Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

Şiirde yanılsamalar 5: Belli temalara takılma

Şiirde yanılsamalar 5: Belli temalara takılma
 

İçerik, bir şiirin ana öğelerinden biridir. İçerik bir bakıma şiirde iletilmek istenen mesaj’dır; diğer yandan şiirin konusudur.
İçerik olarak belli temalara saplanıp kalma, her şeyden önce şairin acemiliğini ; yeni bir konuya dalabilme güçlüğünü, takıntısını gösterir.

Türkçe’de “Aşk Şairleri” vardır. Aşk şairi denince, Türkçe’de en çok akla gelen isimler, Karacaoğlan'la , Modern Şiir'de Ümit Yaşar Oğuzcan’dır.... Diğer yandan, örneğin, “Gurbet” şiirleri... Özellikle , gurbette Almanya’da , dünyanın dört bir tarafında olan şairlerimiz “Gurbet” şiiri yazmaya bayılırlar... Ama bu temalar üzerine yazmış ve çok güzel yazmış, şairlerimiz vardır . Örneğin, Kemalettin Kamu’nun şu şiiri unutulmaz:

"gurbet o kadar acı
ki, ne varsa içimde,
hepsi bana yabancı,
hepsi başka biçimde.
eriyorum gitgide,
elveda her ümide!
gurbet benliğimi de
bitirdi bir içimde.
ne arzum, ne emelim..
yaralanmış bir el'im...
ben gurbette değilim,
gurbet benim içimde."

Böyle güzel bir şiir işittikten sonra , insanın, yeter, bundan sonra bu konuda artık başka şiir yazılmaz , diyeceği geliyor ama, o kadar da değil..Tabii , insanlar özgür, her konuda, her temada yazacaklardır . Kimse engelleyemez . Nedir bu temalar?
Aşk, Duygular :Acılar (anne-baba, kahramanlık..) ; Yaşlılık, Gençlik; Nostalji (Geçmişe Özlem) ; Gurbet ; Toplumun , İnsanın dertleri vb …

Bütün bu konular, temalar üzerinde şimdiye kadar yüzlerce şiir yazılmıştır ve yazılacaktır da.Kimse bunu önleyemez. Çünkü bu insani duygular, insanın tarihi kadar eskidir.. Ama altını çizerek hatırlatmak istediğimiz şey, durmadan aynı konuya takılıp kalıp , “Aşk, minel aşk..” deyip diğer konuları görmemezlikten gelmek; durmadan aynı konuyu yazmak isteğidir. Her halde bu konuda israr etmek, sonunda yazanı da, okuyanı bıktırır. İnsanı çeken bir unsur çeşitliliktir. Derler ya hani, “İnsan her gün baklava, börek yese , bıkar…” Öyle. Şair dediğin farklı alanlarda, farklı temalar üzerinde at oynatmalıdır. O zaman onun şairliğini görelim, Yoksa , “Odunum da, odunum..” demek kolay, fakat çok sıkıcıdır.

En çok da takılma alanı “Aşk”dır. Bazıları için şiirle aşk özdeştir adeta. “Aşık olan şiir yazar..” “Şiir yazan aşıktır…” Bunda bir doğruluk var mıdır? Belki. “Aşk” insan duygularının en tepeye çıktığı , hassaslaştığı, biraz da hastalıklaştığı bir durumdur. Kişi bu duygularını karşıdakine nasıl ifade eder. Ya “Zom…” diye söyler de karşıdakini beyninden vurulmuşa döndürür. Yada 17. yy'da yaşamış Parisli şair, oyun yazarı ve silahşör Savinien Cyrano de Bergerac'ın gerçek hayat öyküsünden esinlenilerek Fransız şair ve oyun yazarı Edmond Rostand tarafından yazılmış ünlü bir sahne eserideki, Cyrano de Bergerac gibi beceriksiz arkadaşının yerine Balkonun altında güzel şiirleri sevgilisine okuyarak, serenat yaparak kendine hayran bırakır.

Yani “Aşk Şiirleri” bazen işe yarar ama, kızlar bu numarayı her zaman yutmazlar… Aptal aşık gibi şair yürekli bir safduranı bir dereceye kadar benimserler; ta ki onda bir yetenek görürlerse, veya kendilerini eğlendiriyorlarsa… Yoksa , hemen kaldırıp atarlar.

İşte, “Şiir” hayatta… Çoğu kez Gençlik ve Aşk olduğu zaman on tamamlayan üçüncü ayak olur ama… Her şey gençlikte olur… Yaşlılıkta öyle aşk şiiri filan yazmak ayıptır… Adamı bir tefe koyarlar ki.. Aman Allah…Değme gitsin…

Ama bana göre, yaşlılıkta "AŞK" şiiri yazanlar gençleşirler (veya aslında onların ruhu genç olduğu için mi aşk şiiri yazarlar?) fakat her yaşta denemeye değer.. Eh bir deneyin bakalım... Siz beğeniyorsanız, belki herkes de beğenir... Ne dersiniz?

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara