Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

11 Mart '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Medya çıkmazı.

Medya çıkmazı.
 

Son zamanlarda medya ve içinde bulunduğu çıkmaza çözüm arayan kalemlerin, "köy yumurtalarına ve tavuklarına" örneklemede ihtiyaç duydukları anlaşılmaktadır. "Yumurta mı, yoksa tavuk mu önce çıkar" diye düşünürken, anlatımdaki eksik olan tarafın "zamanlama" olduğu belliyken, hala yumurtaları sağa sola fırlatırlar. Olsun, çürük olmadıkça fırlatılabilir.

Son zamanlarda kadın cinselliğinin öne alınarak medyanın gelir arttırma, daha doğru bir anlatımla "güç" arttırma çabası gözlenmekte. Zamanlamaya bakılırsa nedenlerinin ortada durmakta olduğunu görürüz. İşin bu kısmında olmayacağım.

Kadın cinselliği o denli dayanılmaz ve çekicidir ki, herzaman, her ortamda bir erkeğin ilgisini çekmektedir.

Evrimle hiç evrilmeyen bir hislenim.

Gazetenizde şöyle bir haber vardır, "en güzel göğüslü kadın seçildi". -Önce bizim taraftan bakalım-. Sayfayı açtıktan sonra baştan koşullanan, oradaki "yüzde seksenbeşi(yaklaşık)" yağdan oluşan -ama kesinlikle kadının bir parçası olduğunu unutarak- kadının göğüslerine bakarken, beyinimize ulaşan resimleri tıpkı çizgi filmlerdeki gibi abartan hormonlarımız keyif almamızı sağlar. Halbuki gerçeği belki de daha keyifsizdir. "Neden daha keyifli olsun ki" derseniz; o anlık olması, sorumluluk taşınmaması, güvenli olmasını sayabilirim. Bir kadının böyle bir resmi gördüğünde ise aklına cinsel arzulardan çok, "güzelmiş" demesi dışındakileri bilemem ama, magazin haberleriyle çok fazla ilgilendikleri de bir gerçek.

Bu arada "magazin programları kadını neden çağrıştırdı" derseniz yüzde seksenbeş derim.

Seksenlerden sonra elektriği boşaltılmaya çalışılan topluma o zamanların "Tan" gazetesi yardımcı olmaktaydı. İşini de iyi yapmıştı açıkcası. Önceleri Bulvar gazetesinin ve Gırgır dergisinin günün veya hafftanın kızı köşeleriye avunulurken, gün geçtikçe sektörleşen bir hal aldı bu konu. Açıkcası bizim toplulumuzda kadınlar şimdilerdeki kadar çok fazla okuma şansı bulamazlardı. Gazeteler ve dergiler erkek egemen bir topluma haber yaptıklarının farkındaydılar. Ama süreç, bilginin internetle heryere ulaşmasıyla dengelendi denebilir. Peki bu denge hazır oluşmaya başlamışken, bu tür haber ve resimlere neden talepkârlık sizce? Süreç içine girmek gerekecek.

Onca televole programı yapılırken, bu çürümenin altındaki yumurtalar çatlayıp kırıldığında; vadiler, aptal diziler, ahlaki çöküntüler, liselerde şiddet ve uyuşturucu, günü kurtarma, en değerli olan para, işime gelen bilgi değerlidir, kadını hem kendi cinsi, hem de karşı cinsinin aşağıladığı, kabullenişler, ümitsizlikler, çöküntüler adlarında çocuklarının olacağını, neden 15 yıllarca düşünmemiştiniz?

Düşünmeliydiniz bu program onca reyting alırken; bu işin sonu iyi değil diye.

Yumurtadan çıkan civcivler ötüşüp duracaklar tabi. Sahi hangisi önceydi?

Medya, sürekli hareket halindedir. Kalıcı gerçeği yoktur; gerçek o an için ve geleceğindekidir. Tüketir, hem de öyle tüketir ki, yemek yetiştiremezsiniz. Aslında hep beraber oturup üzülmeliyiz, medyanın, bazı medya kadınlarının menapoz sıkıntılarına bile izin vermemesine. Kadıncağızlar oturup kafalarını bile dinleyemiyorlar.

Sahi, bizim erkeklerimizin cinsel algı profili hangi yaşlardaydı?

Yaşananları erkek cinsel profiliyle de açıklayamayız ki şimdi, tüh!

Paris adındaki kadın kameralara bakarken ne büyük keyif alıyordu. Pozlar verirken, işte o an tüm çabası, o keyfi yaşamaktı kadıncağızın derdi; yanlızken görmeli.

Hey, hemcinslerim, son lafım size; medyada gördüğünüz ve hayallerinizi süsleyen bir kadını, birkez de kurufasülye-turşu yediği gecenin sabahında, bol havalı, kapalı bir odada hayal edin. Mide gazını da unutmayın bu arada:)..

Neşeli kalın...

Not: Soldaki kedim tv izlemeyi çok seviyor, resim nedenim oldu.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..