- Kategori
- Deneme
Kaybetme sanatı
her şeyi kaybetmek...
Bir Sanat
Kaybetmek sanatını güç değildir öğrenmek;
O kadar çok şey doldurulmuş gözükür ki niyetiyle
Kaybolmanın, onların kaybolması değildir felaket.
Her gün bir şey kaybet. Kabul et telaşını
Kaybolan kapı anahtarlarının, kötü harcanmış bir saat.
Kaybetmek sanatını güç değildir öğrenmek.
Sonra pratiğini yap daha çok şey kaybetmenin, daha hızlı kaybetmenin:
Yerleri ve isimleri ve nerede idi gitmek istediğin yer.
Bunların hiçbirisi getirmeyecektir felaket.
Annemin saatini kaybettim. Ve bak! En sonuncusu ya da
Sondan bir öncesi, üç sevdiğim gitti elimden.
Kaybetmek sanatını güç değildir öğrenmek.
İki şehir kaybettim, hoş olanlar. Ve dünya kadar,
Bazı diyarlar sahibi olduğum, iki ırmak, bir kıta.
Özlerim onları, fakat değildi felaket.
_Seni bile kaybetmek( şakacı ses, sevdiğim bir mimik)
Söylediğim yalan olmayacak, besbellidir,
Kaybetmek sanatını güç değildir öğrenmek
Gözükebilmesine rağmen( yazmak onu) felaket
Elizabeth Bishop
Bu en sevdiiğim şiirdir benim, fakat türkçeye tercümede biraz yetersiz kalındığını üzülerek görüyorum, nacizane ingilizce orjinali üzerinde biraz da ben çalıştım fakat bundan daha iyi bir şey çıkmıyor malesef. Böyle sanat eserlerinin başka dillere tercümesi her zaman sıkıntı yaratabiliyor, ingilizcesi iyi olan arkadaşlara orjinal metni okumalarını tavsiye ederim çünkü ses açısından oldukça etkili bir şiir.
Bugün kaybettiklerimi düşündüm çok, her saniye bişeyler kaybettiğimizin siz de farkında mısınız? Hiç de güç olmuyor kaybetmek...
Geçenlerde saçlarımı boyattım, boyanın alnıma ve şakağıma bulaşan kısımlarını silme denemesi yapan sevgili kuaförüm sürdüğü o garip kokulu tuhaf ve yakıcı sıvıyla yüzümü adeta çitiledi, sonuç mu? Ben acımın farkına varana ve onu durdurana kadar tahriş olmuştu bile şakağım. Tam bir ay şakağımda kocaman ve kabuklu bir yarayla dolaştım, şimdilerde de onun iziyle yaşıyorum, Allah beterinden saklasın ya niye şimdi bu benim başıma gelmişti, hiç anlamsız yere o izle yaşamak zorundayım şimdi, çok rahatsız edici bir görüntüsü yok ama bilirsiniz işte kadınlar böyle şeylere pek tahammül edemez. Bugün aynada yüzüme bakarken sanki bişeyler kaybetmişim gibi hissettim, o yara izinin şimdi durduğu yerde başka bişey olmalıydı da sanki ben onu kaybetmişim gibi geldi.
Kaybetmek, sadece maddi ya da manevi bir boşluk yaratmıyor hayatlarımızda; tarifi zor, yeri doldurulamaz yitik kesitler oluşturuyor.
Geri dönüşü olmayan durumlarda bir şey kaybetmekten ölesiye korkarım işte bu sebepten belki de karar vermekte hep çok zorlanırım çünkü bilirsiniz karar vermek; diğerlerini öldürmektir, karar verdiğinizde diğer seçenekleri öldürmüş olursunuz( latince karar vermek: "die cide" yani diğerlerini öldürmek)
Kaybetmekten, karar vermeye uzanan bu yazımı neticelendirirken şunu söylemek istiyorum: Her gün daha çok şeyi kaybetmenin pratiğini yapıyor gibiyiz, fakat kaybolmayalım kayıplarımızla inşallah.