Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '08

 
Kategori
Mizah
 

Libi ile do (8) orgazm iğnesi kadınları çıldırttı. Erkeklerin can güvenliği tehlikede.

Libi ile do (8) orgazm iğnesi kadınları çıldırttı. Erkeklerin can güvenliği tehlikede.
 

Korkma Hüssom. Gel bişey yamıycam:)))


Konuyu daha iyi anlamak için lütfen öncelikle tıklayın.
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=102061

Annesinin evine gelen Hüsso aralık bulduğu kapıdan hızla içeri dalar ve kapıyı kapatır. Bir de ne görsün. Yetmişlerinde olan babası koltukların tepesinde bir o yana bir bu yana kaçmakta annesi ise onu kovalamaktadır. Babası geldiğini görmüş fakat annesinin geldiğini görecek hali yoktur. Babası bir taraftan eli ile oğlunu işaret etmekte bir taraftan da kendini kollamaktadır. En son oğlunun önüne atlamasıyla anne de durumu fark eder ve soluk soluğa kalmış bir şekilde koltuğa yığılır.

Hüsso babasına dönerek, baba neler oluyor burada der.

Babası: Oğlum bilmiyorum. Annen bu gün sağlık ocağına gitmişti, menopoz tedavisi için hormon iğnelerini vurdurmaya, ne olduysa ondan sonra oldu. Geldi üstüme saldırdı. Hanım etme getme ayıp olmuyor mu bu yaşta da dediysem de ananı ikna edemedim. Kurtar beni oğlum. Ben bir ayağı çukurda bir adamım. Öldürecek yoksa beni bu kadın.

Annesinde de karısı Binnaz’ınkine benzer belirtiler gören Hüsso durumdan şüphelenir ama bozuntuya vermez. Sadece iğne, sağlık ocağı, Binnaz ve anne kelimeleri dolanmaktadır o an kafasında. Annesine, anne sen bize bir çay yap, biz babamla biraz konuşalım der ve anneyi zor bela mutfağa gönderir. Bu arada kendisi de köşedeki eczaneye kadar giderek eczaneden bir kutu uyku hapı alır ve eve döner. Çayını sakarinle içen annesine sakarin benzeri hapı uzatır ve çayı içen annenin üstüne bir rehavet çöker ve olduğu yerde koltuğa uzanır. Karısının baskın yapmasından korkan Hüsso, babasına haydi biz de yatalım diyerek ışıkları kapatır ve diğer koltuğa da o büzüşür. Sabah annesi kalkmadan erkenden kalkıp, babasını da alarak sağlık ocağına gider ve yaşananları anlatır.

Sağlık ocağındakiler dudaklarında muzip bir gülümseme ile baba oğula bir çay söyler ve neler olduğunu bilen bir eda ile buyrun oturun ve anlatın der. Baba oğlun anlattıkları bittikten sonra, söz alan doktor, maalesef iki gündür sizinkilere benzer kırk kadar şikayet aldık. Bu şikayetler sonrasında iğneyi bize gönderen ilaç firmasını aradık. İlaç firması ilacı üreten Amerikan şirketini aradı. Üzgünüm ama size kötü bir haberim var. Eşlerinize vurulan iğne libido seviyesini yükselten, yani cinsel isteği maksimuma çıkaran bir iğnedir. Yani orgazm iğnesidir. Sizden tek ricamız bu olağanüstü duruma bir şekilde dört ay dayanmanız. İğnenin şu an yaşadığınızdan başka hiçbir yan etkisi sağlık açısından tehlikesi yoktur. Tek sorun sizin bu dört ayı sağ salim atlatabilmeniz. Göreceksiniz ki dört ay sonra her şey normale dönecek ve sizler alışık olduğunuz eski tekdüze huzurlu hayatınıza devam edeceksiniz. Bunun dışında maalesef yapabileceğimiz başka bir şey yok. Dediğimiz gibi en sevindirici tarafı eşlerinizin sağlığınızı tehdit edecek başka bir unsur yok. Eğer sizin açınızdan hal ve durum dayanamayacağınız boyuta ulaşırsa lütfen bize haber verin. Olmazsa eşlerinize birer sakinleştirici iğne yapıp sizin de bu arada dinlenmenizi sağlarız. Yok, yok. Korkmayın. Son partide gelen bütün iğneleri geri gönderdik. Zaten ilaç firması da yapılan yanlışlığın farkına varmış, bizi aradı. Çünkü eşlerinize yaptığımız iğnenin tanesi 2.100 ytl’dir. Siz isteseniz de bu iğneyi alamaz, vurduramazdınız. Aslında bir yandan da sevinmeniz gerekir öyle değil mi?

Yapacak bir şeyleri kalmayan baba ve oğul çaresiz biçimde evlerinin yolunu tutar. Kendilerini kurbanlık koyun gibi hissetmekte, eski günlerini aramaktadırlar. Bu arada da sık sık can havliyle sokağa fırlayan adamlar çıkmaktadır karşılarına. Ve yangın gittikçe büyümekte, mahalleliyi tehdit etmektedir. Diğer en önemli soru ise firma ilacı yanlışlıkla mı göndermiştir yoksa eşlerini bilerek denek olarak mı kullanmışlardır. Bu ve buna benzer sorular mahallelinin kafasını yormaktadır. Ya iğnelerin etkisi dört ay değil de dört yıl ise. Yaşananlar kabus gibidir. Erkekler bu kâbusun korkusuyla uyuyamamakta, yeni yeni planlar üstünde çalışmaktadırlar. Bu planların arasında en gözde olanı, mağdurlar tarafından en çok oy alanı ise dört aylığına çadır kentler kurmak ve dağlara kaçarak, dağlarda yaşamaktır.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..