Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

13 Eylül '14

 
Kategori
Resim
 

Sanatçı- sanatsever ilişkileri nasıl olmalıdır?

Sanatçı- sanatsever ilişkileri nasıl olmalıdır?
 

Fikret Mualla, Bayan Portresi, Karışık teknik 23X19 cm


Sanatçının bir çok unsuru bulunmasına rağmen, en önemli unsuru özgün olmasıdır.  Sanatsever ise sanatçı tarafından üretilen bu özgün eserleri izleyip, değerlendirebilen ve sanat için zaman ile parayı ayıran insandır. “Kuru kuru kurbanın Olayım.” Tarzı hayatı boyunca  bir tek eser satın almamış kişiden sanatsever  olmaz.

Sanatsever öncelikle beğeniyle hareket eder, beğenilerini bilgi ve tecrübeyle şekillendirir. Sanatsever önüne konulan her şeyi beğenen değildir.  Sanat ve sanatçı çevresinden gelen bilgileri  değerlendirerek beğenini ortaya koyan sanatsever sanatla uğraştıkça kendisini geliştirir. Sanatseverden beğeni sağlamak isteyen sanatçı;   sanatsevere yönelik Sürekli,  doğrudan/ dolaylı ve Özel/Genel  bilgi göndermesi  gerekir.

Zaman zaman sanatçı ve sanatseverler arasında sorun yaşanabilir. Bu sorun merkezinden uzaklaşarak basın , TV ve yeni iletişim merkezi üzerinden başka yerlere doğru giderek ve her iki tarafa olduğu gibi sanata da zarar verebilir.

“Herkes haddini ve sınırını bilmelidir.” Bu çok güzel bir deyimde belirtilen bu sınır ve had bilememezlik ortadan kalkmadıkça sorun daha da büyür ve kontrol edilemez hale gelir.

Sanatçı sanatsevere bilgi gönderirken , sanatseverden  geri dönüşü  yapılan bilginin ve geri iletişiminin analiz etmeden sanatçı tarafından kullanılması ve sanatçının bundan etkilenmesinin   sanatçı için zararlı olacağı düşüncesindeyim. Ne zaman sanatçı, sanatseveri dinler hale gelirse olması gerek özgünlüğünden, yaratıcılığından uzaklaşarak seyirciye oynayan futbolcuya döner.

Sanatçı Sanatsever ilişkilerini anlayabilmek için;

1-      Resim sanatçısı kendini  öncelik halka nasıl anlatmalıdır? 

2-      Sanatçı kendini anlatmaya çalıştığı halk içinde sanatsever kitlesine nasıl kolaylıkla ulaşabilmelidir?  

3-      Sanatçı kendisinin tanıtımını yapmak zorunda mı?”

4-      Sanatçı-Sanatsever ilişkilerinde kantarın topuzu nerelerde kaçıyor?

sorularına cevap bulmak gerekir.

A-     SANATÇILARIN DÜNYASI SANATSEVERDEN FARKLIDIR.

Sanatçının ve sanatseverin farklıdır. Sanatçı ve sanatseverin Dünyaları ve ruh yapıları Dünya’dan ve sanattan beklentileri son derece farklı olup,  Sanatçı ve sanatkar Dünya’ya farklı yaklaşır. Sanatçı resimlerinden elde ettiği gelirle geçinir. Sanatsever ise hoşlandığı için resim alır. Sanatçı ürettiği resimleri ile bu Dünya’da, hayalleri ile başka bir Dünya’da yaşar. Sanatçının ürettiği eserlerle elde ettikleri finansal güç onu daha büyük projelere yöneltir. Sanatsever ise  sadece önünden geçenleri seyreder. Sanatçı; sancılar içinde  doğum yapan bir kadın, Sanat; sancılar sonunda doğan  ve sanatsever ise;  eline doğmuş bebek verilen babaya benzetilebilir.  Bu nedenle; Sanatseverin rolü çalınmamalıdır.

Sanatçı ayni zamanda bir sanatsever de olduğu halde bilgi birikimi, yeteneği ve mesleki donanımı ve içindeki yüksek egosu nedeniyle normal sanatseverden farklı olarak beğenir ve değerlendirir.

B-      SANATÇININ  BİREYSEL TANITIM FAALİYETLERİ :

1-      Sanatçı resimlerinden elde ettiği gelirle geçinir. Sanatsever ise hoşlandığı için resim alır. Sanatçı kendine bir Lobi oluşturmak ve bu lobi elemanı olan sanatseverlerden de hamiler(koruyucu-destekleyici) seçmek zorundadır.

2-      Facebook başta olmak üzere sosyal medya hızı ile sanatçı sanatseverle çok kolay iletişim kurmaktadır.

3-      Sanatçı aslında zaman fakirdir. Oysa sanatseverlerin sanatçıyı boş boş bloke etmeleri ona zarar yaratır.

4-      Sanatçı bir Pop Star değildir ki; her an sosyal medyada yer almaya çalışsın, “Beğendi” tıklaması almak için olmadık işler yapsın, Gazete ve dergiler zorlama verilen demeçlerle güncel kalmaya çalışsın.  Daha doğrusu işini gücünü bırakıp bunlarla uğraşan sanal bir ressam haline gelsin.

5-      Sanatçı ve sanatsever çok iç içe olmamalıdır.

 

C-      SANATÇI İÇİN ZAMAN VE SAĞLIĞI  SON DERECE ÖNEMLİDİR :

1-      Sanatçı Beyin-Göz-el koordinasyonuyla çalıştığı için iyi uyumak, sağlıklı  ve dinç olmak zorundadır.

2-      Bir sanatsever grubu sanatseverle yoğun alkol sohbetlerinde bulunmayı sever. Bu da onun sağlığını, performansını ve çalışmalardan elde ettiği verimi doğrudan etkiler.

3-      Tüm günü sanatseverler tarafından bloke edilmiş sanatçı  gece çalışmaya başlayınca bu bir kural haline gelir. Sanatçı bu defa gece çalışan meslekler sınıfına girer. Fırıncı, gece bekçisi, Çorbacı, gece kulübü müzisyeni  gibi sabah olsa da yatsak diyenlerden olur.

4-      Her gece boyunca sigara, nescafe, rakı içerek resim yapmaya çalışmak  sanatçıyı olumsuz etkiler.

5-      Sanatçının halka yakın olması halkla her an iç içe olması değildir.  Siz hangi meslekteki kişinin aklına estikçe işini bırakıp gittiğini , aklına esen arkadaşının da onun işyerini sohbet alanına çevirdiğini biliyor musunuz?

 

D-     DUYGULARINA YENİLEN SANATÇILARIN BAZI HATALARI :

1-      Sanatçı alıngan-kırılgan olur.

2-      Sanatçı ya sıkılgan insan veya agresif insan olduğu için  (arası pek yoktur)  etrafındaki sanatsevere derdini anlatamaz susar veya keskin cümle ve davranışlarla  etrafındaki kişilerle ilişkiyi hemen bitirir. Sanatçı gerçek anlamda dost edinmede güçlük çeker. Elde ettiklerini de çok kısa sürede kaybedebilir.

3-      Sanatçılar kendi aslı faaliyetine  veya doğal faaliyetlerinin dışına çıkınca  kişiliksizleşir, etkisiz ve mutsuz olurlar. Onlar kavanozda yaşayan balık gibidir. Başka hayatlarda yaşayamaz. Sadece kendini gömdükleri rakı şişesinde yaşayan sanatçılar yok olur gider.

4-      Sanatçının etrafındaki bazı sanatsever grubu sanatçıyı pofpoflama başlar  (Sen değil Türkiye’nin, Dünyanın en iyi sanatçısın, ama nedense bu halk senin değerini anlamıyor vs.. vs…)  Bu kadar sanatçıyı şişiren sanatsever ! Sözüm sana.  Maden öyle ise al 10-15 tablo yatırım yapar ve kısa sürede para kazanırsın.  Nerede !!  Bu pofpoflamadan etkilenen ve sanatına yoğunlaşmayan ve kıskançlık kırizi geçiren  sanatçı  kendi doğal  çizgisinden çıkar.

5-      Bazı sanatseverler bilerek veya bilmeyerek sanatçıları çekiştirir. Sanatçılar sürtüşmeye başlayınca takım tutar gibi tansiyonu daha da artırırlar.

6-      Sanatçılar yanlarında sanatseverleriyle sergi açılışından açılışına gezmeye başladığı zaman diğer sanatçılardan da kendini soyutlamaya ve “ Benmerkezci”  olmaya  başlayınca   yalnızlığa doğru hızla yol alır.  Sanatçılar arasındaki küçük çaplı çekişmeler etraftaki sanatseverlerin psikolojik etkilemesi ile  ısrarla birbirlerini görmemeye çalışırlar.

7-       Bazı sanatçılar özgün ve farklı olduklarını  gösterebilmek için bu yapmaması gerekenleri yapar.   Farklılık ve özgünlük sanatsal  üetimi artırmak ve kalitesini yükseltmek içindir. Sanatçı farklı olur ve özgün olur. Bu özgünlüğünü davranışları ile değil eserleriyle ortaya koyar.

 

Netice olarak; sosyal medya yoluyla yüz yüze gelemeyen  sanatçı ve sanatseverler 24 saat iletişim halindedir.  Bu iletişim günümüz koşullarında kaçınılmaz ve sanatseverin bundan yararlanması da doğaldır. Bir sanatçının sanatseverlerle her zaman, sürekli ve iç içe olmasını pek uygun bulmuyorum.  Farklı Dünya’larda yaşayan bu iki grup zaman zaman negatif etkileşim içine düşmektedir. 

NOT:

1-Bu yazının konusu  önce sanatçılar ve daha sonra sanatçı olmaya çalışan ressamlar  olup, kimin sanatçı olup olmadığı da başlı başına ayrı bir yazıdır. Bu yazıdan kendinizce bazı bireysel benzeşimler çıkarabilirisiniz. Doğru da olabilir, yanlışta. Ben sadece gözlemlerimi aktarıyorum. Bu yazı ile hiç kimse doğrudan veya dolaylı hedef  alınmamıştır.

2- Bu yazı ile pek fazla işlenmeyen konu gündeme getirilmeye çalışılmaktadır.

 

 
Toplam blog
: 55
: 4036
Kayıt tarihi
: 02.03.09
 
 

15 yıldır  İnsan yaşamı ile doğanın kuralları arasındaki benzerlik, kaos, değişim, kaostan düzene..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara