- Kategori
- Güncel
Ne askerî ne sivil... Tam Bağımsız bir Yargı!

Kedi ne renk?
Cumhuriyetin yoktan var ettiği ekonomik değerleri tüketen ve sadaka anlay
Bir ülkede gündemin bu kadar hızlı ve bu kadar çabuk değişmesinin o toplum için bir sağlık işareti mi yoksa sağlıksızlık göstergesi mi olduğu bir tarafa, bu gündemi belirleyenlerin amacının iyi anlaşılması da sanırım gündemin baş maddelerinden biri olmalı ki gerçek gündemin önü açılabilsin.
AKP’nin bir gece yarısı ve tek bir sözcük operasyonuyla TCK’nin 250. maddesinde yaptığı değişiklikle askerlerin de
Yeminli asker düşmanları, F tipi demokratlar ve AKP’nin ekmeğini yiyen medya başta olmak üzere bir kesim bu değişikliği alkışlar ve destek çıkarken; sivil yargı tarafından yürütülmekte olan Ergenekon ve yürütülmemekte olan Deniz Feneri olaylarından ağzı yanmış kesim de bir yandan bu yanıktan ve bir yandan da önemli yasa değişikliklerinin entrika yoluyla gerçekleştirilmesinden ötürü karşı çıkmakta.
Ama dedik ya, gündem o kadar hızlı değiş(tiril)mekte ki, son gelişmelerle eskimesi ve geride kalması an meselesi. O yüzden, gündemin başköşesine oturtulacak yeni bir yapaylığın ping pong maçı niteliğindeki tartışmasına geçmeden önce askerî mahkeme mi sivil mahkeme mi konusuna ucundan kenarından bir değineyim dedim.
Çinlilerin çok sevdiğim bir sözleri var. “Kedinin siyah mı beyaz mı olduğu değil, fare tutup tutmadığıdır önemli olan.” Eğer amaç yargıyı ve yargılamayı düzenleyen esasların çağdaş hukuk normlarına ve hukuk devleti ilkelerine göre düzenlenmesi ise sorun albayın askeri mahkemede mi yoksa sivil mahkemede mi yargılanacağı sorunu değildir. Sorun albayın da, profesörün, gazetecinin, iş adamının, bürokratın, yetmişlik sapığın, nitelikli dolandırıcının, evrakta sahtecilik yapanın da BAĞIMSIZ mahkemelerde yargılanması sorunudur.
Bitmedi; yüz kızartıcı suçlardan ötürü milletvekili dokunulmazlığı zırhının arkasına saklanıp “hiç kimseye imtiyaz tanınmamasını” öngören bir Anayasa’ya rağmen yargıdan kaçanların da normal vatandaşlar gibi, askerler gibi, siviller gibi bağımsız mahkemelerde yargılanmasıdır. Askerî mahkemeymiş, sivil mahkemeymiş... Geçin bunları bir kalem geçin, geçin...
Askerî yargıyı Genelkurmayın, sivil yargıyı hükümetin denetiminden kurtarıp tamamen bağımsız bir hale getirecek, yargı mensuplarının hukuku ve yasaları çiğnemelerinin yine yargı tarafından denetlenerek önüne geçecek, her suç işleyeni –milletvekilliği göreviyle ilgili suçlar hariç- mahkeme önüne çıkaracak bir yargı reformu yapmaya var mısınız yok musunuz siz ondan haber verin.
Yoksa bir askerin yargılanmasını Genelkurmayın denetimindeki askeri mahkemeden alıp iktidar partisinin denetimindeki sivil mahkemeye vermeyi demokratlık adına alkışlayan ve bize de alkışlatmak için köşelerinde taklalar atan sahte demokratlara kanıp yanlış bir tartışmada “Taraf” olmamı hiç beklemeyin...