Karmaşa

Dünya' da insanlar ölüyor, katlediliyor. Ne kadar insan eksiliyorsa bir o kadar da doğuyor, dünyanın yeni bireyleri ekleniyor. Yeni bir makina çıkmış tektuş ile bütün bulaşıkları yıkıyormuş. Herbişeyini kendisi ayarlayıp belirliyormuş. Eskiden makinası olmayan analarımız ne yapmışlar? Onlar tektuş görmemiş.Tek tuşu bırak tek günyüzü görmemiş çalışmaktan, elleri nasır tutmuş zımpara gibi. Teknoloji yokmuş onların doğduğu, yaşadığı gençlik zamanlarında.Pahalı ayakkabı giy ama ucuzlukta al.Emniyetli gitmek istiyorsan emniyet kemeri tak.

Geçenlerde bir haber okudum.Olay ankara Keçiören'de intikal etmiş.Arkadaşının kendisine " nonoş " demesine dayanamayıp öldürmüş.Çok sabırsız milletiz yahu.Arkadaş inşaat işçisi kendileri.Bu arkadaşıyla yani öldürdüğü adamla aynı yerde yaşıyorlarmış.Arkadaşı ikidebir kendisine nonoş diye takıldığı arkadaşını bir çırpıda mıhlayıvermiş.Bir anlık sinir harbi nelere mal oluyor.Arkadaşlar arasında hiç mi laf şakalaşması olamaz?

Kendine yazık etmiş diyerek kapatıyoruz hayat sahnemizin bu matinesini....

Keşke bütün sorunumuz kuyunun derinliği değil , kuyuya sarkıttığımız ipin kısalığı olsaydı.Bu özlü sözü yazın bir kenara.Ama çok da kenara değil , her an kullanacakmış gibi aklımızın muhtedi bir köşesine kayıt edelim.Yeşilköy havalimanında her vatandaş güvenlik cihazında geçerken didik didik aranıyor. Bülen Ersoy'a özel muamele.Başka bir vatandaş kemeri çıkartılana kadar hatta donuna kadar aranırken tabir-i caizse, Bülen Ersoy elindeki cep telefonuyla konuşurken sorgusuz sualsiz geçiyor.Televizyon çiftliğinden geçiyor adeta.Neden?Şöhretli olduğu için mi ?Bizlerden şüphelendikleri kadar Bülent Ersoy gibi şöhretlerden şüphelenmedikçe havalimanları kesinlikle güvenli olamaz.Şöhrete yenik düşen görevlilerden de asla emniyetli bir görevli olamaz.

kAYNAK RESİM : "hazan ve hüzün" , Fotoğrafçı : Bülent Şeker (www.fotofanclub.com)