Milli Eğitimde sistem ve dershane karmaşası

Güzel bir hafta sonu biraz güneş biraz oksijen biraz manzara ve güzel zaman geçirmek adına sahilde belli aralıklarla insanlar konuşlanmış  balık tutuyor. Yüzler birbirine aşina muhitin insanları inmiş sahile bende  elimde olta arada laf atmalarla birazda eğlenceli bir şekilde balık tutuyoruz. Bizim minik yine oradan oraya dolanıp duruyor herkesi tek tek kontrol edip tutulan balıklara bakıyor. Bizim minik dediğim çocuğun sadece ismini biliyorum yakınlığımda yok aslında ama gözümüz alışmış benimsemişim işte adı Yusuf.. Geldi yanıma minicik elleri arkasında  yüzünde bir tebessüm nasılsın diyorum  sen kaça gidiyordun? 6 ya diyor hım  demek orta bire gidiyorsun hayır diyor. Nasıl yani diyorum yandaki delikanlıda sohbete katılıyor ilkokul 5 yıl olduğuna göre orta bire gidiyorsun işte. Minik Yusuf olur mu  4+4+4 var ya diyor. Yahu yeni sistemlere alışamadık gitti diyerek geçiştiriyorum.

Evet Milli Eğitimde sistemler değiştikçe alışmamız zor görünüyor. Açıkçası  biri yarın lcd sınavı var deseler  bana  yuttururlar o derece bende cahillik diz boyu yani.

O anda  komşumuzun  meslek lisesine giden kızı aklıma geldi o da dertlimi dertli   dersler nasıl gidiyor diye sormayın da ne sorarsanız sorun. Zira dersleri zayıf Lise 1 de sınıfta kalmış  34 kişi sınıfta kalmış okul müdürü de bu kalan öğrencileri ve velilerini toplamış ve  eğer  aynı muhitteki imam hatip lisesine geçmeyi kabul ederlerse (okul isimlerini  şuan açıklamıyorum olay yeri Büyükçekmece) 2. Sınıftan devam edebileceklerini aksi taktirde Bu okulda kalırlarsa Aynı sınıfa yani lise biri tekrar okuyacaklarını söylemiş Bu öğrencilerden 24 ü kabul ederek İmam hatibe nakillerini yaptırmışlar ve 2. Sınıftan devam etmeyi hak kazanmışlar itiraz eden bazı veliler ise kabul etmeyerek  çocuklarının imam hatibe gitmelerini istememiş ve sınıfta kalmaları pahasına çocuklarının aynı okula devam etmelerine karar vermişler.

Bilmediğimiz neler oluyor acaba Milli Eğitimde diye düşünmeden edemiyorum.  Bu ara malum dershanelerin kapatılması gündemde, dershane deyince de cemaat ve hükümet didişip duruyor aslında ben buna kayıkçı kavgası diyorum. Doğu ve güney doğudaki açılım sürecinde akıllara ziyan gelişmelerin üzerini örtmek için bir strateji olabilir mi bilemem fakat Başbakan’ın dershanelere yönelik verdiği teminat sözlerinin arasında  öğrenci garantisi gibi bir söylemi var ki hala çözebilmiş değilim. Nasıl bir şey acaba  öğrenci garantisi? Arsa desteği tamam  destek kredisi tamam bunları anlarımda öğrenci garantisini biri bana anlatmalı dedim ya bu konularda  biraz cahil kaldım. Bir dershanenin 30 öğrenci kapasiteli sınıfı varsa ve 15 öğrencisi varsa kalan 15 öğrenci bizden  ayrıca yanında defter kalem bedava bitmedi sayın dershaneciler  akıllı tahtalarda bizden der gibi   şehir hatları vapurundaki pazarlamacılar gibi taahhütlerde bulunuyor.

Velhasıl yumurtamı tavuktan  tavuk mu yumurtadan bilmecesi gibi oldu dershanemi okuldan okul mu dershaneden.. Başta dediğim gibi bir kayıkçı kavgasıdır gidiyor. Vatandaş ne yapacağını şaşırmış Eğitim sistemin durulmasını bekliyor.