Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '13

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Kriz ekonomisi: Avrupa Birliği

Kriz ekonomisi: Avrupa Birliği
 

Daha önceki yazımda ABD'de doğan borç krizi ve Türkiye ile olan ilişkisinden bahsetmiştim. Bu yazımda ise krizin Avrupa'da etkisinden bahsetmek istiyorum. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Avrupa kendi içinde ve özellikle ABD ile olan finansal ağını oldukça genişletti. ABD'de basılan dolarlar, tahviller, hisse senetleri, üretim fazlası Avrupa'ya akmaya başladı. Amerika tek kutup dünyada dev olmaya ilerlerken Avrupa'da yerinde saymak istemiyordu.

Önceleri ortak ticaret alanları oluşturuldu, serbest ticaret anlaşmaları, gümrük birliği derken en sonunda ortak para birimine geçilme kararı alındı. İşte Euro'ya geçildikten sonra Avrupa'da istikrar sağlanması beklenirken sürekli yaşanan krizler, artan dış borçlar, kamu bütçe açıkları kronikleşmeye başladı. Peki Euro bölgesi neden istikrarı sağlayamadı?

Bugün Avrupa Birliği'ne 28 ülke üye. Kendi içlerinde oluşturdukları kriterlere göre, bütçe açığının milli gelire oranı %3'ü , kamu borç stokunun milli gelire oranı %60'ı ve faiz oranları da üye ülkeler içinde faizi en düşük olanın 2 baz puanını geçmemeli. Yani Avrupa Birliği düşük faiz oranları, yüksek tasarruf oranları, seri üretim, güçlü para birimi ile ön plana çıkmak istiyor. Bunun olması mı muhtemel midir orası biraz meçhul.

İngiltere Sterlin kullanırken  dünyanın en önemli finans merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Almanya verimli ve üstün sanayisi ile ticaret fazlası vermekten vazgeçmiyor. Fransa'da Almanya ile Avrupa Birliği'ni abi kardeş gibi yönetiyor. Tek bir para birimi kullanıldığı için ülkeler bağımsız bir para politikası uygulayamıyor. Düşünün ki dış ticaretteki dezavantajını gidermek isteyen ülkeler devalüasyon silahını kullanamıyor. İşçiler ve memurlarının maaşlarını ödemek için sıkıştığında para isteyecekleri yer Avrupa Birliği Merkez Bankası...Düşünün ki Yunanistan kriz esnasında maaşları ödemek için IMF ve Avrupa Birliği Merkez Bankası'nın parasına muhtaç kaldı.

İrlanda gibi ilaç sanayisi yükselen bir ülke, Yunanistan gibi tarımdan iyi gelir elde edebilen bir ülke, İspanya ve İtalya gibi ülkeler karşılaştırmalı üstünlüklerini kaybettiler. Serbest ticaret anlaşmaları, sıfır gümrük vergileri Polonya,Macaristan gibi ülkeleri batma seviyesine getirdi. Almanya satmaya devam ederken alımlarını azalttı ve dış ticaret fazlası vermeye devam etti. Diğer ülkeleri kendi sanayisine muhtaç hale getirdi. Avrupa Birliği kurulurken amaç üye ülkelerin aynı ekonomik güçte olması planlanıyordu. Fakat görece daha güçlü olan birkaç ülke biriken stoklarını diğer üye ülkelere satarak, ucuz iş gücünden  ve düşük gümrük oranlarından faydalanarak hazinelerini doldurdular.

Ekonomi çarkını döndüremeyen diğer ülkeler ise Avrupa Birliği'nden gelen hazır para ile günü kurtarmaya devam etti. Artan kamu ve dış borçlar, yükselen enflasyona rağmen Polonya, Macaristan, Yunanistan, Portekiz bir nevi korundu. Gerek Almanya tarafından gerekse kredi derecelendirme kuruluşları tarafından.

Fakat en sonunda Alman halkı buna isyan etti. Onların sürekli çalışarak biriktirdiği tasarruflarıyla, Yunanistan'daki işsizlerin, memurların paraları ödeniyordu. Avrupa Birliği belki para politikasını tek elden yönetiyordu ama her ülkenin kendine has maliye politikası vardı. Ve en önemlisi de performansları farklıydı. Kriz içerisindeki ülkeler zaten para politikası silahını kullanamazken bir de vergileri arttırıp maliye politikasına sarılamıyordu. Sürekli değişen hükümetler cabasıydı.

En sonunda Yunanistan kurban olarak seçildi. Euro'nun diğer para birimleri karşısındaki değer kaybına göz yumuldu. Böylece Euro'nun değeri dolara karşı düşürülerek diğer üye ülkeler ihracat sorunlarını bir nevi çözmüş oldular.

Sözün özü İngiltere'de belirlenen faiz (LIBOR) eşik değer olarak kabul edildiği sürece, Avrupa Merkez Bankası'nın hakimiyeti Almanya ve Fransa'da olmaya devam ettiği sürece birliğin dağılması olasıdır. Tabi birkaç üye ülkenin iflası ile beraber...

 
Toplam blog
: 27
: 980
Kayıt tarihi
: 22.05.13
 
 

Cebi delik, gönlü zengin, kahkahası bol, hayatı sıradan ve sade yaşayan bir insan evladı. Ekonomi..