KPSS'de çalıntı iddiası ve cemaatin ahlak sınavı

KPSS… Binlerce insanın gelecek, ekmek umudu, hayatlarına yön verecek bir sınav. Bu sınavda soruların birilerine verilmiş, birileri tarafından ele geçirilmesine göz yumulmuş olduğu iddia ediliyor. Neresinden baksanız devasa bir skandal. Hafifsenebilir en ufak bir tarafı bile yok. Binlerce insanın hakkını yiyen, en temel eşitlik durumunu hunharca ihlal eden bir girişimden bahsediyoruz. Hiçbir etik, ahlak değeriyle bağdaşmayan, değil yazılı ve toplumsal kurallar, kanunlar, dinsel öğretiler, insanlığın asgari kabulleriyle dahi hiçbir şekilde bağdaşmayan, üstelik karı kocanın aynı şekilde mucize başararak tam puan almasından başlayarak türlü garabetlerle ispatı kolaylanan bir girişimden bahsediyoruz.

Ve en az bu girişim kadar kötü bir durum görüyoruz ortalıkla. Devlet yetkililerimizin bu durumu umursadığı yok. Hatta iktidar partisine yakın yayın organları tarafından bu denli ciddi bir skandalın, samimiyetsiz biçimde girmeye çalıştıklarını iddia ettikleri AB ülkelerinin ortalamayı aşan gelişmişlikte birinde olsa bakan, başbakan götürecek iddialarının görmezden gelindiğini, dahası sorgu sual işlemi bitmeden KPSS başarılılarının bu yayın organları tarafından sekiz sütuna manşet çekildiğini görüyoruz.

KPSS skandalının odak noktasında olduğu belirtilen bir cemaat var. Bu cemaat içinde gayet temiz insanları da barındırıyor. Ancak artık cemaatin içindeki bu temiz insanların kendi ülkelerinde yaşayan kardeşlerine karşı sanki ahlaksız bir haçlı seferine girişmiş, hiçbir hak, hukuk, eşitlik ilkesi gözetmeyen bir kayırmacılığa yönelmiş, gözünü bürüyen rövanşist hırslarla kanundan da, ahlaktan da, dinden de geçmiş kişi ve gruplarla aralarına mesafe koyması gerekiyor. Eğer bu mesafe koyulamayacaksa, bu cemaat ahlaksız rövanşist hırsların ve tatlı paranın batağına saplanıp insanlık tutarlılıklarını yitirmiş kimselerin elinde hızlı bir dönüşüm tamamlayacaksa, onun içindeki hala bazı değerlere sahip çıkan insanların başları için başka çarelere bakması gerekiyor.
Cemaatin eskiden siyasete karışmak konusunda gayet temkinli bir duruş sergilediğini, hatta bundan uzak durduğunu görüyorduk. Toplum ve devlet içinde daha iyi mevkilere gelme çabasındaki insanlar yetiştirdiklerini, ama bunun için ahlaki bir yaşam ve tavrı da önemseme iddiasında bulunduklarını görüyorduk. Şimdi her şey değişti mi merek ediyorum? Gerçekten, cemaatten olanlar ve olmayanlar arasında, bu “olmayanlar” cemaatin ve “dinin” düşmanı olmasa dahi kesmeyecek bir haçlı seferi başladı mı? KPSS’ye haftalarını, aylarını, emeklerini dökmüş, geleceğini bu sınava dayandırmış insanların kuşkuları ve tepkileri karşısında bütün bir cemaatin o bazı kişi ve grupların sergilediği umursamaz, yüzsüz ve örtbasçı tavrı savunup savunmayacağını doğrusu çok merak ediyorum.

(Üstelik cemaat içinden de o KPSS sınavına girip bu zulümden etkilenen masumların olduğunu çok iyi biliyoruz)