- Kategori
- Sivil Toplum
Reklam ve dizi karakteri olduk çıktık!

Polat Senaryoyu Seyircide Polatı takip ediyor
Yayından kaldırılan, beklenen ilgiyi bulamayan onlarca belki yüzlerce dizi var. Tozlu raflarda ya tamamen yok olup gitmeyi ya da tekrar seyircilerle buluşmayı bekleyen.
Ulusal ve yerel olmak üzere bir sürü televizyon kanalı var.
Her kanalın haftalık programına serpilmiş birbirinin benzeri ya da çok farklı konulara, oyunculara, senarist, yönetmen ve yapımcılara sahip yerli yabancı diziler bulunmaktadır.
Reklam derseniz o kadar çok ki yayında olanları dahi takip etmeniz mümkün değil gibi! Film ve dizilere göre çok daha fazla üreticilik, emek, zeka, yetenek kullanıldığını düşündüğüm reklamların seyri de bir fil veya diziden geri kalmaz zaman zaman. Tutulunca seri çekilmeye bile başlanır. Yada en baştan konulu, aşamalı reklamlarda çekilir ve kendini zevkle seyrettirir biz izleyicilere.
Benim tespit edebildiğim bilinçli uygulama Mahallenin Muhtarları adlı Kandemir KONDUK’un senaryosunu yazdığı dizidir bir oyuncuda beliren cümlelerin, sürekli tekrarlatılarak seyircilerin diline kelimelerin yerleşmesinin sağlandığı veya amaçlandığı.
Dizi 1992 yılında yayınlandı. Her oyuncunun ayrı bir söylemi vardı. Benim aklımda kalan Nedret ÖZBEK’in canlandırdığı evlenme zorluğu çeken, annesiyle sürekli çekişen ve çelişen saftirik ev kızı mehpare’nin kullandığı “Annem annem” dir. Kelimeler kadar oyuncunun söylem ve yorumu da çok etkili tabiî ki.
O zamanlar diziler bugünkü kadar hem çok değil hem de kazançlı değildi. Zamanla kanal sayısının artmasıyla dizi patlamasını da yaşar olduk.
Öyle bir hale geldik ki karakteriniz, psikolojiniz, etnik, ideolojik, siyasi, kültür vs yapınız ne olursa olsun sizi televizyon başına yayın saatinde kilitleyecek bir dizi mutlaka vardır. Şöyle bir bakın etrafınıza izlemeyenlerde kendilerini kaptırmaktan korkanlardır. İşte öyle bir çekim kuvveti var dizilerin.
Çoğunluk ise her gün ayrı bir dizinin, hatta ayrı kanallarda, ayrı saatlerde, ayrı dizilerin peşinde sürüklenip gitmekteyiz. Diziden diziye koşuşturuyoruz sabahtan-akşama, pazartesinden-pazara…
Sonra seyrettiğimiz dizi karakterlerinden aldığımız, beğendiğimiz, dilimize pelesenk ettiğimiz kelimelerle cümleler kuruyor, esprilerimizi onlardan aldıklarımızla süslüyor yada direk kullanıyoruz. Diziden bir karakter olup çıkınlarımızla, olmak için şartları sonuna kadar zorlayanlarımızın sayısı azımsanmayacak kadardır.
Şeyle bir kulak kabartın etrafınızdakilere… kullandıkları cümlelere, yaptıkları esprilere, hal ve hareketlerine… dizi kültürünüz varsa hemen tespit edebilirsiniz hangi kanalda, hangi saatte, hangi dizide hangi rolden alındığını…
Bunu da normal karşılamak gerekiyor herhalde bizim gibi okuyarak değil de görsel içeriklerden öğrenen bir toplum oluşumuz nedeniyle.
Hep beraber bakalım etrafımıza kimler yok ki dizilerden tanıdığımız…
Kurtlar Vadisi-Pusu-Polatlar, Mematiler, Abdulheyler, Güllüler, Dayılar, Babalar, Hüsnüler, Murolar, Deli Hikmetler, Ömer Babalar, Tuncay Kantarcılar, Fuatlar, İnciler, Bulutlar, Büyük İskenderlerler(Tarihte Büyük İskender olarak isim yapmış Roma İmparatorundan daha ünlü bizim toplumumuzda galiba-Büyük İskender kim diye bir anket yapılsa dizideki üstünlük sağlar açık farkla)…
Avrupa Yakası- Burhan abiler, Gafurlar, Aslılar, Volkanlar, Tacettin, Sertaçlar, Fatoşlar, Yapraklar, Kubiler, İfotlar, Tanrıverdiler, Şesular, Selinler, Bülent beyler, Şahikalar, Hediye hanımlar, Sadettin beyler, İzzetler, Makbuleler, Dursunlar, Cemler, Osmanlar…
Binbir Gece-Şehrazatlar, Keremler, Onurlar, Burhan beyler, Bennular, Ganiler, Füsunlar, Buraklar, Ali Kemaller…
Selena- Fitnatlar. Selenalar, Aslılar, Hadesler, Kıvılcımlar, Yüce Honoslar, Burak öğretmenler,
Ihlamurlar Altında- Yılmazlar, Filizler, Elifler, Ömerler, Handanlar, Müjganlar, Aliler, Cemler, Salihler, Erol Tekinerler, Keremler…
Kadın İsterse-Cananlar, Duygular, Zaferler. Alevler, Fatmalar, Selinler, Cavitler, Dmetler, Buketler, Rafiler…
Kaynanalar- Nuri ve Nuriye kantarlar, Rukiyeler, Tijenler, Timurlar, Döndüler, Durmuşlar, Dursunlar, Timurlenkler…
Kavak Yelleri- Aslılar, Denizler, Efeler, Ayşeler, Lemanlar, Salihler, Cananlar, Ahmetler, Osmanlar, Nevzatlar, Şevketler…
Tatlı Kaçıklar-Rafetler, Saffetler, Aysular, Tarumarlar, Beton Raziyeler, Afitaplar, evin Analar, Hilkatlar, Ayşecanlar…
Cennet Mahallesi-Yunuslar, Ferhatlar, Penbeler, Sultanlar, Selimler, Rızalar, Menekşeler, Muharremler, Rüstemler, Beter Aliler…
En Son Babalar Duyar-Şükranlar, Mehmetler, İpekler, Mustafalar, Defneler, Hülyalar, Kadirler, Rafiler…
Aliye- Refiyeler, Denizler, Aliyeler, Sinanlar, Feyyazlar, Nusretler, İkballer…
Bizimkiler-Şükrüler, Nazanlar, Aliler, Bilgeler, Haliller, Nazımlar, Sabriler, Demetler, Sedatlar, Aydınlar, Ademler, Cemiller, Katil Yavuzlar, Cemler, Türkanlar, Cenaplar, Sevimler, Hüseyinler, Kapıcı Caferler,
Bir İstanbul Masalı-Selimler, Demirler, Esmalar, Ömerler, Behiyeler, Cemaller, Tatyanalar, Nazlılar, Sercanlar, Suzanlar, Çiçekler,
Daha fazla uzatmanın yeri yok sanırım. Burada yazdığım dizi ve dizi karakterlerinden sizde bir-iki söylem hatırlayacaksınız yıllara rağmen. Ya da karakterlere-rollere ait hatıralarınız üzerindeki tozları kaldıracak yeniden o günlerden esintiler yaşayacaksınız.
Her bir karakter ve oyuncu bize bir şeyler vererek bitirmiştir diziyi. Aldıklarımızdan çoğu o günlerde kalırken bir kısmı hala hayatiyetini sürdürmektedir dilimizde veya hal ve hareketlerimizde.
Dizinin, reklamın canlı reklamların yapmayı gönüllü üstlendik bilerek bilmeyerek.
Bugün dün geceki dizinin etkisiyle çok espri yaptık, söylem ve hareketlerden örnekler sergiledik. Konuşmalarımızda göndermeler yaptık.
Dizi ve reklamlardaki müzikleri mırıldandık. Karakterleri taklit ettik… bizde diziden, reklamdan dizide yaşayan bir parça olduk.
Dizi seyrederken dizilik olduk!...
Erdoğan KURT-27.11.2008-ANKARA