Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Eylül '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Nereye bakıyorsunuz?

İlk yazımda demiştim ki: Her ne biriktirmişsem yaşamdan, ki hatalarım da buna dahil, her ne düşünüyorsam, hattı zatında hissediyorsam insana, aşka dair yer alacaktır burada, örtüsüz… Giysisiz…

Bu arada, özellikle belirtmek isterim ki kim demiş, hangi filozof söylemiş gibi şeylere pek itibar etmişliğim yoktur; ukalalıktan değil, ancak yaşayarak öğrenenlerdenim!

Bu nedenle de zaten yaşanmadan bir şeylerin tam anlamı ile öğrenebileceğini zannetmemekteyim…

Kelimelerin, kavramların içlerinin boş kalması durumunu da buna yorarım.

……

Yetişkin insanları ikiye ayırırım mesela; biri kendi içine bakanlar, diğeri dışarıya…

Lakin bunu içe ve dışa dönüklük ile karıştırmamak lazım, zira o ayrı bir konudur!

……

Kendi içine bakabilen insanlar yaşamı algılamak isteğini şiddetle duyanlardır diyebilirim; kim olduğunu, ne için var olduğunu öğrenmek ister; değer yargılarını sorgular…

Kişiliğini önemser, gelişimini takip eder; dolayısı ile duygularından, dürtülerinden haberdardır, korkuları ve hatalarıyla yüzleşirler kolayca…

İnsan olgusunu kavradıktan sonra bilirler ki üç aşağı beş yukarı insanlar birbirlerine benzer, farklılık öğretilmişliklerdedir!

Bu nedenle hoşgörü düzeyi ve empati yetenekleri yüksektir…

……

Diğer grup ise gözünü kendi içine dikmeyi şiddetle reddeder!

Her yaptığını doğru bulur, içinde bulunduğu her durumda haklılık payı arar kendine ve mutlaka tüm olumlulukların sahibi kendisi, olumsuzlukların ise suçlusu bir başkasıdır!

İnsani duygular yerine kendi hissettikleridir önemli olan, ki o duygular da genellikle kızgınlık, ayıplama, küçümseme, haset ve kin olarak ortaya çıkar; diğer duyguların ise pek de bir anlamı yoktur zira madde onların yerini almıştır!

Mahallede kimin evine kimler giriyor, acaba kim ne kadar para kazanıyor, ellerindeki paketlerin içinde neler var gibi konular vazgeçilmezleridir…

Haa, bir de namus meseleleri ille de bu grubun ilgi alanları içindedir: Kimin kızı nasıl giyinmiş, kiminle selamlaşmış, kimin karısı manavdan alışveriş yaparken sohbet etmiş… Sohbet ederken niye gülümsemiş?

Hangi komşu hangi saatte duş almış, bu duşların mahiyeti nelermiş diye çetele tutarlar, mesela, hani bir komşu hamile kalsa doğum tarihini şıp diye hesaplarlar!

……

Kendine bakan göz bunları görmez bile, kişilerin özel hayatı da onları ilgilendirmez zaten!

İşte, tam da bu nedenle, üçüncü şahısların dedikodularına önem de vermez!

Veremez yani, insanın kendini ve yaşamı çözmeye çalışması pek de kolay bir şey değildir; buna kafa yoranların daha önemli ve acil konuları vardır; diğerlerine pek komik gelse de…

……

Hangisi daha mutludur, işte asıl önemlisi budur!

……

Bir, iki fikrim var tabii ki, ancak izninizle şimdilik konuyu size havale edeyim!

Sahi, siz nereye bakıyorsunuz?

Ve ne kadar mutlusunuz?

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara