Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şaşırdıklarım

Şaşırdıklarım
 

fotonun kaynağını hatırlamıyorum, umarım sahibi beni affeder


İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in bu alemi domates yemeden terk-i diyar etmiş olması, bana küçük dilimi yutturan gerçeklerden birisidir. (Avrupa domates ile Amerikanın keşfinden sonra tanıştı, bizim topraklarımızla da domates ile yaklaşık 100 yıl önce giriş yapmıştı, ayrıca Fatih Sultan Mehmet'in tek mahrum kaldığı lezzet bu değildi)
..................................

Topu topu sekiz notadan nasıl olurda bu kadar müzik türü, milyarlarca beste türeyebilir şaşkınlığını hiçbir zaman üzerimden atamadım.
.................................

İlkokul öğretmenim mavi ile sarıyı karıştırıp yeşil rengini elde edebileceğimizi söylediğinde de çok şaşırmıştım. Hatta söylediği şeyi yaparken de kendimi yeni bir şey icat ediyor gibi hissetmiştim.
................................

Ruhi Su’nun yetim bir Ermeni çocuğu olduğunu öğrendiğimde de acı hissi yüksek bir şaşırma duygusuna kapılmıştım. Mimar Sinan içinde benzer duyguyu yaşadığımı söyleyebilirim.
...............................

“Aziz Nesin” isminin ünlü yazarımızın gerçek ismi olmadığını, Disk’e bağlı Maden İş Sendikasının büyük grevini eleştirdiği için DİSK/TKP taraftarlarının ona hakaret etmek için kullandıkları bir sloganı (“sen nesin” – Can Yücel bu sloganı İngilizce okunuşu ile “saint nesin” olarak değerlendirmiş ve “aziz nesin”e çevirmiş) kendisine isim edinmesini öğrenmem beni hem şaşırtmış hem de bütün Aziz Nesin eserleri gibi güldürmüştü.
.............................

TKP Genel Başkanı Aydemir Güler‘in Mehmet Akif Ersoy’un torunu olduğunu öğrenmekte şaşırtıcıydı.
..............................

Hz. Muhammed’in miraca çıkışında Allah’ın kendisine, ilk olarak kullarına günde 50 vakit namazı farz kıldığını bildirmesi ve ardından dönüş yolunda Hz. Musa’nın tavsiyesi üzerine birkaç kez tekrar Allah’ın katına çıkarak bu kadar çok vakit namazının müslümanlar tarafından yerine getirilemeyeceğini dile getirerek namaz sayısını 5'e düşürtmüş olması şaşırtıcı bir dini bilgiydi.
.............................

Ortaokulun sonuna kadar harf devrimini yanlış yorumlayıp, Osmanlı döneminde yaşayanların Arapça konuştuklarını, Cumhuriyetin kurulup devrimlerin hayata geçmesinden sonra Türkçe konuşmaya başlanıldığı düşüncemin yanlış olduğunu öğrenmem de ilginç bir deneyimdi.
..............................

Futbolda eskiden kalecilerin geri pasını elle tutabiliyor olması şimdi çok şaşırtıcı ve inanılmaz geliyor. Hatta daha önceki yıllarda futbol karşılaşmalarında averaj denilen bir kuralın bulunmaması ve bir takımın ilk maçta 8-0 yenilmesine karşın, rövanşında 1-0 galip geldiği takdirde elenmiyor oluşu, o tarihlerde futbolu yönetenlerin çokta zeki olmadığını düşündürtüyor.
............................

Osmanlı döneminde Türklüğün bilinen bir kavram olmadığını, insanların kendilerini yalnızca Müslüman olarak tanımladıklarını öğrenmem karşısında zihnimi yeniden toparlamam uzun bir zaman almıştı.
............................

Yazar Ümit Kıvanç’ın Halit Kıvanç’ın oğlu olduğunu öğrendiğimde fazlası ile şaşırmıştım. Neden bu kadar şaşırdığımın yanıtı da hiçbir zaman veremedim.
............................

İlk kez ne zaman öğrendim hatırlamıyorum ama bayanların regl dönemleri olduğunu öğrendiğimde de, uzun süre kendimi toparlayamadım. Her ay düzenli olarak insan vücudundan kan akıyor olmasını bir türlü kabullenemedim. Daha da kötüsü, neredeyse herkesin bildiği bir gerçeğin dünyada kimse tarafından bilinmeyen bir sırmış gibi saklanma çabasını fark etmemde şaşkınlık listemin top 10’unda yer alır.
...........................

Milliyet Spor yazarı Ömer Üründül’ün şu ana kadar hiçbir ücret ve ödeme almadan, sırf hobi olarak spor yazarlığı yaptığını öğrenmek dumur düzeyinde bir şaşkınlık yarattı bende.
..........................

Çocuklar için yumurta üretmeye çabalayıp durduğunu düşündüğüm tavuğun aslında üreme çabası içinde olduğunu öğrenmem kadar, çocuklara süt içirmek için uğraştığını düşündüğüm ineğin bunu esas kendi yavruları için ürettiğini öğrenmem ürpertici bir şaşkınlık yarattı. Bal yemek içinde arıların yemeklerini çalıyor olmamız da ne kadar bencil bir ırk olduğumuz düşündürtmüştü.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..