Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '07

 
Kategori
Blog
 

Kazan mama masalımsı

Kazan mama masalımsı
 

Mlogya ülkesinin güçlü orta yaşlı hükümdarı kısa bir zaman içinde ikinci vergi bildirisini halkına duyurabilmek için deditörlerini görevlendirmiş!

“Tespitlerime göre: Halkım tarlada bağda bahçede az çalışır, ağaç gölgesinde yan yatar olmuş, buna rağmen harçlarını vaktinde iletmişler devletimizin kasasına. Bu ne iştir anlaşılmaz, yoksa yan gelirleri mi vardır? Bizim bilmediğimiz! Gidin! Sorun soruşturun açıklık getirin bu işe”

Her biri baştan tırnağa donanımlı deditörler, atlamışlar beyaz atlarına, yayılmışlar ülkenin derinliklerine.

Baş kaldırma, isyan çıkmasın diye tatlı, tatlı tatlı dağıtmışlar herkese!

Halk bölünmüş üç beş parçaya! Bazıları eve kapanmış, ne yapacağını bilmez, söylese bu rahatlığın nedenini ya sihir bozulursa!

Bazıları: “İfşa edelim nedenini, öğrendiklerinde çeker gider asil atlılar, tanrı ömrünü uzun etsin hükümdarımızın isteklerini yerine getirmektir görevleri”

Uzunca sürmemiş, hükümdarın halkından, aralarında anlaşan birkaçı "Tamam! Dinlerse bizi devletlimizin Asdeditörü biz de anlatmak isteriz rahatlığımızın nedenini” demişler.

Huzura çıkmışlar, Asdeditör çok genç, amma çok ta olgunmuş yaşına göre. Sabırla sükûnetle arada sırada bir bardak soğuk su içerek kendisine anlatılanları dinlemeye koyulmuş!

Öykü uzunca olduğundan, kendiliğinden kapanırmış gözleri, fakat kulakları pür dikkat sonuna kadar dinlemiş hikâyeyi. Sağ salim dönmüşler orta yaşlı güçlü hükümdarın yanına tüm asiller! Başlamışlar anlatmaya tane, tane! Tecrübeli hükümdar sevmezmiş cumburlop ifadeyi.

“Efendim bilirsiniz ülkemizin âdetindendir, kazanda pişirirler kotarırlar aşlarını, o yüzden çok kıymetlidir, kazanımız! Tanımayan yoktur onu.

Günlerden bir gün, ananın biri mışıl, mışıl uyuyan kızını uyandırmaya kıyamamış tarlaya çalışmaya giderken yanına almamış. Evde koymuş gitmiş tek başına. “Bir ara gelir bakarım karnını da doyururum” demiş.

Çocuk milleti vakti zamanı bilir mi? Kalkmış erkenden bir bakmış ne ana var ne aş!
Gitmiş kazanın yanına sarılmış şişman göbeğine, gözyaşları sular seller olmuş yalvarmış yakarmış” Evde anam yok, kara kazan mama ver bana” diyerek başlamış ağlamaya!

Kazan’ın içi boş olsa da yufkalı yüreği varmış dayanamamış! “Ağlama artık, ne yemek istersin? Unutma! Sadece bir çeşit dileyebilirsin. Ya ekmek ya katık hangisi olsun.”

Karnı zil çalan yavru düşünmüş "Sütlü aş isterim, anam bana her sabah yedirir" Bundan gayrı âdet olmuş tüm yörede karnı acıkanı geri çevirmemiş koyu esmer anaç kazan.

Bugün kuru yiyen, ertesi gün kuskus dün baklava yiyen, yarın gücenmemiş irmik helvasına. İşte böyle yardımcı olmuş kazan halkımıza, tabii hep içi boş kazandan geçinmemişler sık, sık kendileride keşkek neyin etmişler, düğün çorbaları da.

Yemek pişirmeye ayrılan zaman yarı yarıya düştüğünden, molalar uzun görünmüş karşıdan. Endişeye gerek yoktur, dış kaynaklı yan gelirleri de. Halkımız önce kendisi, sonra sizin için çabalar.” Asdeditör hükümdarını teskin etmiş!

Derin bir nefes alan orta yaşlı güçlü: “Ülkemde benim halkım hürdür, ister kazandan yesinler ister tarladan vergilerini zamanında ödesinler bu yeter bana, boşuna endişe duymuşum desene şuna” demiş ve deditörlerini toplamış etrafına, çözülmesi gerekenleri yatırmışlar yuvarlak masaya!

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..