Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '07

 
Kategori
Sinema
 

Kefaret

Kefaret
 

1935 yazının en sıcak gününde, on üç yaşındaki Briony Tallis, ablası Cecilia’nın soyunup yazlık evlerinin bahçesindeki küçük havuza girdiğini görür. Cecilia’nın çocukluk arkadaşı Robbie Turner de kızı gözlemektedir. O gün sona ermeden bu üç gencin hayatı bir daha düzelmemek üzere değişmiş olacaktır. Başkalarına ait sırlara tanık olan Briony, bir suç işleyecek ve bu suçun kefaretini ödemek için ölene kadar çabalayacaktır.

İnsan hayatı anlardan ibaret ve bir günün insan hayatına neler kattığını tahmin etmek o kadar güç ki. Şuan çok güçlüyüm elime kâğıdı ve kalemi alabildim.

Aslında tüm istediğim bu ''itiraf''…

İnsanlar kimi zaman kefaretinin bedelini ödeyemezler. En büyük yanlış ise geriye dönüp bakmaktır. Bu tam anlamıyla acı verir insana. Bugün yine yalnız başıma sinemaya gittim. Eski Fransız filmleri bana hiç cazip gelmez (İngiliz yapımı). Sadece isminden dolayı kefaret filmine yetişmeye çalıştım. Son anda verilen bir karardı. Yağmur yağıyordu ve benim filme yetişmem yoğun trafik yüzünden çok zor gibi görünüyordu. Hep şanslı olduğumu düşünürüm ve yine şansım yaver gitti. En olmadık bir anda yolun yarısında buldum kendimi. Sinemaya geldiğimde film başlamak üzereydi. Sonra dedim ya eski Fransız filmlerini sevmem diye bu verdiğim çabanın boşuna olduğunu düşündüm. Filmin ortasında sıkıldım ve sinemadan çıkmak istedim ama film bir anda ilgimi çekmeyi başarmıştı. Bu defa da sonunu merakla bekledim.

- Evet deydi galiba.

Yalnız filmde yinede bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyorum yani beni kesinlikle koltuğa bağladı diyemem. Filmin sonunda ki röportaj tam anlamıyla iyiydi filmde kütüphanede yaşananlardan sonra en dikkatle izlediğim kısımdı. Zaten her şey orada başlıyor. Leon hiç davet etmemeliydi robbie yi akşam yemeğine. Robbie hiç gitmemeliydi, yazmamalıydı o mektubu hatayla bile olsa vermemeliydi yanlış mektubu briony e anlık hatalar işte böyle insan hayatına mal oluyor.

Şimdi burada kefaretini ödeyen kim diyeceksin…

Âşık olduğu adamı ablasından ayırmak isteyen ve sonradan pişman olan ve tüm hayatını bu pişmanlıkla yaşayıp onların beraber olduklarını düşünen bir son hazırlayan briony mi?

Sizce kefaretin bedelini böyle ödedi diyebilir miyiz?

Ama yine de filmin sonunda briony romanının kahramanı oldu. En büyük fark bundan robie ve cecilia nın haberinin olmaması kefaretinin bedelini böyle ödedi de diyebiliriz.

İyi seyirler…

 
Toplam blog
: 27
: 2069
Kayıt tarihi
: 14.08.06
 
 

İzmir doğumluyum ama tamamen bir Çanakkale aşığıyım. Herkesin hayatı bir öyküden oluşuyor ve ben ..