Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Haziran '12

 
Kategori
Siyaset
 

Kürtaj Üzerine Devamla

Kürtaj Üzerine Devamla
 

  • Dün akşam ATV Kanalında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vardı. Karşısında yılların kadim gazetecileri! Başbakan’ın karşısına geçmişler soru soruyorlar. Geç bir saatte, tam da kürtaj mevzusunun tartışıldığı bir anda televizyonu açtım ve Başbakan’ın incilerini dinlemeye başladım. Ne yalan söyleyeyim, kanım dondu. Başbakan konuştukça benim kanım çekildi, Başbakan konuştukça tansiyonum düştü… Bir siyasi liderin birkaç yıl içerisinde nasıl da bir uçtan bir uca savrulduğuna tanık oldum. Ve bir kez daha anlamdım ki, insanoğlu çiğ süt emmiş.
  •  
  • Vaziyet vahim…
  •  
  • Bu düşünce dünyasının, bu zihin dünyasının bu ülke insanına huzur vermeyeceği malum… Bundan sonraki süreçte bakalım hangi incileriyle karşılaşacağız.
  •  
  • Kürtaj mevzuuna dönersek…
  • Müsaadenizle ben bu yazımı alıntılara bırakıyorum…
  • İlk alıntımız İrlanda Aile Planlaması Vakfı’nın CEO’su Niali Behan’dan…
  •  
  • Bakın Niali Behan kürtaj hakkında neler söylüyor?
  • “Kürtajı yasaklamak bir çözüm değil, aksine en iyi yolun cinsellik ve cinsel ilişki eğitimi ile korunma yöntemlerine kolay ulaşımı sağlamak” olduğunu söylüyor.
  • Devam ediyor Niali Behan,
  • İrlanda'da kadının hayati tehlikesi olmadığı durumlarda kürtaj yasak.  Bu yasak 1861'de başladı. Yani İrlanda Devleti kurulduğundan beri hiç yasal olarak kürtaja izin verilen bir süreç olmadı.
  • Muhafazakar Katolik bir devlet olan İrlanda'da 1983'te yapılan referandumla da kürtaj karşıtı yasa kabul edildi. Yasağın ihlali durumunda cezai yaptırım ise ömür boyu hapis. bugün bir referandum yapılsa sonuç aynı olmaz. Yasağın kürtaja engel olmadığını, her sene binlerce İrlandalı kadının kürtaj olmak için İngiltere'ye gittiği ortada. İrlanda, bu nedenle kürtaja erişimi iyileştirecek bir yasa hazırlığında. Bir hafta içinde büyük bir değişiklik gerçekleşecek.
  • "Gördüğümüz kadarıyla, kürtaj yasak olmasa, insanlar rahat ve açıkça konuşabilse, biraz düşünebilse, panikle kürtaj yaptırmak yerine kendi istekleriyle ebeveyn olma aşamasına daha rahat gelebilirler. Üzerlerindeki bu baskı onları tedirgin edip, olumsuz etkiliyor. Kürtaj rakamını düşürmek ise cinsellik, cinsel ilişki eğitimi ile doğum kontrol araçlarına erişimi kolaylaştırmakla ilgili. Son 10 yılda korunma yöntemlerine eczanelerde kolay ulaşılmasının sağlanması ve okullarda zorunlu cinsel ilişki eğitimi dersleri verilmesi rakamları düşürdü.
  • "Yasaklama tersine baskı yapıyor. İnsanlara zaman veya yasakla baskı koymazsanız, ilk başta istemediklerini düşündükleri bebeği isteyebilirler. Ama paniklediklerinde sağlıklı düşünemiyor ve hemen kürtaj alternatiflerine bakıyorlar."
  •  
  • Bir diğer örneğimizi Romanya’dan verelim. Romanya Sağlık Bakanlığı verilerinden hareketle…
  • 1966'da kürtaj kanunu yürürlüğe girmeden önce Romanya'da anne ölümleri oranı diğer Doğu Avrupa ülkelerine yakındı. Kanun yürürlüğe girdikten sonra ise, kürtaj kaynaklı anne ölümlerinin oranı diğer Avrupa ülkelerini ona katladı. 1980-1989 yılları arasında Romanya'da anne ölümleri ortalama 100 bin doğumda 150 kadın olarak kaydedildi. Pek çok kadın yasadışı yollardan kürtaj yaptırdı ve her yıl ortalama 500 doğurma çağındaki sağlıklı kadın yasadışı kürtaj sonrası kan kaybından, kana karışan toksinlerden, zehirlenmeden ve karın travmasından hayatını kaybetti.
  • Romanya'da o dönemde yaşanan kürtaj sonrası ölümlerin yaygınlığı konusunda kesin rakamlar yok. Ülkede gebelikle ilgili ölümler arasında en yaygın sebepler ise doğum sonrası kan kaybı ile enfeksiyon; bunlar güvenli olmayan yöntemlerle yapılan kürtaj ile bağdaştırılabilecek ölüm sebepleri olarak kaydediliyor. Romanya'da yerel sağlık uzmanları, güvenli olmayan yollarla yapılan kürtajın (kadının tarafından kendi kendine uygulanan ya da yetkisi olmayan, eğitim almamış kişiler tarafından uygulanan) pek çok tehlikeli teknikleri de beraberinde getireceğini söylüyor. Bu tehlikeli tekniklerden bazıları: rahmi lastik bir tüp ile kazıma, rahmi su ya da yakıcı bir madde ile yıkama, rahmi yabancı organizmalara maruz bırakma ve dışarıdan uygulanan darbeler. Uzmanlara göre bu tür yöntemler rahim ağzına hasar verebilir, kronik enfeksiyona sebep olabilir, şiddetli anemiyi tetikleyerek doğum sonrası kan kaybı ve enfeksiyon riskini artırabilir, kısırlığa ve erken doğuma da sebep olabilir.
  • Çavuşesku'nun kürtaj karşıtı politikalarının üzücü miraslarından biri de çocuk esirgeme kurumlarında ve yetimhanelerde büyüyen pek çok Romanyalı çocuk oldu. Yasadışı yollardan kürtaj olmayan bazı kadınlar istenmeyen hamileliklerden doğan çocukları bu kurumlara bıraktı çünkü ailelerin çocuklara bakacak maddi ya da manevi gücü yoktu.
  • Çavuşesku hükümeti devrilmeden önce bu kurumlara verilen çocukların sayısı bilinmemesine rağmen devrimden kısa bir süre sonra 150 bin ile 200 bin arasında çocuğun bu kurumlara bırakıldığı biliniyor. Çocukların bu şekilde kurumlara depolanması sağlık hizmetleri üzerinde büyük bir tehdit oluşturdu ve kurumlarda sağlanan sağlık hizmetlerinin kalitesi büyük oranda düştü. Günümüzde uygulanan programlar sayesinde bu kurumlardaki çocukların büyük bir kısmı ya ailelerine geri verildi ya da evlatlık edinildi. Buna rağmen birkaç bin zihinsel ve fiziksel engelli çocuğun hayatları boyunca bu kurumlarda kalacağı öngörülüyor.
  • Aralık 1989'da gerçekleşen Romanya devriminin ardından geçici hükümetin yaptığı ilk işlerden biri 1966'da yürürlüğe giren kürtaj ve doğum kontrol yasağının feshedilmesi oldu. Bu yasanın kaldırılması, halk sağlığının kalitesini artırmak için alınan acil bir önlem niteliği taşıyordu. Geçici hükümet, güvenli olmayan yollardan yapılan kürtaj kaynaklı anne ölümleri oranını düşürmeye çalışıyordu. 1989'dan beri yetkili doktorlar tarafından hastanelerde ve kliniklerde gerçekleştirilen kürtajların sayısı arttı ve anne ölümleri yasanın feshedilmesinin daha ilk yılında yüzde 50 oranında düştü. Kadınlar güvenli kürtajdan faydalanmayı sürdürdükçe bu oran düşmeyi sürdürüyor. Üstelik ülke ekonomisinin kötüleşmeye devam etmesine rağmen kurumlara bırakılan çocukların sayısı da büyük oranda düştü.
  • Romanya deneyimi, üreme faaliyetlerini hukuki yollarla kontrol etmeye çalışmanın ne kadar faydasız ve budalaca olduğunu bizlere gösteriyor. Kürtajı yasaklayan bir yasa, kadınların istenmeyen hamilelikleri bitirmesine engel olmuyor. Bugün kürtajın yasak olduğu İrlanda'da her yıl yaklaşık 4 bin kadın kürtaj olmak için İngiltere'ye gidiyor. Üreme faaliyetleri üzerinde kontrol sağlayan yasaların tam olarak uygulanması da çok güç, örneğin kürtaj karşıtı politikalar Romanya'da istenilen nüfus artışını sağlayamadı.
  •  
  • Türkiye’deki Kürtaj tartışmalarına dair bir görüşte Uluslararası Kadın Sağlığı Koalisyonu Onursal Başkanı Adrienne Germain’den gelmiş. Adrienne Germain şöyle diyor.
  • "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir tarih dersine ihtiyacı var. Şili ve Romanya örneklerinden biliyoruz ki, kürtaja kısıtlı erişim doğum oranını arttırmaz. Kadınları öldürür, Erdoğan'ın üç çocuk sahibi olması gerektiğini düşündüğü kadınları.
  • "Erdoğan'ın kısıtlayıcı bir düzenleme hazırlanması çağrısı, İslam dünyasındaki kürtaj karşıtlarını milyonlarca kadının sağlığını ve hayatını tehlikeye atmaya teşvik edecektir.
  • "Neyse ki Türkiye'deki dinamik kadın sağlığı ve kadın hakları hareketi, bu açıklamaları geri püskürtüyor. Bu konu, Perşembe günü Türkiye'yi ziyaret edecek olan Dışişleri Bakanı Hillary Rodham Clinton'ın desteğini hak ediyor."
  •  
  • Uluslar arası Af Örgütü Kürtaj tartışmaları hususunda görüşlerini şu şekilde ifade etmiş.
  • "Eğer bu yasa onaylanırsa, kadınlar ve ergen kız çocuklarının ihtiyacı olan sağlık hizmetlerine erişim hakları ihlal edilmiş olacak. Kürtaj yasaları ne kadar kısıtlayıcı olursa, kürtajın güvensiz ve ölümle sonuçlanabilir olma olasılığı o kadar yüksek olur."
  • “Türkiye'nin de taraf olduğu Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de dahil olmak üzere birkaç uluslararası insan hakları sözleşmesi özünde kadının anne olup olmamaya, ne zaman, kiminle ve hangi sıklıkta anne olmaya karar verme yetisi ile doğal olarak bağlantılı bir dizi insan hakkını korumaktadır."
  •  
  • Yazar Ahmet Ümit;
  • “Ben hükümetin kürtajla ilgili politikasını insan hayatına karışmak olarak değerlendiriyorum. İnsan hayatına böylesi bir müdahaleyi, Başbakan'ın ve hükümetin bu gibi müdahaleleri doğru değil.
  • Belki de esas tartışılması gereken konu, kürtajın yasaklanması durumunda ne olacağıdır. Kürtaj yasası kadın düşmanı bir politikadır.
  • Çünkü kürtajın yasak olduğu dönemlerde de insanlar sağlıksız koşullarda, merdiven altlarında kürtaj oluyordu. Bu nedenle kadınlar ya ölüyor ya da sakat kalıyordu. Siz kürtajı yasaklıyorum diyerek kürtajı önleyemezsiniz. Sadece daha çok kadının ölmesine ya da sakat kalmasına neden olursunuz.”
  •  
  • Oyuncu Mert Fırat;
  • Madem bu konuyu cinayet bağlamında değerlendiriyorlar, dört hafta sınırlaması da kadına yönelik cinayettir.  40 güne kadar olur, bir aydan önce olur gibi söylemler çok tutarsız. Bu aslında tamamen cenin üzerinden siyaset yapılmasıdır.  Bu belirli bir yaşayış ve sözde "ahlak" dayatmasıdır. Bu ve bunun gibi yasalar dayatılmak istenen belirli bir hayat tarzına işaret ediyor.
  • Bence politik ve belirli tepkiler almak için belli bir tabana oynuyorlar. Bu konunun gündem değiştirmek için planlandığını düşünüyorum. Kürtaj kadının kendi seçimidir.
  • Hükümete halkın yüzde 50'si oy vermiş, mecliste belli bir sandalye sayısını yakalamış, güç sağlamışken bir gecede karar verip ertesi gün yasa çıkarabilecekleri bir hale geldiler. Karşı durulmalı, örgütlenilmeli, ama aklıma spesifik bir eylem fikri gelmiyor. Elimizden geleni yapmalıyız.
  • İnsanlar şapkalarını önüne koyup düşünmeliler, biz hükümetin bizi yönetmesini mi, yoksa şekillendirmesini mi istedik? Bizi yönetmekten çok yeni tip bir insan yaratmak istiyorlar.
  • Ben bu kadar ahlakçı bir devlet görmedim, gerçi buna ahlakçılık da denemez. Hani uzun zamandır giden bir muhafazakarlık var ya, o işte; bakalım nereye gidecek.
  •  
  • Hayatın realitesiyle savaşmanın bedeli hem bu savaşı başlatanlara hem de bu savaşa karşı çıkanlara çıkıyor.
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara