- Kategori
- Güncel
Kutu

Açtırma Kutuyu, Söyletme Kötüyü
Ticari hayatın vazgeçilmez ilkesi, ürün satışını artırmak ve pazarda fark edilmektir. Tasarımcılar bütün yeteneklerini kullanarak ürünleri cazip kutularla müşterinin beğenisine sunmayı hedefler.
Başta iç çamaşırı olmak üzere, gömlek, kravat, çorap, kemer aklınıza ne gelirse onun özel tasarım kutusu vardır.
Mücevher kutusunun yeri ise bir başkadır. Sevgililer, sevgili gibi görünenler her zaman şık görkemli bir mücevher kutusunun şıklığı arkasına sığınarak şov yaparlar.
İç çamaşırı kutusu ise bir başka çağrışım yapar. Belki de kirli iç çamaşırları ortaya dökülmesin diye özel kutularda teşhir edilir.
Kim bilir?
Özel tasarım, kutu çeşidi pek çok. Hepsini alt alta yazmaya kalksam, ayakkabı kutusuna yer kalmaz.
O zaman da haksızlık olur. Türkiye ve dünya gündemini değiştiren ve de hayalleri suya düşüren ayakkabı kutusu gönül koyar kalemimize.
Tarih 7 Kasım 2013, Erdoğan kadın ve erkek öğrencilerin birlikte yaşamasını engellemek için yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi (7 Kasım 2013) Hürriyet
Bu söylem üzerine yer yerinden oynadı. Gündem öğrenci evlerine kilitlendi!
Yazılı görsel basın hep öğrenci evlerini konuştu. Kalemi olanlarda öğrenci evlerini analiz etti.
Meğer millet kız ve erkek öğrencilerin aynı evde birlikte yaşamasının ahlaki kraterlerini masaya yatırır tartışırken, kimileri yatak odalarında yeşil dolarları sayıyor, ayakkabı kutularına istifliyormuş.
Tarih 19 Kasım 2013, Başbakan kıtaları fethetmiş ordu komutanı gibi Diyarbakır’da.
Devlete, hatta iktidara küfreden “Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanı” Baydemir’i makamında ziyaret etti.
Mesut Barzani’yi ağırladı, Şivan Perver’e düet yaptırdı, Ahmet Kaya’ya ağıt yaktı.
Barzani, hayalleri gerçekleştiği için valizler dolusu altın dağıttı.
Bunlar olup biterken milletin gözü kulağı, dikkati hep Diyarbakır’a kilitlenmişti.
Necip Türk Milleti Diyarbakır’ı dinlerken, Şehzadeler yatakodalarında yeşil dolarları sayıyor, Ayakkabı kutularına istif ediyordu.
Elbette dikkatleri başka yere topladıkları olay sadece Öğrenci evleri, Diyarbakır salvosu değil.
Buna TBMM sine başörtüsü ile giren milletvekillerini de sayabilir, daha çok örnek vere biriz.
Bunlar, Türk Milletinin ne kadar değer verdiği hasleti varsa onu kullanarak hem makam ve mevki hem de mal mülk edinmeyi iyi biliyorlar.
Denizde Filolar, karada yeşil dolarlar yüzüyor. Ve filmi çekilen hırsızlık ve yolsuzluğu kapatmak için de yine milletin saf vicdanına sığınıyorlar.
Ekonomiye zarar vermişler, Dolar-Ero yükselmiş!
Borsa düşmüş!
Hırsızlığı yolsuzluğu yapanları ortaya çıkartanları anasından doğduğuna pişman etti,çil yavrusu gibi dağıttılar.
Devletin içinde paralel yapı varmış! Onları oraya sen getirmedin mi? 2002’den beri devleti sen yönetmiyor musun?
Ergenekon- Balyoz mağdurları sesini duyurmak için çırpınırken sen neredeydin?
Bir Atasözümüz de diyor ki “Açtırma Kutuyu, Söyletme Kötüyü!” daha ne desin?