Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Mart '08

 
Kategori
Güncel
 

Medyayı takip et

Medyayı takip et
 

Kapak


Çalakalem yazmamaya çalışıyorum. Fikrime ve hayat biçimime uyan her şeyi göklere çıkarıp, "diğerlerinin canı cehenneme" havasında olmamaya gayret ediyorum. Yazık ki izlediğim bir çok tv kanalında ve gazetede, karşı fikir sahiplerine vurulan her (hukuki fakat gayri hukuki) darbeden memnuniyet duyulduğunu görüyorum.

Maşallah ulusal medyamız ve ulusal vatandaşlarımız, ulusun kalabalık kısmının önüne konulan her engeli, neredeyse sevinç çığlıklarıyla karşılıyorlar. Kendilerini biraz frenlemeye çalışmasalar, "Yaşasın biz kazandık!" diye naralar atacaklar. Tabi ülkemin akil adamlarının, akademisyenlerinin belli bir kısmının da böyle davrandığını söyleyebiliriz. Fakat büyük adamlarla, büyük basının aynı görüşte birleşmesi, yapılan haksızlığın mazereti olamıyor.

Sahi biz bu vatanda beraber yaşamıyor muyuz? Ulusalcı kardeşlerimizin ataları, Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, Afyon ve Polatlı'da düşmanla çarpışırken bizimkiler armut mu topladı? Bu millet için hiç yararlı iş yapmadılar mı?

Doğrusu vicdan taşıyan insanlar dürüsttürler, mazlumlara karşı merhametlidirler. Kimsenin, (ki buna hukuk ta dahildir) insanların fikirlerini ve yaşam biçimlerini düzenleme yetkisi yoktur. Ben şahsen öyle düşünüyorum. Zulme uğrayanın hakkını savunabilmem için onun, benim gibi düşünüp yaşaması gerekmiyor. Bu tavırla harereket edersek, bazı insanlara yapılan haksızlığı nasıl izah ederiz? Laiklikle mi, cumhuriyetle mi, dinle mi, mezheple mi? Bütün bunlar, adil olmayan yargılarımızı meşru kılar mı?

Bir caninin idam sahnesini seyrederken bile içi burkulanların, başında örtü var diye okul kapısından döndürülen kızlara, "oh olsun!" havasıyla bakmalarını yadırgıyorum. Çünkü burada bir savaş veya yarış yapılmıyor.

Dün, "içeriği itibariyle din dersini hukuka aykırı bularak davacılara hak veren" Danıştay, bugün YÖK Başkanı'nın türban serbestliği ile ilgili yazısına, "genelge olduğu gerekçesiyle" durdurma kararı verdi. Pekala, "bu bir duyurudur" diyerek yürürlüğünü de sağlayabilirdi. Şimdi ellerinizi (varsa) vicdanlarınıza koyup düşünün bakalım. Hukuk bir tarafın yolunu açarken, öbür tarafınkini kesiyor mu, kesmiyor mu?

Bu meseleye sayısız kılıf bulabilirsiniz. Çünkü dilin kemiği, kalemin iradesi, uydurmanın sınırı yoktur. Siz, ortaya attığınız gerekçelerle yapılan haksızlığı örttüğünüzü zannedersiniz ama o, can yakmaya, ön kesmeye devam ediyordur. Bundan memnuniyet duyan insanlar, sözle ikna olacak cinsten değildir.

Prof. Dr. İzzet Özgenç YÖK Başkan Vekili olarak atanıyor. İlgili haberin başlığı şöyle. "Zina krizinin mimarı!" Bu insan vakti zamanında yeni TCK hazırlanırken, "zinanın cezası olsun" demişti! Sanki demişti de "halt" etmişti! Adam, bu sözünden ötürü terfi ettirildi ve kriz mimarlığına yükseltildi. Yani, "zinayı serbest bırakalım" demiş gibi muameleye tabi tutuldu.

Allahaşkına bu ülkede, eşinin başkalarıyla ilişki kurmasını hoş karşılayacak kaç kişi çıkar? Biz, eş ihanetini bu kadar kolay sineye çekecek bir topluluk muyuz? Hukuka sokmamak için kıyameti kopardığımız cezayı, şimdi kimin verdiğini görmüyor muyuz? Havasıyla batılı gibi görünüp, kafasıyla doğulu değilmişiz gibi yaparak kimi kandırıyoruz? Aslında bu başlıkları atanlar mezkur konuda, "zina krizinin mimarı"yla aynı fikirdedirler. Adam karşı taraftan ya! Bir bahane uydurup sarsılması lazım.

Konuyla ilgili bir başka haberde ise, "dokunan yanıyor" başlığıyla verilmişti. Fethullah Gülen'e dil uzatan herkesin başı derde giriyormuş. Kendi başındaki belayı savamadığı için yıllardır Amerika'da yaşayan bir insanın, dokunanları yaktığını bir an için kabul edelim. Bu kabul, Nuh Mete Yüksel'in Rus kızlarıyla alemini, Salim Demirci'nin küfürlerini, Ergun Poyraz'ın hakkındaki hükmü görmezden gelmemizi gerektirir mi? Konu Hoca olunca, ona dokunanların suçlarını yok mu sayacağız?

Ayrıca bu ülkede şiir okumak suç değil mi? Ergun Poyraz, hiç olmazsa hayatında bir kez şiir okumuş olamaz mı? Cezasına niçin başka sebep arıyoruz?

Ulusal medyamızın Ergenekon hakkındaki sessizliği beni çok düşündürüyor. Avrupa Parlamentosunun bile ilgi alanına giren olaya, medyamız niçin bu kadar ilgisiz kalıyor anlamıyorum.

Canmehmet'in deyimiyle "bu kuyudan çok su çıkar." Tabi kovanız ve ipiniz varsa!...

Resim: http://gazogen.ekolay.net/blog/?p=2726

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara