- Kategori
- Futbol
Rakip Sevilla Skor Alâ

Yine muhteşem bir geceydi, Saraçoğlu' nda, o müthiş atmosferde bir devi daha dize getirdik.
İspanya takımlarına karşı genellikle iyi bir performans sergileyemeyen kanaryalar, bundan evvelki 7 maçında da rakiplerine yenilmişti. Fenerbahçe Avrupa kupalarında ilk defa bir İspanyol ekibine karşı galip geldi ve bu sıradan bir takım değildi... Bu ekip, iki UEFA kupasını müzesine götürmüştü.
Avrupa Şampiyonlar Ligi ikinci tur ilk maçında Sevilla' yı 3- 2 yenerek Kadıköy' deki yenilmezlik serimizi de devam ettirdik. Şükrü Saraçoğlu Stadı' nda üst üste çıktığımız 37' nci resmi maçımızda da yenilmezken, Avrupa kupalarındaki yenilmezliğimizi de 11 maça çıkartmış olduk.
Karşılaşmayı misafir seyirci trübününden yaklaşık 500 İspanyol seyirci izliyordu... Sevilla' lı oyuncular, maçtan 1, 5 saat evvel stada gelmişler, sahaya çıkarak zemini ve atmosferi incelemişlerdi. Birkaç gün önce yağan kardan kısmen zarar görmüş olan çimlerimizi çok beğenmiş olacaklar ki, maç boyunca uzuuun uzun yatıp yuvarlandılar. Doğrusu, bu seviyede bir ekibin süre geçirme adına yaptığı bu amatör çalışmalar, onları küçültürken bizi yüceltti.
Maçtan evvel statta çalınan Boca Juniors takımının taraftar müziği, Fenerbahçe taraftarını coştururken, bu coşku tezahürat olarak futbolcularımıza geri dönecekti elbet. Maçtan günler önce biletleri tüketmişti sarı lâcivertli taraftarlar ve stadı doldurmuşlardı. Maç öncesi yapılan coşkulu tezahüratlarla, futbolculara morâl aşılamıştı bu taraftar. Maraton alt trübün geleneği bozulmadı ve yine karton şovuyla ön plandaydı. Taraftarın hareketlendirdiği sarı kartonlarda "Time 2 Win" (Kazanma Zamanı) yazmaktaydı.
Teknik direktörümüz Zico, Çaykur Rizespor ile deplasmanda oynadığımız son lig maçındaki 11 kişilik kadroyu değiştirmeyerek aynen sahaya sürdü. Sakatlığı sebebiyle ligdeki son iki maçta kadroda yer alamayan Semih' i yedekler arasında görmek sevindiriciydi ve bu sevincimizin nedeni maçın sonlarına doğru apaçık belli olacaktı. Yeni transferimiz Maldonado' da bu maçı yedekler arasında geçirip, atmosferi solumakla yetinecekti lâkin, onunda sahne alacağı günler gelecekti elbet. Yedeklere baktığımda asıl beni sevindiren Serdar' ın varlığıydı... En formda dönemindeydi sakatlığına üzüldüğümüzde... Ligin üçüncü haftasında, Sivasspor maçının ikinci yarısında sakatlanmıştı ve yaklaşık 6 aydır kadroda yoktu... Hoşgeldin Kulbilge.
Maalesef günün, gecenin, takımın şanssızı yine Edu oldu. Sanırım bu gidişle devler liginin, kendi kalesine en çok gol ve asist kralı da Edu olacak! Lâkin hiç kızamıyorum ona, zira iyi niyetli ama şanssız.
Neticede bir devi mağlup ederek yolladık. Hattâ biraz daha şanslı olsak farklı bile yenecektik. Skor kaç kaç olursa olsun sonuçta galibiyet bu ve avantaj bizde. Orada yenilmedikçe, yâni her türlü beraberlikte dâhi gülen biz oluruz. Rövanş kolay olmayacak tabii ama onlar bizden fazla düşünecekler, şimdi arızaya geçen Sevilla çünkü. Artık onlar bizden korkacaklar, Fenerbahçe dendimi uzun düşünecekler.
Bize bu sevinci ve gururu yaşatan Sarı Kanaryalar' a sonsuz sevgilerimi gönderiyorum... Teşekkürler çocuklar, bilin ki bu galibiyete gözyaşı döken sadece Halit Kıvanç değildi... Sevgilerimle...