- Kategori
- Mizah
Sen gargara, o gargara...

Leman.karikatür
Arkadaşım kızıyor bana , “Sen Gargara, O Gargara …” Herkes Olmuş bir Farfara demeye getiriyor. Yani herkes kelle koltukta, yalın kılıç siyaset cephesinde çarpışıp duruyor ; “Sen ne halt ediyorsun behey hoca…” demeye getiriyor.
Sonra Silivri’yi hatırlatıyor (Silivri’de ne varsa..!) Herkes orada olanları, toplantıları, kaçıncı “Oturum” olduğunu unuttu gitti... Şimdi moda, Irak sınırında vurulan 35 kişinin hakkında, hukukunda … Şırnak'ın, Uludere ilçesinde, Irak sınırına yakın kesimde meydana gelen olayda hayatını kaybeden 35 kişinin acılı ailesine gerekirse tazminat verileceği duyuruldu… Daha ne olsun..! Herkes bu olayı konuşuyor…
İnsan bu ; “insanoğlu unutmakla maluldur..” demişler… Dünkü olayı, bugünkü olay unutturur. Cehennemin dibinde yatanlar da kendi dertlerini unuturlar ; “Vah garibanlar kaçakçılık yapacağız diye, ekmek yoluna Niyazi” olmuşlar diye o vatandaşlara ağlamaya başlarlar. Bu günlerde bir komutan daha anladığım kadarıyla çamaşırlarını toplama aşamasında… Daha başka bakalım kimler Silivri’nin yollarını öğrenecekler… Adamlar öylesine alışacaklar ki, oradan çıktıkları zaman da , “Nasıl olsa burası yeni açılan “İstanbul Kanalı”na yakın; 2023’e de pek fazla bir şey kalmadı, “Ay ayı, yıl yılı kovalar…” deyip, oralardan arsa, ev ney almaya kalkışmasınlar… Alsınlar, alsınlar akıllıca hareket etmiş olurlar. Kendilerine yaramasa bile torunlarına yaramış olur.
Silivri dışında her şey bilindik minval üzere yürüyor; Aslan Başbakan’nımız, Kaplan Muhalefet liderine ver yansın ediyor. O da ne desin gariban… “İstedik … istedik bir helikopter bile vermediniz …” demeye getiriyor. Hemen karşıdan yanıt hazır… Sana helikopter verirsek, aynısından İmralı’dakine de almak gerekir… ki yakışık almaz” mealinde cevap veriyorlar…
Hükümet kanadı çok üzgün olan bu olaya… Bizden tavsiye etmesi: Bundan böyle adamlar kaçakçılığa çıkarken, size telefon etsinler, siz de onlara kamyon ney verin; olmazsa, o tank gibi araçlar falan var ya, hani kariyer derler, onlardan ayırtın… Adamlar sağlam gidip sağlam dönsünler… Adamlar gidip gelirken,Türk bayrağıyla gidip geliyorlardı. Şimdi Türk bayrağı ile gidip, PKK bayrağı üzerlerine serilmiş dönüyorlar. Hiç olmazsa buna engel olabilirsiniz.
Kim ne derse desin, acı bir olay… Düşünebiliyor musunuz , iki kuruşluk ekmek yemek için oranın insanları, kurda kuşa ve de kurşunlara karşı gelmeyi göze alıyorlar. Niye? Adamların “geçimliği ; nafakası yok…” ne yapsın bu adamlar ; ya PKK’nin askeri oluyorlar, yada kaçakçı… O da olmazsa, falan şeyhin, yada ağanın kapısında kul oluyorlar bir lokma ekmek için… Hayat kolay değil, bazıları için hiç kolay değil… Bombalamayı düşünürken, insanların dirliğini de düşüneceksin…
İşin nice katmanları var, görüyor musunuz? Onun için Büyük Yönetici olmak, öyle Hz Ömer adaleti ile Devlet yönetmek kolay değil… Falan yerdeki kuzunun hakkını, kurda karşı koruyacaksın… Kolay mı?
Oy farfara, oy farfaraymış… Bazılarının bu dünyada ve öteki dünyada ve hatta Silivri’de ne olduğundan haberi yok… Gargarayla ömürleri ABD’de geçip gidiyor. Kimisi de, daha şimdiden Kanal yapılacak, diye … istikbalini düşünerek, arsa toplamakla meşgul… Görüyor musunuz herkesin derdini? Kimi et derdinde, kimi de ip derdinde… Şu hayat her zaman çelişkilerle doludur.
Alın size bir fıkra :
“Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..." demiş…
Şimdi diyeceksiniz ki : yahu bu yazıyla , bu fıkranın ne ilgisi var , bunu buraya nasıl soktun? Valla, ben uysa da koydum, uymasa da koydum… Gerisini okuyan düşünsün.