- Kategori
- Eğitim
Öğretmenlerin yanlışları.
Öğretmenlik sabır işidir.
1969 yılı Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce bölümünden mezun olduktan sonra, 21 yıl süren öğretmenliğimin ilk yıllarında, her yeni öğretmen gibi benim de eksikliklerim ve yanlışlarım elbette olmuştur.
Her geçen yılda edindiğimiz deneyimler, yurt içi ve yurt dışında katıldığımız onlarca öğretim metot ve teknikleri seminerlerindeki bilgilerle, 15 yıl süren Bakanlık müfettişliği yıllarımda ders denetimlerindeki izlenimlerim sonucunda birçok yabancı dil öğretmenlerinin yaptığı ancak diğer derslerin öğretmenlerinde de görülebilen yanlışları, öncelikle aday sonra da meslek heyecanı azalmış öğretmenlerimizle – rehberlik ettiğimi düşünerek - paylaşmak istedim.
Bir işte yapılan yanlışları ortaya koyarsanız, sonuçta doğru olanları göstermiş olursunuz. Öğretmenin başarısız olması eksikliklerine ve yaptığı yanlışlıklara bağlıdır. Nedir bu eksiklikler ve yanlışlar ?
Öğretmenin derste hareket özelliği yoksa: öğretmen derste sesini kontrol edemiyor, beden dilini kullanamıyor, öğrencilerinin kendisini gözleriyle takip etmelerini sağlayamıyor, öğrencilerini ismen anımsayamıyor, derste bir yerde ya da varsa kürsüde sabit duruyorsa;
Öğretmenin kendini geliştirme özelliği yoksa: öğretmen alan bilgisini sürekli geliştirmezse - ana sınıflarında bile bilgisayarla tanışan öğrencileri hesaba katarsak-teknoloji kullanımını bilmez ve derste kullanmazsa,
Dr.Robert M. Swerdlov’un dediği gibi, “ Her zaman yaptığını, daima yaparsa, her zaman elinizde olanı, elde edeceğini bilmezse”
Öğretmenin yönetim özelliği yoksa: Öğretmen sınıf yönetimini bilmiyor, öğrencilerini tanımıyor, her öğrencisine eşit davranmıyorsa, onları ciddiye almıyorsa, sevgi ve saygıya dayalı otoritesi yoksa, öğrencilerini notla korkutuyorsa, en azından veliler ve arkadaşlarıyla yapılan toplantıları dahi yönetemiyorsa,
Öğretmenin yazma özelliği yoksa: Öğretmen dersine –yazarak- plânlı girmiyorsa, “Neyi? Niçin? Ne zaman? Nasıl ?” öğreteceğini bilmiyorsa, derste kullanması gereken konulara ilişkin araç-gereçleri önceden hazırlamıyorsa, boşa zaman harcıyorsa,
Öğretmenin satış özelliği yoksa: Öğretmen –dersinin sevdirmek için-iyi bir satıcı gibi davranmazsa, öğrencilerine dersi, konuyu, projeyi aktarmasını bilmezse, onlara ödev ve projelerin yapımında rehberlik etmezse, öğrenci merkezli öğretimi uygulamazsa,
Özetle, “Profesyonel oyuncu”, “teknolojiyi kullanan biri”, “yönetici”, ”yazar” ve “satıcı” olmaması, o öğretmenin en büyük eksikliği ve yanlışlarıdır.
Size eğer “filanca öğretmenimi hiç unutamadım” derseniz - hiç şüpheniz olmasın – o öğretmen, yukarıda sıraladığımız özellikleri kendisinde toplamış ve başarıya ulaşmak için de, meslek heyecanını asla kaybetmemiş, kendisini ve dersini öğrencilerine sevdirmiş bir öğretmendir.
Bir sınıfta, “Sıkıntılı Öğrenci” ve “Yorgun Öğretmen”in bulunması, kullanılan öğretim yöntem ve teknikleri ile yaratılan sınıf ortamına bağlıdır.
Unutmayınız ki ; “Öğrencinin beyni paraşüt gibidir. Açık olduğunda işe yarar.” Öğretmen ile öğrenci –TV. alıcı ve vericisi gibi – “aynı frekansta” olurlarsa, bilgi alışverişi sağlanır. Ancak, bunun “tatlı dil” ve “güler yüz” ile sağlandığı hatırdan çıkarılmamalıdır.
Değerli Öğretmenlerimize–deneyim ve gözlemlerime dayanarak- kısaca diyorum ki;
Her öğrencinin öğretilebilir olduğunu unutmayınız. Her öğrenci tektir ve öğrenme stilleri farklıdır. Bilgiyi görsel, işitsel, dokunsal, interaktif yollarla edinirler. Öğrencilerinizin nasıl öğrendiğini keşfedin. Onlara önce kendinizi sonra da yabancı dili sevdirerek, gerçek hayat için, hedef koyarak, sabırla öğretiniz.
Bunu yaparken, sevgi ve saygıya dayalı otoritenizle, hoşgörülü, alanında uzman, sabırlı ve öğretmenlik heyecanınızı asla yitirmeyen, “yönetmen ve oyuncuların bütünlüğü içerisinde” uygun eğitim ortamında, öğretmeyi ve öğrencileri seven biri olduğunuzu daima hissettiriniz.
Sevgiyle kalın. Saygılarımla.
Ali İhsan ÖZÇAKIR
MEB. Bakanlık Başmüfettişi (E)
e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com