Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Saçlarına kar mı yağdı?

Saçlarına kar mı yağdı?
 

Aynanın başına geçip uzun uzun kendini inceleyenlerden değil o. O yüzden görmedi belki de. ‘Oo, pırıl pırıl bembeyaz bir saç teli. Saçın ağarmaya başlamış...’ dediler. Baktı, bembeyazdı ve bir değil birkaç tane vardı. Saçlarına serpilmiş kar taneleri gibi, öyle temiz ve beyaz. Şimdiden mi başlamıştı? Erken miydi? Değildi belki de.

Belli bir yaştan sonra yıllar değil, yaşananlar, yaşanamayanlar eskitiyordu bizi belki de. Daha üç-dört sene önce fotoğrafları vardı, pırıl pırıl bakışlar dünyaya meydan okuyan, onun hızına, engellerine, yokuşlarına, inişlerine. Çizgiler yoktu o zamanlar yüzünde, gözünde, kalbinde.

‘Daha ne oluyorsun?’ dediler, ‘Kendine iyi baksana biraz. Boşveer.’ ‘Ben’ ve ‘kendime iyi bakmak’; ‘ben’ ve ‘boşvermek’ diye düşündü, ağzında acı bir tatla gülümseyerek . Keder ona yakışıyordu belki de, hani harfi harfine Victor Hugo söylemiş ya:

Ne kadar değişmişsin görmeyeli,
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli

Böyle mahzun kederli değildin eskiden
Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
Baygın kokusuna anılarla beraber giden
Böyle mahzun kederli değildin eskiden

Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Ağlamaktan mı karardı gözlerin
Bir zamanlar gözyaşını sevmezdin
Şimdi nerden yaşardı gözlerin
Hasta mısın, yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar

Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
Keder sana yakışmıyor gül biraz
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.

Açtı avuçlarını, acelesi var zamanın kayıp gidiyordu ellerinden. Tutmak istedi zamanı, tutamadı. Daha bir sarılmalı yaşama diye düşündü. Geçen yıllar vardı; ama gelecek yıllar da. Saç beyaz olmuş olmamış ne önemi vardı? Bir an önce dalmalı hayata, yapılmak istenenlere; karar verdi. Sevdikleriyle, sevdiği şeyleri yapmak zamana karşı durmasını sağlardı belki de. Bir gün yaşam fırtınasında tutunduğu ağaç onu daha fazla tutamayacak, karanlık göğe karışacaktı ama o güne kadar sımsıkı tutunacaktı ağaca, ağaç o olacaktı.

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara