- Kategori
- Kitap
Mustafa

Sarman Kedi ve Can Dündar’ın ‘Mustafa’ sı
Her gece kızıma yatmadan önce bir masal okurum. Dün okuduğumuz masal dünya masallarından ‘Sarman Kedi’ idi.
Sarman Kedi, ceviz ağacının altında uyuyormuş. O sırada başına pat diye bir ceviz düşmüş. Kedicik korkmuş. Korkudan havaya sıçramış. ‘’Miyavvv!’ diye çığlık atmış. ‘Eyvah!’ demiş, ’’Düşmanlar bana saldırıyor. Hemen koşup, krala haber vereyim.’’
Kedi yolda köpeği görmüş. ‘’Duymadın mı? Düşmanlar bana saldırdı. On kişi vardılar. Ben de Kral Aslan’a haber vereye gidiyorum, ’’demiş.
‘Yaa’demiş köpek.’’Bu çok önemli. Sen burada dinlen. Ben haber veririm. Hem senden hızlı koşuyorum. Daha çabuk giderim.’’
Köpek durur mu? Dili bir karış dışarıda, tüm hızıyla koşmaya başlamış. Yolda atı görünce: ‘’Senin haberin yok galiba, ’’ demiş. Düşmanlar bize saldırdılar. Yüz kişi kadar vardılar. Ben de kralımıza haber vermeye gidiyorum.’’
At: ‘’Bu önemli bir haber!’’ demiş. ‘’Sen hele dur, dinlen. Ben daha hızlı koşarım. Kralımıza daha erken haber veririm.’’ Demiş ve koşmaya başlamış. Kısa zamanda Kral Aslan’a ulaşmış: ‘’Kralım, haberler kötü’’ demiş.’’Düşmanlar bize saldırdı. En az bin kişi varlar.’’
Aslan:’’Yaaa...’’demiş. Peki, düşmanları gördün mü?
At: ‘’Hayır, köpek görmüş’’ diye yanıt vermiş.
Aslan:’’Düş önüme. Köpeği bulalım’’ diye kükremiş. Yolun kıyısında saklanmış köpeği bulmuşlar. Aslan, bu kez ona sormuş.’’Sen düşmanları gördün mü?’’
Köpek: ‘’Hayır, görmedim. Ama kedi görmüş.’’
Aslan, almış ikini peşine. Kediye ulaşmışlar. Aslan, kediye ‘sen düşmanları gördün mü?’ diye sormuş. Kedi, mırın kırın etmiş.’Şey, görmedim ama başıma vurdular, ’’ demiş.
Alan işin içinde bir yanlışlık olduğunu anlamış.’Başına vurduklarında sen neredeydin, beni oraya götür’’ demiş. Hep birlikte gelmişler ceviz ağacının altına. O sırada ağaçtan yine bir ceviz düşmesin mi! Kedinin başına pat diye çarpmasın mı? Kedi korkuyla havaya sıçramış.
Kral Aslan, at ve köpek kedinin bu haline çok gülmüşler.
Kral Aslan: ‘Beni güldürdüğün için seni bağışlıyorum. Bir daha gözünüzle görmediğiniz bir şeye sakın inanmayın. Anladınız mı?’’ demiş.
Onlar da çok utanmışlar.-‘Anladık efendim!’demişler. Bu masalda burada bitmiş...
Kızım uykuya daldı. Bense uyandım. Filmin sanatsal ve siyasi içeriği bir yana, Aslan Kral aklıma ‘Halk’ ı getirdi. Ne güzel ki dedim, artık Halkımız belli köşe yazarlarının görüşlerine bağlı kalmıyor. Tıpkı Aslan Kral gibi, olanı biteni kendi gözleri ile görmek istiyor. Film belli konularda olumlu-olumsuz eleştiriler alsa da, artık insanlar okuduklarının üstüne kendi görüşlerini de eklemek istiyorlar. En azından filmin gişe hâsılatı bunu gösteriyor.
Sonra aklıma, okuduğum köşe yazısı ve röportajlardan bazı cümleler geldi.
Fatih Çekirge’nin Hürriyet gazetesi için TBMM Başkanı Köksal Toptan’la yaptığı röportajda: Fatih Çekirge Toptan’ a soruyor:
—Dolmabahçe Sarayı’nın açılması için izin verdiğinizde filmi izlemiş miydiniz?
—Hayır... Ama o zaman dedim ki, Dolmabahçe bu film için özel bir yer tabii... Atatürk var, Can Dündar iyi bir isim.
***
Bekir Coşkun: ‘’Atatürk Mustafa’yı görse ne hissederdi?’’ diye yazdı. Daha sonra bir TV kanalında yapılan canlı yayına Can Dündar bağlandı. ‘Bekir ağabey, görmediğin bir film için nasıl bu kadar ağır yorum yapabiliyorsun?’’ dedi. Cevap olarak;’Çok sevdiğim, güvendiğim insanlar filmi izledi, beni aradılar.’’ Cümlesini duydu!
***
Bir atasözümüz vardır. ‘Akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını beğenmiş’ diye... Eskiden ‘bu halk koyun gibi, nereye gitsen seni takip eder!’ sözlerini çok sık duyardık. Bu film gösterdi ki; HALK artık koyun değil!!!
Ve ne güzel ki; Herkes kendi aklına sahip çıkıyorJ