- Kategori
- Kültür - Sanat
Sanat dünyası 2012 ve can madenciliği

"Realizmden Minimalizme"
"Uzaklarda bir ateş yanıyordu. Herkes biliyordu ki günün birinde sönecekti. Yine de o kaçınılmaz sona dek onun içlerini ısıtmasını, çiçeklerin güzelliğini yumuşak bir ışıkla boyamasını istiyorlar, bu küçük sevinçlerde büyük mutluluklar buluyorlardı."
Bir görüntünün (1) çağrışımlarıyla dökülmüştü bu sözcükler. Yansımaların küçük bir örneği.
Paylaşım evrenine Can Madenciliği (2) diyerek adım atmıştım. Sonra güzelliklerin Sanat Dünyası'na (3, 4) yansımasını ummuştum.
Neredeyse pes edecektim.
Düşünceler ışıkta uçuşuyor. Öyle çok söz söyleniyor ki duyan yok. Herbiri suya atılan taşın dalgaları gibi anında yok olmaya başlıyor. Kulaklar, yürekler sağır. Gözler bakmıyor bile. Nasıl görsünler?
İnsanın kendini tanıması öylesine güç ki. "Öğrendim, biliyorum" dediğiniz anda aslında gerçekten çok uzak olduğunuzu anlamaya başlıyorsunuz.
Hele bir başkasını anlamak ve anlaşıldığını hissetmek neredeyse olanaksız. Belki bu yüzden sürekli bir sorgulama, çatışma içindeyiz. İçimizi dökmek istiyor, yalnızlığımızı boş sayfalarda yarattığımız dışavurumlarla unutmaya çalışıyoruz.
Yazılanlar, yerin altında çıkarılıp saflaştırılmayı bekleyen değerli kaynaklar gibi, bilgisayar ağlarının sonsuz bilgi bankalarında gömülü kalıyor. Aslında ne yazık ki çoğu kitap da raflarda ışık yüzü görmeden yıllarca bekliyor.
Bu değerlere ulaşmak, onları yer altından çıkarmak öyle güç ki.
İşte tüm bu zorlukları Sanat Dünyası 2012 seçmesi için çırpınırken de yaşadım. Ne yazık ki pek küçük bir bölüme ulaşabildim. Görmem gerekenleri göremedim. Yine de bu çabalardan vazgeçmemek gerektiğine inanarak elimden geleni yaptım.
Yaşam incecik de olsa yeşil bir filiz vermenin yolunu buluyor. Çölde bile, sert kayaların içinde bile yürüyebiliyor.
Umutsuzluğun verdiği bir inatla bir kez daha seslenmek istedim. Biliyorum, sonunda insanlar birbirlerinin sesini duyacaklar, gözlerin derinliğinden yüreklerin sıcaklığını anlayacaklar, farklı olanı nefretle cezalandırmak yerine hoşgörüyle bağırlarına basmayı öğrenecekler.
O güne dek işimiz zor. Belki kendimizi, belki birbirimizi kandırıyor, umutlarımızın yaşamın gücünü taşıyıp büyümesini diliyoruz.
İşte sanat dünyasındaki yansımalardan bazıları. (5) Olup bitenlerin pek azı belki.
Küçük de olsa bir umut taşıması dileğiyle.
1. negis art, https://fbcdn-sphotos-c-a.akamaihd.net/hphotos-ak-frc3/s480x480/319037_422625131124078_1466540567_n.jpg
2. Mehmet Arat, Can Madenciliği, http://blog.milliyet.com.tr/can-madenciligi/Blog/?BlogNo=342671
3. Mehmet Arat, Sanat dünyası, http://blog.milliyet.com.tr/sanat-dunyasi/Blog/?BlogNo=354971
4. Sanat dünyası grubu, https://www.facebook.com/groups/232028053547873/
5. Sanat Dünyası 2012, http://mehmetarat2000.blogspot.com/2013/05/sanat-dunyas-2012-uzaklardaki-ates.html