- Kategori
- Deneme
Şımaran satırlarım da!
Gelsin... O da gelsin! Sen de gel... Ne olamazsan öyle gel!
Şimdi dilimde şımarttığım harflerle sana yazdığım satırları, parçaladığım o imgeyle silmek, beni gözünde sadece küçük bir gözyaşı yapar... Ama gözyaşının içinde sadece ben olmam!
Bilirsin o çalan parçayı sen! O ana kadar anlamsızca çalan melodiler, bu anda kulaklarını yırtmaya başlar. Bilirsin işte sen!
Koparıp atmışım ben premature hayatlara olan bağlantımı ki ne bağlandığım anları ne de kopardığım anları hatırlamam. Ben kaçtım o küvözden dışarı, yarım kalmış tüm bedenimle!
Sen duygusallığına ver her egonun yıkılışında ki dirilme çabalarını, ben bencilliğine vereyim. Adına aşk de! Aşıktım de, çok sevdim de!
Kahvem bitmiş... İyi birşey değil mi? Çok içiyorum... İçme fazla diyorsun, sana zarar verir! Biliyorum, beni düşündüğünden söylersin bu sözleri. Bilmezsin ki seni düşündüğümden içerim bu kadar kahveleri. Aslında bilirsin seni düşündüğümü, bana mı kızarsın kendine mi?
Şımarttım işte sende ki beni... Şımarttım en çok ta bende ki seni...
Masalarımı, duvarlarımı, sesini, yüzünü, gülümsemeni, gamzelerini şımarttığım kadar şımarttım bizi...
Gün batımını izleyerek uyurken sen, ben gündoğumu bekleyerek yaklaşıyorum şimdi yatağıma... Sen ışıkları kapatıp girerken yatağa, ben ışığımı açarak giriyorum... Sevmiyorum ben gün batımlarını... Karanlık çöker, hüzün çöker, yaşam çöker üzerine... Sonra gece de şımarır gecesiz kalırım...
Sözünü ettiğim duygularım, sabah aynaya baktığında gördüğün yüzün kadar gerçek! O duygulara yüzüne sürdüğün makyajdan bir pudra çalsan, ne çatlakları kapatır ne de sana baktığım o anı!
İmgem sarsılmadı sende! Sarsılan yüreğimdi ben de! Özetle şımarttım ben senin sorularını! Şımarıp şımarıp cevap oldular bana! Aramaya devam et ormanlar kralını sen ki kendi kafesinde! Şımarsın o zaman da yaşam, benim tadsız dilimle!