Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Aralık '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Milliyet Blog, Dostluk ve Sosyal Kadın Olmak Üzerine

Milliyet Blog, Dostluk ve Sosyal Kadın Olmak Üzerine
 

Aman Tanrım, ben ne sosyal kadınım!

Bir etkinlikten bir etkinliğe, bir toplantıdan bir toplantıya…

12 Yıllık kadim dostlarımla yaşadığım cumartesi keyfini kısa keserek, sohbetin en koyulaştığı o akşam saatlerinde biraz suçlu, biraz muzip, onlarla vedalaşmak zorunda kaldım.

Kızanlar, sitem edenler oldu.

”O toplantıyı bugüne denk getirmek zorunda mıydın?” diye hesap soranlar oldu…

”Yetti artık senin bu sosyal kadınlığın, yok tiyatro, yok sinema, yok fasıl, yok seyahat, yok entel, dantel toplantılar…

Farkında mısın? Bizi ihmal ediyorsun! Ne o yahu, 3 gündür tanıdığın insanları bize tercih ediyorsun!” diye suçlayanlar oldu…

Kaptım kabanımı çıktım dışarıya. “Aldırmadım” dersem yalan olur…

Çok aldırdım, çok etkilendim, kendimi paylaşılmaz, hattâ biraz da megaloman hissettim…

Azıcık şımararak yanlarından ayrılırken, itiraf edeyim; aklım ve yüreğim servis edilmek üzere bekleyen biralarda,( ayyy pardon!) onlarla muhabbette kalmıştı…

Neyse, şaka bir yana…

Sevgili Beran, MB vesilesiyle tanıştığımız arkadaşlardan H.Hüseyin Dulun’un “Müzik Mutfağı” adlı mekânında buluşmak üzere mini bir organizasyon düzenlemişti.

Meltem Mahallesi’nde, Meltem Balıkevi’nin hemen arkasındaki Asya Sitesi’nin içindeki“Müzik Mutfağı”nı bulmam hiç zor olmadı ve Sevgili Dulun beni, her zamanki naif ve beyefendi tavrıyla, restoranının kapısında karşıladı.

Gelelim kimler vardı kısmına...

Kimler yoktu ki; O samimi ve hoş yazılarından tanıdığım aynı zamanda meslektaşım olan zarif hanımefendi Nur Eşmeli ve eşi…

En çok siyasi ve ciddi yazılarıyla tanıdığımız, sözüne, sohbetine doyum olunmayan, ağırbaşlı, beyefendi, hümanist kimliğiyle, ama son zamanlarda yağmurdan esinlenip sabahın yedisinde duygusallaşıp, klavyeye sarılan halleriyle Sevgili Nihat Yıldız ve eşi…

Kendisi genç, gönlü genç, güler yüzlü, hayata dair yazdığı samimi yazılarda en çok sevgiyi, hoşgörüyü işleyen, haklı olarak; “Neden halâ güvenilir blogger değilim?” serzenişiyle geceye renk katan, Sevgili Yurdagül Alkan

Yaklaşık 1,5 yıl önce kendisiyle tanışmak mutluluğunu yaşadığım, enfes Türkçesiyle, kuvvetli kalemiyle, sisteme, Antalya’ya, gündelik yaşama, ilişkilere dair , duygusal, nitelikli, zengin içerikli yazılar yazan, kendisini büyük bir zevkle takip ettiğim sevgili dostum Tülin Aksoy

Fazla söze gerek yok, onu sadece MB değil, internet dünyası tanıyor; güzel, alımlı, ciddi, bir o kadar şakacı, espritüel, tanıdığım en hoş ekonomist ve hattâ P.b.c.m.n Blogcusu/ Beran Uzer…

İnsana huzur ve rahatlık veren atmosferiyle, fonda çalınan klasik müzik seçkileriyle, çok lezzetli ve son derece ekonomik yemekleri, bilhassa yakışıklı ve becerikli servis elemanıyla mekânında bu buluşmaya vesile olan sevgili H. Hüseyin Dulun…

Ve bana göre gecenin sürprizi Ufuk Kesici ve sevgili eşi…

Açıkçası, sivri diliyle, hakarete varan yorum ve eleştirileriyle, bilhassa bayan bloggerlere nezaketten uzak ve küçümseyen yaklaşımlarıyla kendisi hakkında olumsuz bir önyargım vardı ve doğrusu kendisiyle tanışmak aklımdan bile geçmezdi...

Önyargılı olmanın yanlış bir durum olduğunu bilirim, yine de zaman zaman kendimi bu yanlışı tekrarlarken bulurum…

Zorunlu olarak başka bir organizasyonda bulunması gereğiyle aramıza katılamayan sevgili Hasan Kuyucak’ın deyişiyle, sanalizmin oluşturduğu olumsuz bir ön yargıymış benimki gerçekten de…

O yüzden belki de, önce tedbirle takip ettim Ufuk Bey’i, söylediklerini, tavırlarını…

Şaşırdım; Blogta görünen kimliğiyle, gerçek kimliği pek örtüşmüyordu Ufuk Kesici’nin…

Gerçi, kışkırıcı, muhalif sözlerini, küfürlerini ve de sık sık ağzından kaçırdığı “Karılar…ulan…geçiririm” mealindeki ifadelerini sevimliliğine binaen duymazdan geldik ya neyse :)

Ayrıca, özel isimlere gelen ekler, iyelik ve yapım ekleri konusunda bize yaptığı açıklamalarla, eğitici kimliğini de ortaya koydu Kesici…

(Bu arada haberi olsun, 25 yıldır evli olduğu zarif, hoş ve de sempatik eşini, kendisine olan sabrı ve tevekkülü için iki defa kutladım…Vallahi! :)

Neyse, sözün kısası, son durumda tesbitim şu ki; Çılgındı Ufuk Bey, ama sevimli, sıcak ve de matraktı

(Yine de yazılarını okumamaya devam edeceğimi belirtmeyi borç bilirim :)

Velhasıl dün gece, H.Hüseyin Dulun’un “Müzik Mutfağı’nda, mantısıyla, çenebozanıyla, demli enfes çaylarıyla, kusursuz servisi, müziği, neşe, kahkaha, sohbetiyle ve Antalya’ daki Milliyet Blog Dostlarıyla zenginleşmiş çok keyifli saatler geçirdik.

Ayrılırken, sevgili Yurdagül Alkan’ı başkan seçtik…

Neden mi; Bir dahaki ay ve her ay bizi bir araya getirsin, bu organizasyonu düzenli bir şekilde devam ettirsin diye…

Şimdiii…

Biliyorum, yanlarından erken ayrıldığım dostlarım, yazdıklarımı okurlarsa ki, okuyacaklar;

“Onları harcadığımı, artık başkalarını kendilerine tercih ettiğimi”düşünecekler (!)

Aaa…Yapar mıyım öyle şey?

Sakın ha, önyargı yok!

Sadece anlayın artık; Arkadaşınızın hayatı aşk, çiçek, böcek, arkadaşınızın hayatı lay lay LOM bundan böyle!

Ve aslında tüm mesele sosyal olmakta...

Allah kahretsin, bilin kıymetimi, ne sosyal arkadaşınız var YAAA!!!

 
Toplam blog
: 247
: 1493
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Antalya ve Akdeniz aşığı bir öğretmenim. Bol bol okurum, blog yazarım, şiir yazarım. Yazdıkça ve ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara