve Gürcistan arasında kısa süreli savaş meydana geldi. Rusya, kendini bölgede garanti altına almak için, iki yeni küçük devletin oluşmasına destek verdi. 12 Ağustos 2008 yılında Gürcistan, BDT üyeliğinden çıktığını ilan etti.

2008 yılından sonra, Gürcistan’la savaştan sonra bölgede ve dünyada kendi imajını yeniden oluşturmak için Rusya’nın giderek daha fazla etkinleştiği dikkat çekmektedir. Rusya için önemli olan Yukarı Karabağ sorununun çözümünde kendi bölgesel çıkarlarının sağlanmasıdır. Yani, Rusya için kendi çıkarlarnın korunması, Karabağ sorununun kimin lehine çözüleceğinden daha önemli. Yukarı Karabağ çatışmasının dondurulmuş olarak durması, Rusyanın Azerbaycan üzerinde kendi etkisini sağlaması gibi de değerlendirilmektedir.

2007 yılında Prag sürecinde, AGİT Minsk grubunun üyesi olan Rusya’nın katılımı ve onayı ile kabul edilmiş Madrid İlkeleri paketinde, Rusya’nın çıkarlarının sağlandığı ve sağlama alındığı bir gerçektir. Madrid İlkeleri’nin ilk aşamasında, Azerbaycan ve Türkiye’den başka tüm bölgesel güçlerin çıkarları korunurken, ilk aşamada yedi rayonun boşaltılması, mültecilerin geri dönmesi, ekonomik, sosyal ve altyapı projelerin gerçekleştirilmesinden sonra Yukarı Karabağ’ın durumu konusunun tartışılması bekleniyor. Ve bu Azerbaycan için başarıyla sonuçlanmayak bir süreç gibi değerlendiriliyor. Bundan dolayı, Türkiye’nin Azerbaycan’ın çıkarlarına uygun hareket etmesi onun dış politikasının opsiyonlarına cevap veriyor.

Öncelikle belirtmek lazım ki, Rusya kendini Güney Kafkas Bölgesi’ni “arka bahçesi” olarak görmesinden dolayı, Rusya’nın bir gün “arka bahçesi” ni bırakmasını beklememeliyiz. Rusya, “arka bahçesi” olarak gördüğü bu toprakları kendi izni olmadan, herhangi bir devletin savaş açma niyeti göstermesi ihtimaline bile şiddetle karşı çıkacağı unutulmamalıdır. Azerbaycan hükümetinin savaşa her an hazır olduğunu zaman zaman beyan etmesine cevap olarak, Rusya Devlet Duması Milletvekili ve Bağımsız Devletler Topluluğu Enstitüsü Direktörü Konstantin Zatulin, Azerbaycan’ın savaş için atacağı adıma kimsenin hak vermeyeceğini, Azerbaycan’ın ekonomik çıkarlarına darbe vuracağını ve enerji anlaşmalarının önemini yitireceğini ifade etti. Azerbaycanın cıkabilecek olası bir savaş ihtimali, Batı Ülkeleri ve Rusya ile ilişkilerinin bozulmasına yol açacaktır. Böyle bir durumda Batı’nın enerji çıkarları tehlike altına düşerken, Rusya’nın ise bölgedeki etkisinin güçlenebileceğini göz önünde bulundursak, savaşın Azerbaycan için ne kadar büyük bir hezimetle sonuçlanabileceği, Gürcistan tecrübesinden de anlaşılmaktadır.

Rusya’nın Yukarı Karabağ Sorununda çözümünü Azerbaycan’ın çıkarlarına uygun olarak istiyor olabilmesi gerçek dışı bir hayaldir. Rusyaya bellidir ki, Azerbaycan hiçbir zaman onun dış politik opsiyonlarına uyan siyaset yürütmeyecek. Bağımsızlık yıllarında Azerbaycan ve Batı arasında gerçekleşen, uzun süreli enerji anlaşmaları ve NATO ile işbirliği tasarılarının imzalanması buna örnektir. Gelecekte Azerbaycan’ın savaş açma ihtimali sözkonusu olduğu takdirde, enerji çıkarlarını kaybetmesi Batı için kabul edilemez bir durum olarak öne çıkmaktadır. Batı ülkelerinin olabilecek muhtemel savaş ihtimali karşısında gösterdiği hassaslık Azerbaycan’ın iç siyasetinde kendini açıkça göstermektedir. Batı ülkeleri tarafından Azerbaycan’a direkt temaslarında da defalarca enerji kaynakları konusunda görüşmeler yapılmıştır ve batının enerji çıkarları bölgede Batı için önemli olan tek konudur.

Bu yıllar içinde İran’la ABD arasında olabilecek savaş tehlikesi Azerbaycan’ın dış politikada daha ihtiyatlı adımlar atmasını gerektiriyor.Yukarı Karabağın, İran’la sınır komşusu olması, ABD ve AB tarafından bölgedeki çıkarlarını sağlama almak bakımından sorununun çözümüne daha ihtiyatlı yanaşmaya itiyor. Sülhmeramlı adıyla NATO’nun araziye dahil olması, İran arasındaki sınırda yerleşmesi istihbarat işlerinin yürütülmesini kolaylaştıracak. Böyle bir karışık durumda Azerbaycan’ın hiç kimseyle hesap yapmadan savaşa başlamak istemesi devlet çıkarlarına aykırı ve yanlış bir karar olur. Olası muhtemel bir savaş ile, Yukarı Karabağ’ın gelecekteki durumunu tehlikeli bir hale sokabilir.

BDT alanında bütünleşmenin Azerbaycan için Yukarı Karabağ Sorununda olumlu olabileceğini söylemek çok zor. BDT henüz gerçek bir ekonomik ve siyasi birliğe çevrilememiş ve gelecekde imkan sağlanırsa, Ermenistan bu birlikte daha kuvvetlenmiş olabileceği için, Yukarı Karabağ’daki çıkarlarını kendi lehine sağlayabilir.

Orhan Gafarlı

 
Toplam blog
: 12
: 851
Kayıt tarihi
: 21.07.10
 
 

2007 yılında Azerbaycan'da İktisad Devlet Üniversitesi Uluslararası Ekonomil İlişkiler, bölümünde..