- Kategori
- Felsefe
Mor bir kemandan beklenmeye bir solo denemesi...

Yağmurla ertelenmiş randevularımı sayıklıyorum, mor bir yazının üstümden çıkmayan izleri var hala cümlelerin sığ aralıklarında...Afrikalı bir çocuğun mide gurultusuydum az önce, sadece Afrika mı, tecavüze uğrayan bir kadının çığlığı olmuştum bir keresinde hayatımın en detone konseriydi belkide; erkekliğimi çarmıha germiştim ırkımın uçkurunda...Bir çingene çocuğun gözlerinde kulaç atmıştım maviye, kılarnet bordo bir intahar gibiydi rakı kadehinin içinde yankılanan Deniz Kızı Eftelyanın sesinde asılı kalan...Gülleri torbasında saklı çocuk umut içinde büyümeliydi, botlarımı hediye ettim çıplak küçük ayaklarına, güller kürek, botlar kayığı oldu açıldı düş denizine...Barlarda kaldırılan her kadeh tokuşmasında bir silah sesi ve umudunu kanla boyuyan ıraklı çocuğun gözünden düşen isyan çift kale maçla pazarlandı futbol sahalarında...Yahu boş ver bizmi kurtaracağız demlenmeleri içinde 3. sınıfın class dünyasında yolculuk eden entellektüeller türübulanstaydı her akşam ruhlarının alçak irtifalarında...Yine giydi yargıç gömleğini ruhum "-yeter! mesayi bitti dedim, çıkardı yargıç gömleğini bindi düş bisikletine alt paragraftaki sokağa girdi...
"-Yurttaki odamda gömleklerimi yıkayıp ipe asmıştım zaten ikiteneydiler oda arkadaşım bir tanesini aşağıya düşürmüş geçenlerde bir gecekondu mahallesindeki çocuğun üstünde gördüm birde yelek giymiş, yakışmış kerataya!...Diyen Arkadaş Zekayi'nin dünyasından açtım bugün gece penceremi, yakıştı ruhuma-gözlerime...
Şimdi BERGAMA vapuru yanaşıyordur Karşıyaka iskelesine ne güzel İzmir Atilla İlhan kokuyordur mısra gibi her sokağında...Can Baba insanca yaşamayan her ruhun içine bir dolu küfür kusuyordur datçanın can evinden-Kuyu Mahallesinden insanca...
Ve ben mor düşlerimin hepsinden bir çocuk parkı kuruyorum geceye, yakamozuda bekçi atıyorum, salıncaktan düşen çocukların düşlerinden tutup kaldırsın diye...
Hadi bakalım okuyucu en hızlı kim sallanacak düş bahçesi gecede...
İlk gördüğü salıncakta sallanmayan ebe...