Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Lezzet Kardeşliği

Lezzet Kardeşliği
 

Bu gün Gülse Birsel gazete deki köşesinde “Lezzet Dünyası Tehlikelidir” başlıklı bir yazı yazmış. Bildiğimiz dal gibi incecik ve güzel hanım meğerse fazlaca lezzet düşkünüymüş. Yazısını da, Kendini lezzet dünyasına kaptıranları sevgiyle selamlamış ve “Hepiniz Kardeşimsiniz!” demiş. Sonuç olacak buna göre ben kesinlikle Gülse hanımla kardeş oluyorum. Bakalım blog ortamında başka kaç kardeşimiz çıkacak?

Tam da bu günlerde lezzet uğruna neler yaptığımı anlatan bir yazı yazmaya niyetlenmiştim ki, bu yazı vesile oldu. Lezzet uğruna alınan yollar yalnızca ağız tadıyla yemek yenirle bitmiyor ki, ben evimde hazırlamayı daha çok seviyorum. Açıkçası çok özel yemekler dışında ne nasıl yapılır öğrenip evde yapmak apayrı bir mutluluk veriyor bana. İyi güzel de, bunun için çok çabalamak gerekiyor. Önce alışveriş ile en güzel malzemeleri almak gerekiyor.

Dünden beri eve taşıdıklarım için kendime kızıyorum biraz, çünkü ne zaman nasıl yapabileceğimi bilemediğim bir çok iş çıkardım kendime. Pazardan turp otu, ebegümeci, brokoli, ısırgan otu, ıspanak ve tatlı kabak aldım. Bunların her biri ayrı ayrı iş gücü gerektiriyor. Daha aldığım maydanoz, dereotu, taze soğan ve naneleri sayamıyorum bile. Hatta gözüm taze sarımsaklarda kaldı ama, bu kez onları almadım. Dün oturdum iki demet naneyi yapraklarından ayırdım ve kavanoza koydum, hem yemeklere ekleyeceğim hem de belki mohito yaparım. Daha önce de kavanozla aldığım enginarlar ve küçük mısırlar da bana göz kırpıyorlar ama öncelikle taze sebzeleri yapayım dedim, onlar sıralarını bekleyecek.

Ebegümeci ilk kez yapacağım, pazardaki hanım haşlanıp, nar ekşisi ve sarımsakla tatlandırılacak dedi, ama internetten bakıp en güzel nasıl yapılır bunu araştıracağım. Geçenlerde midye kızartmasının nasıl yapılacağını araştırdığımda çok güzel bir tarif buldum, meğerse midye kızartırken, batırıldıkları sosa un-yumurta yanında bira da eklenince bambaşka güzel bir tat elde ediliyormuş. Bundandır ki, ebegümeci içinde mutlaka güzel bir tarif vardır. Isırganlar da börek yapılmak için sıraya girecekler, ıspanaklar soğanla kavrulacaklar ve pırasalardan da börek yapımında kullanabilirim.

Hadi sebzeler sıraya girdi, ya kahvaltılık ürünler nasıl olacak. Peynir benim için olmazsa olmaz bir ürün, tam yağlıdan, yarım yağlı çeşitlerine ve yapıldığı memleketlerine göre mutlaka çok çeşitli peynirim evde hazır olmalı. Ben genelde yarım yağlı yemeye gayret ediyorum ama eşim ve oğlum daha çok yağlı ürünleri tercih ediyorlar. Bana kalsa, otlu , çörekotlu, örgülü ve kızartmalık çeşitleri de eksik etmeyeceğim ama bunları daha çok tüketebileceğimiz kadar alıyorum. Zeytin sele zeytini de olmalı, biberli yeşil zeytin de, hem de kendim de kurmalıyım. Yumurta mutlaka taze olmalı, omlet çeşitlerine girmesem en iyisi. Ama taze soğanların yeşil kısımları ve hafif domates ekleyerek biraz kavurup, yumurtaların kırılmasıyla oluşan olağanüstü lezzeti unutmayın diyeceğim. Patates de ayrı bir yakışıyor yumurta ile, küp küp doğranan patatesler, güzelce kızartılıp yumurtalar üzerine kırıldığında doyumsuz bir lezzet oluyor.

Ya ekmeler nasıl olacak!, bir tane fırın ekmeği alınabilir ama yanında tam buğday ürünleri olmalı. Kepekli, çavdar, yedi tahıllı ve ya mısır ekmeği mutlaka bir çeşidini almalı. Her türlü mayalı ürünler güzel ve lezzetli ama sağlık için sınırlı yemek gerekiyor, üzülerek bunlardan uzak durmaya çalışıyorum. Zamanım olsa ekmeğimi kendim yapıyorum, çeşit çeşit unlar var öyle güzel kabaran ekmekler oluyor ki. Çiğ börekler ve hamur kızartmaları çok kışkırtıcı olsa da, ara sıra dayanamayınca yiyor insan.

İşte böyle: roka, çeri domates, taze soğan, patatesli yumurta-sucuklu yumurta, kendi yaptığım zeytin, mısır ekmeği, çilek reçeli ve beyaz peynir den oluşan menümüzle kahvaltımızı yaptık. Yalnız bu kahvaltıyı yalnızca cumartesi ve pazar günleri yapabiliyoruz. Hafta içinde bir dilim kepekli ekmek, bir ceviz, bir dilim peynir ve bir kaşık reçel kahvaltı menümüz oluyor. Bunların yanında mutlaka kokulu ve iyi demlenmiş bir çay oluyor.

Tüm bunları severek yerken, dal gibi değilim ama obez de değilim. Her gün yürüyüşe çıktıktan sonra ağız tadımı da bozamam. Allah sağlık versin, ağız tadı oldukça yemeli insan, ama doymak için değil. Güzel ve lezzetli, özenli yemeli.

Lezzet kardeşiniz, mutlumavi, sevgilerimle…

 
Toplam blog
: 196
: 6404
Kayıt tarihi
: 30.03.07
 
 

Uzman doktorum, kendimi bildim bileli çalışıyorum. Kendi adıma  yaşamdan beklentim, huzurlu ve ko..