- Kategori
- Tarot
Madem öyle; gelin böyle!

En ciddi erkek yazarların bile falcılığa soyunduğu bu günlerde ben niye eksik kalacakmışım dedim ve falcılığa soyundum. Siz benim sıkı bir falcı ve medyum olduğumu bilmiyordunuz tabii. Oysa her gün fal açarım ben kendi kendime. Baktım falcılara para yetişmeyecek, ne yapayım? Bir deste tarot aldım kendime, bakıp bakıp duruyom. Zaten günümüzün en çok gelir getiren mesleklerine şöyle bir göz attığınız zaman falcıların, büyücülerin, medyumların ilk sıralarda yer aldığını görürsünüz. İpini koparan falcıda! Aldatan, aldatılan, işini batıran, sevgili arayan, oda başkanları, milletvekili adayları, bakan adayları, ne ararsan var.
Geçen gün falcıda karşılaştığım bir sima karşısında küçük dilimi yutacaktım az kalsın. Orada görmeyi tahmin edebileceğim son kişiydi kendisi çünkü. Onun için kim ne derse desin inanmıyorum artık ben bu konuda. Hatta blogda bile öyleleri var ki, matematik, bilim, felsefe, ilim, irfan üzerine sonsuz nutuklar atar, falcıların bloglarına girerek falın saçmalıkları konusunda yorum yapar, bizim gibi kalp ağrısı çekenlerle dalga geçer, akıl verir, alay eder, bi öğrenirsin ki; kendiside her sabah aksatmadan fal bakar. Eeee diyorum, fal üzerine bunca nutuklar atan sen, nasıl olurda bir fincanın içindeki garip şekillere bağlarsın umudunu. Neymiş de onlar eğlence olsun diye bakıyormuş. Hadi be. Benim külahıma anlat sen onu. Başka eğlence mi bulamadın. Bal gibi de merak ediyor bel bağlıyorsun işte kahve fincanının içindeki telvelere.
Dedim ya bende sıkı bir falcıyım. Hatta bu konuda yeni projelerim var kafamda. Baktım gazetecilikte para yok, bir çıkar, bir çıkmaz, bloglarda da bedava çalışıyoz zaten, bir kadın buldum acaip fal bakıyormuş, “cumartesi günü bana da bakacak” birde restaurantı olan arkadaşım var orayı cafeye çevirip, küçük, küçük masalar alıp, her birini ayrı ayrı rengarenk örtülerle süsleyip, küçücük, sıcacık bir cafe ortamı yaratmak üzerine kaç gündür kurduğum tüm hayallerim. Olmazsa içine şöyleee yakışıklısından bir de gitarist buluruz, ondan sonra gelsin paralar. Nasıl fikir ama? Tutar değil mi arkadaşlar. Bir bakıyormuşsunuz altı aya varmadan hayalimdeki arabama kavuşuyor muşum. Hayalimdeki araba mı? Jaguar XKR. Bir de yanımda sevgilim tabii. Eli elimde, gözü gözümde. Başka ne isterim Allahtan:)) Bir de deniz ve mehtap olsun hadi. Bir de ay ışığı ve yıldızlar. Offf uleyn tutmayın beni. Bak yine konu geldi dayandı nereye.
Dedim ya; acayip fal bakarım. Hani şu meşhur Kadir İnanır, Serpil Çakmaklı meselesinde olduğu gibi.
—Seviyorum de!
Hayır!
-Seviyorum de!
Hayır!
-Seviyorum de!
Hayır!
-Seviyorum de uleynnn!
Seviyorum!
-Yalan söylüyorsun .a.l.t.k şırraaaakkkk.
İstediğim kartlar çıkıncaya kadar yani. Döner döner bakarım. Birde tarot destesinin resimlerini çok seviyom ben. Öyle güzel ki hepsi! Hele o kupa ikilisi yok mu? Aşıklar kartı yani. Doymuyorum onu izlemeye.
Seni bu yollara kim düşürdü derseniz? Ben kendi kendime düştüm derim. İmkansızlıklar meselesi yani. Hani şu son zamanlarda çok moda olan! Anladıniz siz oni:)) Ahhh min-el aşk. Aşk insana neler yaptırmaz ki?
İsterseniz size de bakarım. Kendim için yapmış olduğum kehanetlerin çoğu gerçekleşmemiş olsa da bu güne kadar. (Daha vakti gelmedi de ondan:)) “Gerçekleşecek yakında inşallah Allahın izniyle.” Eş, dost, yakın arkadaşlar için yapmış olduğum kehanetlerin hepsinin gerçekleştiği söylenir. Ben onların yalansısıyım vallah. İnsan kendine objektif olamıyor tabii canım:))
Neyse merak ettiniz değil mi, benim kehanetleri. Özeti aşağıda.
Haydi size iyi eğlenceler:)) Ben kaçtım.
KARTLARIN DİLİ!
Dün bütün gün fal açtım adına
Bütün fallar da adın çıktı yoluma
Israrla, inatla ve ihtirasla
Tekrar tekrar yoluma!
Senin kalbin de aşkım varmış
Benimkindeyse aşkın
Dilinde kanattığın kelimelere
Kartlar muhalif, cümleler şaşkın.
Neler neler yoktu ki içinde
Dünün, bugünün, geleceğin!
Döküldü saçıldı ortalığa
Bir bir gizlediklerin!
Başladıkların, bitirdiklerin
Ya da bir türlü bitiremediklerin!
Bir de...
Bir de!..
Bana dair düşlerin!..
Sancılanan gelgitlerin.
Hepsi karşımdaydı işte!..
Korumasız, savunmasız ve çıplak!
Maskeleri düştükçe bir bir
Kalakaldılar karşımda çırılçıplak.
Öylesine güzel, öylesine sıcak, öylesine çekici
Öylesine arzu doluydu ki her biri...
Dile geldi kartlar da
Konuştular bin bir dili.
"Arzular şelale"ydi şimdi!
Coştu, çağladı, köpürdü her biri.
Delice akan, savrulan bu sularda
Sona erdi gelgitleri.
Tüm kartların yüzü aydınlıktı şimdi
Tüm kartların yüzü güleç ve serin.
Uzayan onca geceden sonra
Ay doğuyordu üstüne gecenin.
Bu bir akit değildi,
Zorunluluk hiç değil.
Kabuğunu kırmıştı yalnızca
İçinde büyüttüklerin!..
İşte böyle sevgili...
İster deli saçması de
İstersen dolu.
Dile getirdiklerim yalnızca
Kartların söylediği.
Peki, ne olacak şimdi?
Gel de ayıkla kolaysa
Taşın içinden pirinci...
Kartlar ısrarla diyor ki
Gelecekte yaşayacaksın sevinci!...
Hahahahaaa…
Aynur
19 Kasım 2005
Daha önce ilan ettiğim ve bloğumu bekleyen arkadaşlar; ne yazık ki kötü bir haberim var size. Blog henüz pişmedi. Pişti deyip deyip indiriyorum ama bakıyorum sebzeler pişmiş, etler pişmemiş. Haydiiii bir daha. Meğer ne zormuş blog içi blog yazmak. Onun için biraz daha sabretmeniz gerekiyor üzgünüm. Yukarı tükürsem sakal aşağı tükürsem bıyık, ne yapayım? Hazır olduğunda sunarım ben sofraya merak etmeyim. Şimdilik bununla idare edin.
Saygılar efendim.
Size duruma uygun iki tane de çok güzel şarkı armağan edeyim. Valla unutmuşum yine. Editörler beni gebertecek. Ne yapayım ama müziksiz yapamıyorum. İstiyorum ki güzel şarkılarımızı hem sizle hem onlarla paylaşayım. Haydi dinleyin bakalım. Pişman olmayacaksınız.
Barış Akarsu. Gel gör beni Aşk neyledi. Çok erken gittin güzel insan. Rahat uyu. Seni çok seviyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=PGONNloE1ng&mode=related&search=
Gökhan Türkmen Dayanamam.
http://www.youtube.com/watch?v=dnU4Il-u7iM&mode=related&search=