- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kış Güneşi
Pencerenin arkasından izlerken, gözlerimizden girip ta yüreğimize kadar ulaşıp; her hücremizi ısıttığını sandığımız...
Çatılardan sarkan buz parçacıkların direncini kırarak, ayaza inat; katıyı sıvıyıya dönüştürmeye çalışırken, son bir gayretle...
Gözlerimizi kamaştıran, masmavi gökyüzünün verdiği yansımayla; sadece ayna misali ve bir o kadar sahte....
Sırtından vururken bir anlık sıcaklık, göğsün poyraza açık buz tutup; üşüme ve terleme aynı bedende... Giyinsen bir dert, soyunsan başka bir dert...
Ve ağaçlar; yavrularından ayrılmış ana misali; çıplak, yeşile hasret...Kanmaya hazır yalancı kış güneşine, tomurcuklarını bir an önce yetiştirip...
Deniz... Durgun, çarşaf gibi; ışıl ışıl parlarken tertemiz , kış güneşi gibi ...Soğuk ve temiz, soğuk ve sakin, soğuk ve huzurlu...
Masmavi gökyüzü, pırıl pırıl deniz, yapraksız ağaç, çiçeksiz toprak; kış güneşi...
Yalancı ısıtan, yetersiz ve aldatan...
Hem var, hem yok...
Hem görünen, hem hissedilemeyen...
Yakan ama aynı anda üşüten...
Umut veren belirsiz tarihlere...
Tıpkı hayat gibi; bir göz kırpıp eline alamadan daha, uzaklardan kayıp giden.