- Kategori
- Kültürler
Mahalladeki oyunlar...

Terliğimiz nalınlarımızdı…
Yoktu öyle ölçüsü ayağımıza göre.
Ayakkabımız terliğimiz filan…
Gözünü sapıttık mı anamızın,
Düşerdik sokağa…
Met oynardık, fırıldak çevirirdik…
Siz hiç oynamadınız mı,
Uzuneşek, güvercin taklası,
Ütmeli aşık,
Saklambaç?...
Ya da telden yapılmış arabalar…
Ağızdan motor sesli hani.
Orta ebesi, mendil saklama…
Sıçankuyruklu uçurtma.
Ya da daha iyisinden, altı köşeli sahur sinisi kadar büyüğünden...
Gece uçuracaksan, köşelerinde bezir yağına batırılıp yakılmış,
Hani o sönmeyen cinsinden ışıklar…
Bunların hiçbirisi elektronik değil…
Zaten biz de değildik ya şimdinin bebeleri gibi…
Hadi hepsi bir tarafa, televizyondan da geçtik,
Ya radyomuz?...
Olmayanlar olanlara “ajans” dinlemeye giderdi…
Hey gidi hey…
Bir zamanlar hey…
Kim bilir siz…
Kim bilir kime ne diyeceksiniz ilerde…
Bizim gibi…
Hey…
Not: Fotograftaki elden çevirmeli fırıdak benim...