Organize kopyaya YGS'de de izin veren ÖSYM şov olsun diye sonraki sınavda nefes almayı da yasaklar

YGS’deki son şifreli sınav kitapçığı rezaleti ortada. Milyonların yaşamını temelden etkileyen, hatta sonuçları bütün toplumun geleceğine yön veren bir sınavda bir şifreli soru kitapçığı hazırlanıyor ve bunun belli kişilere dağıtıldığı söyleniyor. Nispeten yeni olan KPSS’nin ardından halkın oturmuş gözüyle baktığı ve yıllardır güvenilir üniversite sınavının da bu hallere düşmesi, bu şaibelere sahne olması “yuh” dedirtiyor artık insana. Türlü yolsuzluklar, türlü haksızlıklar, suistimaller, art niyetler, çıkarcılıklar, kolaycılıklarla dolu, hem kapitalizm dejeneresi, hem de sapına kadar anti demokratik ve devlete benzemeyen bir devletin ülkesinde yaşadığımız gerçeğini böyle olaylar iyiden iyiye suratımıza vuruyor.
Bizzat ÖSYM kurumu ve onun üzerindeki devlet otoritesi bu konudaki hesabı bir an önce vermelidir. İlgili yöneticiler, hem de artık, yüzü geniş bir tavırla, “araştıracağız, yapacağız, edeceğiz, sözleriyle değil, insanların gözlerinin içine bakarak, meselenin ne kadar önemli olduğunu ve kendilerinin de ona kendilerini yıkacak denli üzüldüğünü belli ederek yapmalıdırlar bunu. Ortada iddia edildiği gibi bir suç varsa suçlular şeffaflıkla, neyin ne olduğu açıklanıp halkı biraz olsun rahatlatacak, en azından onun “bu iş sorumsuzca ve suratımıza sırıta sırıta ortada kalmadı” demesini sağlayabilecek biçimde cezalandırılmalıdır.
Devletimizin bu tür olaylarda devlet niteliğinin temsili bakımından nasıl büyük yaralar aldığından söz etmişken, bir başka devlet aczi gösterisi sunacak biçimde, suçlulara verilmesi gerekecek cezanın, sonraki sınavda bir kez daha masum öğrencilere kesilmemesine de dikkat edilmelidir elbette. Sınav öncesinde yapılan ciddi kopya organizasyonlarının, suç şebekesi biçiminde çalışan insanların kurumlara sızan danışıklılığının cefasını sonraki sınavlara giren öğrencileri insanlık ve özgürlük dışı muamelelere tabi tutup onların suyuyla şekeriyle uğraşmak gibi garipliklere başvurulmamalıdır. 21. Yüzyıl Türkiye’sinde hala, kurum başarısızlıklarını ülkenin asıl sahibi olan insan kitlesinin hak ve özgürlükleri üzerinde oynak hamleler yaparak ört bas edebileceğini sananların olması ne yazık!.Organize kopyayı yaratan içten destekli çeteleri engellemek yerine masum öğrenciyi rahatsız ederek halka “bakın biz nasıl her şeye dikkat ediyoruz” diye gereksiz şov yapma yoluna giden ÖSYM’nin yaptığı şu eski karikatürü nasıl da hatırlatıyor. Bu karikatürde, stadyuma giren seyircinin polis “biz görmeden bunları mı sokacaktın içeri hınzır!” diye ceplerini boşaltırken, adamın omzunda tüfek, elinde tabanca vardı!
Not: Bu arada, olayın arkasında tanınan bir cemaatin olduğuna, o cemaatten kişilerin KPP gibi bu işi de organize ettiğine dair şüpheler var. Bence bu rezalete bu durumda ilk tepki göstermesi gereken de o cemaatin hala Allah adını onurla ağzına alabilecek temiz mensupları ve hatta kendine dindar diyen camianın insanları olmalıdır. Bir ülkede dine ve dindarlık algısının bu şekilde aşınmasının, insanların din ve dindar deyince hissettiği duyguların kirlenmesinin bu kesimlere de faydasının olmayacağı, hatta bundan diğer kesimlerden de fazla zararlı çıkacakları açıktır.