- Kategori
- Şiir
Karanfil sokağından
Kar Tanesi için...
ellerinden tutuyorum hayatı
değil ellerin
değil Kızılay
Ankara hiç değil
Karanfil Sokağındayım
bu sokak için bir şiir yazmak
gerektiğini düşünüyorum
sadece bir şiir mi
değil bir şiir
değil karanfil
sokak hiç değil
düşündüğüm an vazgeçiyorum
ellerinden tutuyorum Karanfil Sokağını
seviştiğimiz anları düşünüyorum
zaten başka pek bir şey de
yapmadık üç gün boyunca
beni otogarda karşılayışını
tek bir sigarayı beraber içişimizi
aynı kabinde aldığımız duşu saymazsak
tek bardakta içtiğimiz suyu
sabah getirdiğin poaçayı, simiti saymazsak
Kızılay’da ısmarladığın kolayı, pizzayı
gezdiğimiz sokakları caddeleri
yağmurun altında oturduğumuz bankı saymazsak
ellerinden hissediyorum yağmuru
sonra birden nasıl oluyorsa
yatakta buluyoruz kendimizi
ayaklarının çok güzel olduğunu fark ediyoruz
ellerinden keşfediyoruz üçüncü dünyayı
daha dün koynumdaydın
ve ondan önceki gün
ve daha önce ki gün
şimdi aramızda
takriben on iki saat yüz seksen meridyen
dinlenme tesislerini saymazsak
ellerinden hissediyorum eksen eğikliğini
metroya kadar geçiriyorsun beni
daha fazla gelme
burada dön diyorum
ayrılıkları beceremiyorum
ellerinden tutuyorum ayrılığı
olduğun yerde hiç kıpırdamadan
bana bakıyorsun
gittiğimi düşünüyorsun
aslında ben duruyorum sen gidiyorsun
ellerinden tutuyorum gidişini
metrodakiler yürüdüklerini sanıyor
aslında hiçbiri yürümüyor
sadece senin durduğun yer uzaklaşıyor
metro duruyor sen gidiyorsun
metro değil son durak metroya yaklaşıyor
otogarda herkes yürüdüğünü sanıyor
bütün otobüsler duruyor oysa
muavin otobüsün gittiğini sanıyor
biz değil Kırıkkale bizden geçiyor
bütün yolcular Kırşehir’e
yaklaştığımızı düşünüyor
oysa otobüs gitmiyor
sen gidiyorsun
sen uzaklaşıyorsun bizden
Kırşehir’e yaklaşıyor otobüs
otobüs gittiği için değil
sen uzaklaştığın için yaklaşıyor
bir halı gibi ayaklarımızın altından çekiliyor yeryüzü
herkes herşey duruyor sen gidiyorsun
ben gitmiyorum gitmedim gitmiyorum
sen gittin sen gidiyorsun
ellerinle altüst ediyorum bütün fizik kurallarını
seni sevdiğimi söylüyorum kendime
o kadar beyazsın ki duymuyorsun beni
sana şiir yazıyorum dudağından öperken
farkında değilsin
hiç kimseye yazmadığım
kelimelerimden yazıyorum
bir çoğunun daha ambalajı bile açılmamış
ellerinle soyuyorum harflerimin kabuklarını
asıl vitamini kabuğunda mı
yoksa şiirinde mi kelimelerin
Edebiyat değil
değil Tarih
Felsefe hiç değil
Sakarya Caddesi değil
değil Dicle
Fırat değil
Malatya Kayseri arasında
bitmek bilmeyen bir yol hiç değil
Edebiyat değil…
Haziran ‘09 Ankara, Diyarbakır
Murat ÇELİK
12 Haziran 2009 tarihli Ergani Haber Gazetesinde yayımlandı.