Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '22

 
Kategori
Güncel
 

SAVAŞ,ANNE,ÇOCUK,EKMEK,SU,ÖLÜM

Savaşlar, şehirler,  mahalleler, köyler, evler, anneler, çocuklar, ekmek, su, ölüm ve kalım...

Savaşlarda anneler ne yapar?..

Çocuklar ne ister?..

Ukrayna'dan 3 çocuğuyla kaçan acılı anne Nadia Denisenko anlattı:

-Oğlum, bir daha bulamayız diye kaldığımız dairenin farklı yerlerinde hâlâ ekmek ve şeker saklıyor…

-Şehirden geriye hiçbir şey kalmadı…

-Mariupol çok canlıydı ve sürekli gelişiyordu…

-Mükemmeldi…

-Tüm bunlar neden oldu, bunu neden yaptılar anlamıyorum…

-Ukrayna'da on binlerce kişi haftalardır, kuşatma altındaki Mariupol'de mahsur...

-Kentte elektrik, su ve doğalgaz yok...

-Yardım dağıtımı için, insani koridorlar açılması ve kent sakinlerinin tahliye edilmesi girişimleri başarısız oldu…

-Kentten kaçmayı başaranlar için de zorluklar devam ediyor…

-Özellikle de çocuklar için…

-Camları kırılan soğuk bir dairede, üç hafta yaşadıktan sonra kenti terk ettik…

-Günlerce, yiyecek fazla bir şey bulamadık ve neredeyse hiç su yoktu...

-Şişe suyu bulunca çok sevindik…

-Suyu, saniyeler içinde bitirdik…

-Savaş başladığında küçük oğlum, 'Anne, ekmek istiyorum.' dedi…

-Genellikle sabah 5'te uyuduk ve bazen uzak, bazen yakından duyulan patlamaların, hepsi bizi uykusuz bıraktı…

-Cehennemi yaşadık, sabah uyanıp uyanmayacağımızı bilmediğimiz günlerdi…

-Mariupol, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde dehşeti yaşadı…

-Havadan, karadan ve denizden acımasızca bombalanan kentte, binlerce kişi yaşamını yitirdi.. -Birçok kişi, aceleyle toplu mezarlara gömüldü, yıkılan binalarıyla kent harabeye döndü…

-Ağır topçu ateşi altındaydık, hiçbir şeyi umursamıyorlardı…

-Oğlum sürekli patlamaları soruyordu; "Ona, 'Korkma oğlum, bunlar havai fişek' diyordum…

-Sokakta yemek pişiriyorduk, son iki günde yiyecek hiçbir şey bulamadık, mısır gevreği ya da yulaf bile...

-Kent sakinlerine göre paranızın olması da bir şey değiştirmiyor, çünkü kente hiç yiyecek kalmamıştı.

-Ayrıldığımızda korkunç bir şeye tanık olduk, bir arabaya top mermisi isabet etmişti, arabanın sürücüsü bir askerdi, ailesini kentten çıkarmaya çalışıyordu, başından yaralanmıştı…

-Adamı bodruma taşıdık, doktor olmayan genç bir kadın, iğne-iplikle ona dikiş attı...

-Eve geldiğimizde oğlum; 'Anne, bizi neden öldürmeye çalışıyorlar?' diye sordu.

-Ona ne diyebilirim ki?..

-Cevabını bilmiyordum…

-Günler sonra; 17 Mart'ta, sonunda bir sivil konvoyla kentten çıkmayı başardık…

-Yol, Rus askerleri ya da ayrılıkçıların kurduğu barikatlarla doluydu...

-Sürekli otobüsü durduruyorlardı, erkekleri kontrol ediyorlardı, telefonlarımıza bakıyorlardı…

-Mariupol'de çektiğim tüm fotoğrafları sildiler…

-Şehri terk ettiğimizde çamur içindeydim, banyo yapamamıştım, daha içecek su bile bulamazken banyo yapmayı düşünemiyorsunuz…

- Bir gün, oğluma, neden ekmek sakladığını sordum: “Yarın yiyecek bir şeyimiz olsun diye." yanıtını aldım…

-Bir gün savaş bittiğinde ve yeniden inşa edildiğinde Mariupol'e geri döneceğime de inanıyorum…

Ve..

Ne kadar kolay söylenip, yazılıyor, konuşuluyor şu 3. Dünya Savaşı lafı…

Savaş ne demektir bilen de konuşuyor, bilmeyen de..

‘Ukrayna-Rusya Savaşı’ deniyor da, gerçekte bu bir ABD savaşıdır.. Geçen asrın neredeyse yarısından bu yana, dünyanın her yerinde yaşanan ve halen de birçok ülkede devam eden savaşların hepsi ABD savaşıdır..

Baksanıza Pakistan hiç rahat yüzü görmüyor, neden acaba?..

Savaş!..

HARP İÇİNDE

Babalar evlerine mahçup döndü her akşam

Harp içinde.

Anaların sütü kesildi,

Çocuklar ağladı,

Erkekler askere gitti.

Kadınlar bir deri bir kemik.

Harp içinde kızlar sarardı.

Savaşanlardansa

Ancak bir hatıra kaldı… (Cahit Külebi)

 
Toplam blog
: 94
: 202
Kayıt tarihi
: 16.08.12
 
 

Babam; okumaya, hele de gazete okumaya çok meraklıydı. Aldığı gazeteleri okur, sonra da masama bı..