Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

Seçim manzaraları

Seçim manzaraları
 

Genel seçime, yaklaşık yedi ay kala, ortalık hareketlendi. İktidar günah çıkarıyor. Borçlar af ediliyor. Kadrolar açılıyor, Konuşmalar, cağız, ceğiz, cuğuz, ekleri ile sonlandırılıyor. Seçmen sayımızın, neredeyse, %70 ini teşkil eden garibanlar, en keyifli yedi aylarını yaşamaya hazırlanıyorlar. Makarnalar, bulgurlar, kışlık kömürler, şimdiden kapı önlerine yığıldı bile. Birikmiş olan, elektrik, su, borçları, faizsiz, yalın bir şekilde, taksite bağlanacak. Yakında cep harçlıkları da, yan ceplere konulur.

Cuma namazları da, politikacılar ile birlikte kılınır. Türbanlı, kurbanlı, hareketli bir seçim olacağı, şimdiden belli oluyor. Bu seçimin, asıl sermayesi, Kürt halkı olacak. Kürtlere ne verilecek? Kim daha çoğunu verecek. BDP nin, iktidar umudu olmadığı için, onlar bir şey vermeyecekler. BDP, katalizör olacak. Bu neden le, kime yanaşacaklar, önemli olan, o. Kılıçdaroğlu ve CHP kurmayları, Kürtler ile azıcık muhabbeti artırınca, Başbakan huylandı. Hemen, BDP lileri tu, kaka, ilan edip, CHP ye yüklendi. Ne yapmış CHP, medyanın gözü önünde, BDP lilere bayram ziyaretinde bulunmuşlar. Hepsi bu.

Kimse, kapalı kapılar ardında fis kos yapmadı ki. İmralıya özel ulak da gönderilip, icazet de alınmadı. Biz konuşmadık, devlet konuştu, ayaklarına da yatmadılar. Şimdiye kadar, yapılmayanı yaptılar. Göstermelik de olsa, bir diyalogu başlattılar. İnşallah hayırlı olur. Peki, Başbakan bu manzaradan niye tırstı. Güney doğu da ve doğu da, iki aktörlü dönem bitiyor da ondan mı acaba? Anan belli, baban belli. Sen nereden çıktın, nöbet şekeri? Bulgur, makarnayla değil, 600 TL aile maaşı ile, varoşlara giriş yapan Kılıçdaroğlu, Kürtlere ne verecek? AKP yi de, BDP yi de, huylandıran, işte bu. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, karın doyurmuyor. Daha çok özgürlük, daha çok demokrasi edebiyatı ile PKK, daha çok Kürt insanına kıydı. BDP lilerin, sunacak başka şeyleri de yok. Başbakan bunu biliyor. Takılın arkama, makarna, bulgur, kömür, beyaz eşya bende. Hepiniz bendensiniz, diyor. Kılıçdaroğlu da, diyor ki: Bunlar dilenci işi.

Gelin, ben size para veriyim, bunları, adam gibi, gidin, marketlerden kendiniz alın. Avuç açmayın. Aslında, ikisinin arasında, ufak bir nüans farkı var. Biri, kapıya kadar kendisi getiriyor, diğeri, al bu parayı, git , kendin al, diyor. CHP, bu çelişkiden kurtulmalıdır. CHP, işsizliği, yoksulluğu, bitirmenin planlarını koymalıdır ortaya. Bölgelere göre, istihdam yaratmanın yollarını bulmalıdır. Adında HALK olan parti, halk gibi davranmalıdır. Patron gibi değil. Ağa gibi, hiç değil. Gel, para veriyim, git, kendin al, yerine, Sana iş veriyim. Çalış. Alın terinle kazan. Çoluk, çocuğunun boğazına, helal lokma koy, demelidir. Fark yaratmalıdır. CHP farkı. Bölge halkını, Allah yerine hüküm verenlerden, Padişah gibi, ferman yazanlardan, cellat gibi, can alanlardan, vampir gibi kan emenlerden kurtarmanın, zamanı geldi. İnsanları, devlet baskısından, terör korkusundan, ağa zulmünden, kurtarmanın zamanı. Bu da, makarna ile, bulgur ile olacak iş değil. Bunun yolu, eğitimden geçiyor.

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..