Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '11

 
Kategori
Deneme
 

Newyorker özelinde sahte cennetçilere bakış

Newyorker özelinde sahte cennetçilere bakış
 

Hayır, Newyorker rumuzlu yazarımızla hiçbir derdim yok. Kendisi son derece medeni bir insan ve blogumda yorumlarını her zaman görmek isterim. 

Marx’ın o sıradan ve son derece yüzeysel sınıf analizini de gülünç bulurum, çünkü işçinin de bir tüketici olduğunu hatta müteşebbis olduğunu bilemeyecek kadar iktisattan habersizdir. Gene de belli bir sınıf insanın davranışlarında gördüğüm ortaklık beni hâlâ hayrete düşürüyor. 

 

Meselâ ülkemizi cehenneme çevirmiş etnik ırkçılık meselesi hakkında, kendileriyle yazıştığım zengin insanların bakışı kesinlikle birbirinin tıpatıp aynı. “Bu iş vurduyla kırdıyla olmaz, ekonomik sosyal, kültürel…” diye başlayan bildiğimiz uçucu ifadeler… 

Çünkü onlar elleri taşlı eniklerin, cam indirme tehditlerine muhatap olmamışlardır. Onlar askerleri sokak ortasında arkadan vurulan, kızları otobüste yakılan, bombalarla parçalanan, bir memlekette etnik ırkçılık hakkında konuşmanın ne kadar zor olduğunu bilmezler. Çünkü onlar terörün halkın arasında beslendiği bir şehirde eve bayrak asmanın ne anlama geldiğini bilmezler. Çünkü onlar bölünmez şekilde birleşmiş bir federasyonda, Amerikan bayrağına duyulan saygıyı fark etmez ama “barış” namına Türkiye’de ikinci bayrağın olmasına ses çıkarmazlar. 

 

Newyorker dostumuz alınmasın belki o böyle düşünmüyordur ama sınıfının, TÜSİAD ve MÜSİAD gibi zengin kulüplerinin genel görüşü budur. Aynı sınıfın yurt dışında yaşamla ilgili fikirleri de gene aynıdır: “Oralar sahte cennet, göründüğü gibi değil, herkes bireyci, birbirinden kopuk vs vs vs…” Konuştuğum bu zengin insanların hepsi zaten doğuştan dünya vatandaşı olan insanlar. Aynen Orhan PAMUK gibi meselâ Amerika’ya elini kolunu sallayarak herkesin gidebileceğini sanan insanlar… 

 

Onlar basın yayında, sanayide her yerde var olan, tek kelime yazmayı bilmeden amcalarının, dayılarının tavassutuyla köşe yazarı olup bir anda memleket meselelerinde ahkâm kesen, kamuoyunu yönlendiren, yazdıklarının edebiyat olup olmadığına bakılmaksızın bir anda edebiyat sahasına kitaplarıyla dalabilen, radyoda televizyonda program yapabilen insanlar. 

 

Ülkemizin bahsi geçen zenginlerinin/ seçkinlerinin ülkenin kahir ekseriyetinin hayatı, yoksunlukları ve hasretleriyle ilgili en ufak bir fikrinin olmaması ise çok acı… Hayatı borç içinde geçen, her kuruşu hesap eden, çoğu bırakın yurt dışını, yılda bir kere anne babasını şehirler arası ziyaret edebildiğinde kendisini mesut turistlerden sayan insanların ülkesinde, medeni batı ülkeleri hakkında “sahte cennet” gibi şeyler söyleyenleri bu yüzden hiç anlayamıyorum ve biraz da onara kızıyorum. 

 

Londra’yı otuz sekiz yaşında görmüş bir insanım. Benim gibi orta sınıftan bir insan için oraya vize alabilmek cidden büyük lütuftu. ATM sırasında birbirinin sırtına binmeden, sırada öne geçmeye çalışmadan, yirmi metre öteden birbirine yol veren, tebessüme hep tebessümle karşılık veren, en ufak rahatsızlık vermek durumunda derhal özür dileyen insanları ya ben kafamda kurdum veya halüsinasyon gördüm veya “sahte cennetçi” seçkinlerimiz için bunların bir önemi yok. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız kaldırımın kenarında oturur şarkı söyler ve medeni şekilde dilenirsiniz. Değere karşı değer verirsiniz ve usulüne uygun dilendiğinizde de siz hiç kimse bir şey demez. Satacak neyiniz varsa bir pazar yerinde günlüğü on pounda tezgah kiralar, satarsınız. 

 

Sahte cennetçi seçkinlerimiz batının bütün konforundan sonuna kadar yararlanır ve asla bu konfordan vazgeçmez. Ama iş sıradan Türk insanına geldi mi ona “ Buralar işe yaramaz, sahte cennet, kopuk insanlar…” telkinlerine girişirler. Sahte cennetçi seçkinlerimiz nedense medeni batıyla ülkemiz arasındaki usul eksikliği farkını hiç görmezler. 

 

Sanırım genlerindeki geri kalmış ülke mensubiyeti, bütün zenginliklerine ve imtiyazlarına rağmen, kurumlara ve kurallara dayalı bir usul hayatını görmelerine engel oluyor. Bu açıdan ben Türk zenginlerini ve seçkinlerini cidden yabancılaşmış olarak görüyorum, kimse kızmasın. 

 

Sahte cennetçi zenginlerimizden bir ricam var. Bize oraların kötülüğü konusunda akıl vermeyi bırakıp göçmenlik ile ilgili püf noktaları anlatsınlar. PKKya rehin verilmiş bir ülkeye barıştan bahsedeceklerine batı federasyonlarındaki uluslaşma gerçeğinden bahsetsinler. Bu ülkeyi bilmedikleri kesin, bari bildiklerinden bahsetsinler ki bir yararları olsun. 

 
Toplam blog
: 153
: 503
Kayıt tarihi
: 11.02.11
 
 

Eczacıyım, memlekete meraklıyım.....